Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İtirazın iptali davalarında, yetkiye itiraz olması durumunda mahkemece ilk önce bu hususun değerlendirilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler ve açıklamalara göre somut olayda yetkili icra dairesi davalının yerleşim yerinde bulunan veya işin fiilen davacının çalıştığı yer icra dairesidir. Borçlunun ikametgahı ve adresi Kayseri ilidir. Dosyadaki hizmet cetveli ve kurum kayıtlarından, bilgi ve belgelerden davacının işini Çarşamba ilçesinde yaptığı anlaşılmaktadr. Somut olayda, davalı yanca başlatılan icra takibinde hem icra dairesinin yetkisine, hemde borca karşı itiraz edildiği, icra dairelerinin ve iş mahkemelerinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olduğu, genel yetki kurallarına göre işin yapıldığı yer (Çarşamba) itibarıyla istinafa konu kararı veren mahkemenin yetkili olduğu anlaşıldığından, işin esasına girerek toplananacak deliller doğrultusunda davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalıdır....

Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça yetkiye, borca ve imzaya itiraz edildiğini, davalının icra dairesinin yetkisine itirazının yerinde olmadığını, davalının borca yönelik itirazlarının da yerinde olmadığını belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/71 E. sayılı dosyasında görülmeye başlanan borca itiraz davasında verilen kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 08.09.2021 tarihli ve 2020/2604 E. 2021/2186 K. sayılı kararı ile borca itiraz nedeniyle İlk Derece Mahkemesince İİK'nın 169/a-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapılarak yetkiye ve borca itiraz yönününden bir karar veremeyeceği gerekçesi ile duruşma açılarak davanın yeniden görülmesi için HMK'nın 353/ 1-a-6 maddesi uyarınca dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 09.12.2021 tarih ve 2021/624 Esas 2021/760 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile İstanbul 27. İcra Müdürlüğünün 2020/1352 Esas sayılı dosyasında mevcut 21.01.2020 tarihli ödeme emrinde talep edilen işlemiş faizin 77.460,27 USD'sini aşan kısmının iptaline, ödeme emrinin bu şekilde düzeltilmesine, diğer taleplerin reddine karar verildiği ve bu kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20....

      İlk derece mahkemesi dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda; davacı hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacıya 22/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacının ise yetkiye, borca ve imzaya itirazına yönelik davasını İİK'nın 168. maddesinde belirtilen 5 günlük süre geçtikten sonra 10/09/2019 tarihinde açtığı gerekçesiyle davanın süreden reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin diğer takip borçlusuna yapılan ödeme emri tebliğ tarihini dikkate alarak davanın süreden reddine karar verdiğini, ödeme emrinin müvekkiline 06/09/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davanın ise 10/09/2019 tarihinde süresinde açıldığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca itiraz, İİK'nun 168/5. maddesine göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır....

      Sayılı dosyası ile davalı borçlu hakkında icra takibi başlattığını, borçlu avukatının takibin Anadolu İcra Dairelerinden başlatılması gerektiğini öne sürerek takibe itiraz ettiğini, icra takibini usulüne uygun olarak yaptığını, alacağın ilişkin tüm resmi evrakların dosyada mevcut olduğunu, usul ve yasaya aykırı olan itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Bakırköy 10. İcra Müdürlüğünün 2020/6654 E. sayılı dosyası ile ev almak için ödenen peşinat alacağına dayalı ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağı olarak dekontlar ve gayrimenkul satış sözleşmesinin gösterildiği borçlu tarafından yetkiye, takibe, borca, faize ve tüm ferilere itiraz edildiği anlaşılmıştır. İ.İ.K 50 yollaması uyarınca "Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir....

      Yapılan yargılama sonucunda yetkiye ve borca itirazın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetki ve borca itirazın reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava kambiyo takibinde yetkiye ve borca itiraza ilişkindir. Bonoya dayalı takip genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde ve ayrıca İİK 50/1 maddesi son cümlesi uyarınca bononun düzenlendiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir....

      Somut olayda, mahkemece, davaya konu takipte borçluların borca itiraz ile birlikte yetkiye de itiraz ettikleri, buna karşın davacı tarafça borca yönelik itirazın iptali talep edilip yetkiye ilişkin itirazın davaya konu yapılmayarak zımnen kabul edilmiş sayılması gerektiği, böylelikle; yetkili bir icra dairesinde başlatılmış geçerli bir icra takibinin varlığı kabul edilemeyeceğinden borcun esasına girilmeksizin davanın usulden reddine karar verilmiş ve davalılar ön inceleme oturumuna katılmadıkları halde davalılar lehine maktu 1.500,00 TL vekâlet ücreti tayin edilmiştir. Bu durumda, ön inceleme oturumundan önce Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6 maddesi gereğince 1/2 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

        Esas sayılı dosyası ile takip başlatmış, davalı, takibe itirazında, yetkili icra dairesinin kendi ikametgahının bulunduğu yer olan Ünye İcra Daireleri olması gerektiğini açıklayarak, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. İcra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilmesi nedeniyle takip durmuştur. Davacı alacaklı, itirazı benimsemeyerek, takibin başlatıldığı yerde bulunan, .....Asliye Hukuk Mahkemesinde, işbu davayı açmıştır. İcra İflas Kanunu'nun 50.maddesi gereğince; "Para veya teminat borcu için takip hususunda HUMK.nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur." HMK'nın 6.maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10.maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılabilir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir....

          İcra Müdürlüğü'nün 2018/11463 Esas sayılı takip dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı borçlunun icra mahkemesine başvurarak ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte yetkiye, borca, faize, ferilerine itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince borçluya yapılan ödeme emri tebligatının usul ve yasaya uygun olarak yapıldığı, yetkiye ve borca itirazın yasal süre içerisinde ileri sürülmediğinden davanın reddine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda; istinafa konu usulsüz tebligat şikayeti dışında, davacı borçluya aynı icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin bulunduğu, ilgili şikayetin Bakırköy 9. İcra Mahkemesi'nin 2019/691 Esas sayılı dosyasında incelenerek şikayetin reddine karar verildiği, kararın davacı borçlu tarafından istinaf edildiği, dosyanın istinaf aşamasında olduğu anlaşılmıştır....

          İİK 67/1.maddesine göre "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." Davalı vekili icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde hem yetkiye ve hem de borca itiraz etmiş, davalının adresinin-------yetkili olduğunu ileri sürmüştür. Ortada geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması itirazın iptali davası açılabilmesinin koşullarındandır. Geçerli bir icra takibinden söz edilebilmesi için takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması gerekir. Borçlunun icra dairesinine yaptığı itirazda hem yetkiye hem de borca itirazda bulunması halinde öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekmektedir....

            UYAP Entegrasyonu