Davacı tarafından borçlu şirket ve kefili aleyhine başlatılan icra takibinde, ... tarafından kendisi adına borca itiraz ile birlikte Antalyada ikamet ettiğinden bahisle icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiş, diğer davalı asıl borçlu şirket bakımından ise sadece borca itiraz edilmiştir. İtirazın iptali davasının dinlenilme koşullarından birisi de, takibin yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış olmasıdır. İİK'nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasında yetkili icra dairesinde takip yapılması özel dava şartı niteliğinde olup, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması şartıyla, mahkemece bu hususun kendiliğinden dikkate alınması gerekir. İlk derece mahkemesince ,şirkete tasfiye memuru atandığının tesbit edilmesi nedeniyle itirazın şirket bakımından geçerli olduğu kabul edilmiş ise de; açıkça ... bakımından icra dairesinin yetkiye itiraz edildiği belirtildiğinden şirketin icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğinin kabulü de doğru olmamıştır....
sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının yasal süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazının tamamen yersiz ve haksız olduğunu belirterek icra dosyasındaki davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve % 40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, bono hamili tarafından bonunun vadesinin geçmesinden sonra yasal süre içerisinde protesto tanzim edilmediğini, bono hamilinin müracat hakkının bulunmadığını bildirerek davanın reddini ve %40 tazminata kararı verilmesini savunmuştur....
Borçlu hem yetkiye hem de esasa itiraz etmişse, İcra Hukuk Mahkemesi, ilk önce yetki itirazını inceleyip kararı bağlar. Mahkemece yetki itirazının doğru bulunması halinde ise yani icra dairesinin yetkisiz olduğu kanısına varırsa, alacaklının itirazın kaldırılmasına ilişkin talebini reddeder. Bunun üzerine alacaklının İcra Hukuk Mahkemesinin itirazın kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararının kesinleştiği tarihten başlayarak on gün içinde, yetkisiz icra dairesine başvurarak dosyanın yetkili icara dairesine gönderilmesini istemesi gerekir. Somut olayda, ... İcra Müdürlüğünde başlatılan icra takibine karşı borçlu davalı İcra Dairesinde borca ve İcra Dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Alacaklı ... İcra Mahkemesinden yetki ve borca yapılan itirazın kaldırılması istemiştir. İİK'nın 4. maddesine göre her İcra Mahkemesi kendisine bağlı icra ve iflas dairelerinin muamelelerine yönelik itiraz ve şikayetleri incelemekle yetkili olduğundan uyuşmazlığın ......
Davalı-borçlu icra takip dosyasına verdiği dilekçesinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu yönün incelenmemiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 05.04.2021 tarih ve 2021/70 Esas sayılı karar ile; "...takip dosyası incelendiğinde; borçlu tarafından süresinde hem borca hem de yetkiye itiraz edildiği, taraflar arasında akdedilen sözleşme içeriği incelendiğinde taraflar arasında uyuşmazlığın çözümünde yetkili merciler olarak İstanbul Mahkemeleri ile icra dairelerinin yetkili kılındığının anlaşıldığı, mevcut uyuşmazlıkta tarafların tacir olduğu ve takibin yapıldığı Bakırköy İcra Dairelerini kesin yetkili kılacak bir hâlin bulunmadığı görülmekle yetki şartının geçerli ve usulüne uygun olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından yetkili icra dairesi olan İstanbul İcra Daireleri yerine Bakırköy İcra Dairelerinde takip yapıldığı, davalının yetkiye itirazının yerinde olduğu" gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin davalı ile olan ticari ilişkisi nedeniyle alacağının olduğunu, davalının fatura bedelini ödememesi üzerine aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, taraflar arasında alım satım ilişkisinin kurulduğu ve müvekkili tarafından edimin ifa edildiği yerin Ezine olduğu, davalının yetkiye itirazının bu nedenle yerinde olmadığını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40'tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili; İzmir icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, ayrıca takibe dayanak faturayı kabul etmediklerini, müvekkiline takibe dayanak fatura konusu malların teslim edilmediğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... İnş....
Somut olayda davacı tarafından, dava dilekçesinde herhangi bir gerekçe belirtilmeden sadece borcun bulunmadığı belirtilerek itiraz edilmiş, takibe konu senet nedeniyle davacının borçlu olmadığına yönelik herhangi bir belge de sunulmamıştır. Alacaklı tarafından da borca itirazın kabulü yönünde açık bir beyanda bulunulmamıştır. Davacı tarafın istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususların ise HMK'nın 357. maddesi gereği incelenmesi mümkün değildir. Bu durumda davacı tarafın borçlu olmadığına yönelik itirazını yöntemince ispatlayamadığı anlaşıldığından mahkemece davacının borca itirazının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
GEREKÇE: Uyuşmazlık usulsüz tebligat şikayeti ile borca, imzaya itiraz ve zaman aşımı itirazına ilişkindir. Adana 13.İcra Müdürlüğünün 2019/15436 esas sayılı dosyasının incelenmesinde Alacaklı T. Vakıflar Bankası T.A.O....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. Somut olayda; davalı tarafında davacı hakkında İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2019/14056 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, ödeme emrinin davacı-borçluya 03/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı-borçlu tarafından 10/10/2019 tarihinde borca itiraz edildiği, İİK'nın 168/5 ve 169. maddeleri gereğince yetkiye, borca ve imzaya itirazın beş gün içerisinde yapılacağının düzenlenmesi karşısında, davacının yasal süre geçtikten sonra borca itiraz ettiği, bu sebeple itirazın süresinde olmadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....
Hukuk Dairesinin 08.09.2021 tarihli ve 2020/2604 E. 2021/2186 K. sayılı kararı ile borca itiraz nedeniyle İlk Derece Mahkemesince İİK'nın 169/a-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapılarak yetkiye ve borca itiraz yönününden bir karar veremeyeceği gerekçesi ile duruşma açılarak davanın yeniden görülmesi için HMK'nın 353/ 1-a-6 maddesi uyarınca dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 09.12.2021 tarih ve 2021/624 Esas 2021/760 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ... 27. İcra Müdürlüğünün 2020/1352 Esas sayılı dosyasında mevcut 21.01.2020 tarihli ödeme emrinde talep edilen işlemiş faizin 77.460,27 USD'sini aşan kısmının iptaline, ödeme emrinin bu şekilde düzeltilmesine, diğer taleplerin reddine karar verilmiş ve bu kararın ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2022/73 Esasına kayden istinaf incelemesinde olduğu ve derdest olduğu görülmüştür....