İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2019 NUMARASI : 2019/641 ESAS - 2019/1119 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz ( İmzaya veBorca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu dava dilekçesinde özetle; hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya ve borca itiraz ettiğini, borcun zamanaşımına uğradığını belirterek, takibin iptaline, kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı alacaklı, borçlu hakkında .... İcra Müdürlüğü'nün 2014/6602 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak borçlunun hem yetkiye hem de borca itiraz ettiğini, yetkiye yapılan itirazı kabul ettiklerini, ancak borca yapılan itirazın kaldırılması gerektiğini, kiracının borcunu İİK.nun 269/c-1 maddesinde belirtilen belgelerle ödediğini ispat edemediğini, bu nedenle davalının temerrüde düştüğünü ileri sürerek davalının itirazının kaldırılması ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, davalı yanca icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş ise de Sulh Hukuk Mahkemesi basit usul yargılamasına tabi olup, ilk itiraz olarak yetki itirazında bulunulduğu, HUMK.nun 9 ve B.K.nun 73.maddeleri gereğince ödemelerin .../...’ye yapıldığı gözetilerek yetkili icra dairesince yapılmış geçerli bir icra takibi olmadığı gerekçesiyle takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, su tüketim faturasının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, icra takibinde sadece borca itiraz etmiş, icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiştir. İcra takibinde sadece borca itiraz edip, yetkiye itiraz etmeyen davalı icra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır. Ne var ki, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması mahkemenin yetkisine itiraz edilmesine engel teşkil etmez....
İcra Müdürlüğünün 2014/38123 esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhinde takip başlattığını, yetkiye ve borcun zamanışımına uğradığı gerekçesi ile borca itiraz edildiğini, takibin durduğunu, davacının İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/75 esas sayılı dosyasında ” İtirazın İptali “ davası açtığını, mahkemece davanın “ Yetkisizlik Nedeniyle “ reddedildiğini ve davanın yasal süresi içerisinde yetkili Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmediğini, kararın 09.02.2017 tarihinde kesinleştiğini, HMK'nun 20. maddesi gereğince İİK'nun 67. Maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığını, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, borcun varlığına ilişkin bir itirazın sözkonusu olmadığını, bu sebeple icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, mahkemece deliller toplanmadan karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir....
E. sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığı, davalı tarafça yetkiye ve borca itiraz ederek takibi durdurduğu, davacının 25.01.2016 tarihinde İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/75 E sayılı dosyasında itirazın iptali davası ikame edildiği, mahkemenin 2016/498 Karar, 03.10.2016 tarihli kararı ile "takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı, davacının hukuki yararı bulunmadığı" gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, davacının bu defa 22.03.2017 tarihinde eldeki itirazın iptali davasına konu Büyükçekmece ... İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı takip dosyası üzerinden takip başlattığı anlaşılmaktadır. İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup kamu düzenindendir ve 6100 sayılı HMK'nın 115. maddesi uyarınca dava şartlarının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmelidir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin takibin durdurulması, yetkiye, imzaya ve borca itiraz taleplerini ihtiva etmesine karşılık, itirazın sadece "yetki" yönünden incelenerek karara bağlanmasının, takibin durdurulması yönünde bir karar oluşturulmamasının; haksız ve kötüniyetli takip alacaklısı aleyhine, müvekkil lehine asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve takip alacaklısı aleyhine %10 aranında para cezasına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olup hükmün kaldırılmasına, ek gerekçe ile takibin durdurulmasına, lehlerine %20 tazminata ve takip alacaklısı aleyhine %10 para cezasına hükmedilerek yetki itirazımızın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2020/8197 takip sayılı dosyasında yetkiye, imzaya, borca itiraza ilişkindir....
Somut olayda icra dairesinin yetkisiyle birlikte borca itiraz edilmiş, itiraz üzerine açılan işbu davada ise mahkemenin de yetkisiz olduğu savunulmuştur. Hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz durumunda dava şartı olduğundan öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmelidir. Mahkemece bu yön gözetilmeden ve icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz değerlendirilmeden mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/10/2020 NUMARASI : 2018/1047 ESAS- 2020/741 KARAR DAVA KONUSU : İCRA TAKİBİNE İTİRAZ (BORCA İTİRAZ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: .Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların adresinin Başakşehir-İstanbul olduğunu, yetkili icra müdürlüklerinin Küçükçekmece icra müdürlükleri olduğundan yetkiye itiraz ettiklerini, takip konusu senedin icra kasasına alınmadığını, ödeme emrinin iptalini istediklerini, senedin teminat senedi olduğunu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağını, davalı bankanın HMC Yapı lehine kredi hesabı açtığını, senedin ise kullanılan kredilere istinaden vade kısmı ve düzenleme tarihi boş bırakılarak davalıya teminat olarak verildiğini, bu kısımların davalı banka tarafından sonradan doldurulduğunu, kullanılan kredilerin kat edildiğini, vadesi gelmeyen borçların muaccel hale getirildiğini ve senet ile ilgili icra takibi başlatıldığını, senette lehtarın HMC Yapı, hamilin ise banka...
İlk derece mahkemesince yetkiye ve borca itirazının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu olmayan icra takip dosyası incelenerek ve davanın süresinde olduğu belirtilerek, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yetkiye ve borca itirazın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kendisinin borçtan yeni haberdar olması nedeni ile borca ve yetkiye itiraz ederek takibin durdurulmasını istediğini ve 01/10/2019 tarihli dilekçe ile dava açmış ise de davanın yasal dayanağının bulunmadığını, örnek 7 ödeme emri davacının Çavuşçu Gölü Ilgın adresine tebliğe çıkarılmış olup ödeme emri 05/09/2019 tarihinde borçlu davacının bizzat imzasına tebliğ edildiğini, takibin kesinleşmesi ile haciz talep edilmiş bu aşamada davacı 18/09/2019 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmiş ancak itirazın süresinde olmadığı gerekçesi ile talebinin reddedildiğini, örnek 7 ödeme emrine itiraz tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerektiğinden bizzat aldığı ödeme emrine 18/09/2019 tarihinde yaptığı itiraz ile haberdar olmuş olduğu kabul edilse bile 7 günlük süre içinde icra müdürlüğüne yapılmayan itiraz kapsamında talebin süre yönünden reddi gerektiğini belirterek açılan davanın esas ve süre yönünden reddine, yargılama giderleri...