Burada borçlunun dilekçesinden genel olarak “borca itiraz iradesi” çıktığından, bu geçerli bir itiraz olarak kabul edilmelidir. Davalı borçlu T3 vekili 26/01/2019 tarihide Uyaptan gönderdiği dilekçeyle borca, ödeme emrine, yetkiye, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz etmiştir. Davalı şirkete ödeme emrinin ödeme emri 22/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği göz önüne alındığında borçlu şirket vekilinin itiraz dilekçesi süresindedir. İlk derece mahkemesince davacının takibin durdurulmasına ilişkin işlemin iptaline ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi isabetlidir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2015/18489- 25475 E.K. sayılı ilamında da açıkça belirtildiği üzere; HMK'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin (h) bendinde, davacının dava açmakla hukuki yararının olması gerektiği belirtilmiştir. Borçlu itirazında yetkiye ve borca birlikte itiraz ettiğine göre alacaklının sadece yetki itirazının kaldırılması istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır....
No:81/12 Bağcılar/İstanbul adresinde ikamet ettiğini, takibin başlatılmış olduğu icra dairesinin yetikisine itiraz ettiklerini ayrıca yetkiye itiraz ile birlikte imzaya, borca, faize ve tüm fer'ilerine itiraz ettiklerini belirterek itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının dilekçesinin yetkiye itiraz, imzaya itiraz ve borca itiraz olarak düzenlendiğini, dilekçe incelendiğinde sadece yetki itirazında bulunduğunun açık olduğunu, dava konusunu taleple bağlılık ilkesi gereği yetki itirazı şikayetinin dışına çıkmadan değerlendirilmesi gerektiğini, senette ihtilaf halinde Kayseri İcra Dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili kılındığını, davanın adresinin neresi olduğunun hiç öneminin olmadığını, bu nedenle davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/03/2020 NUMARASI : 2020/5 ESAS, 2020/111 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Yetki İtirazı KARAR : Taraflar arasında görülen usulsüz tebligat şikayeti, borca ve yetkiye itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda verilen karara karşı yasal süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; aleyhine başlatılan icra takibinde icra emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu, yanlış kişiye tebligat yapıldığını, bu nedenle öğrenme tarihinin 02.01.2020 olarak kabul edilmesini, ayrıca takibe konu kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, bu nedenle borcunun da olmadığını, takibin yetkisiz icra dairesinde açıldığını, yetkili icra dairesinin Kağızman icra dairesi olduğunu belirterek; borca, yetkiye, imzaya ve usulsüz tebligat şikayetine ilişkin itirazlarının kabulünü talep ve dava etmiştir....
Somut olayda, borçlunun yetkiye itiraz tarihi itibariyle takibin diğer borçlularına ödeme emri tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu durumda..... İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleşmeden muteriz borçlu ... tarafından yetkiye itiraz edildiğinden HMK.nun 7/1. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Diğer yandan çekin keşide edildiği yer ile muhatap bankanın bulunduğu yer de Balıkesir olduğundan muteriz borçlu yönünden .... İcra Dairelerinde takip yapılması mümkün değildir. Buna göre itiraz eden borçlunun adresi ile çekin keşide yerinin ve muhatap bankanın bulunduğu yerin Balıkesir olması karşısında, yukarıda yazılı yasa hükümleri uyarınca muteriz borçlu ... yönünden Balıkesir İcra Müdürlüğü yetkili olduğundan, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Somut olayda, borçlunun yetkiye itiraz tarihi itibariyle takibin diğer borçlularına ödeme emri tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu durumda..... İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleşmeden muteriz borçlu ... tarafından yetkiye itiraz edildiğinden HMK.nun 7/1. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Diğer yandan çekin keşide edildiği yer ile muhatap bankanın bulunduğu yer de Balıkesir olduğundan muteriz borçlu yönünden .... İcra Dairelerinde takip yapılması mümkün değildir. Buna göre itiraz eden borçlunun adresi ile çekin keşide yerinin ve muhatap bankanın bulunduğu yerin Balıkesir olması karşısında, yukarıda yazılı yasa hükümleri uyarınca muteriz borçlu ... yönünden Balıkesir İcra Müdürlüğü yetkili olduğundan, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Genel haciz yolu ile ilamsız icra takiplerinde ödeme emrine karşı borçlu süresi içinde icra dairesine vereceği itiraz dilekçesi ile münhasıran icra dairesinin yetkisine itiraz edebileceği gibi, esasla birlikte yetkiye itirazda bulunabilir. Borçlu yalnız yetki itirazında bulunmuş ise alacaklı icra mahkemesinden İİK'nun 50/2. maddesi uyarınca itirazın kaldırılmasını talep eder. İtirazın kaldırılması isteminde ispat yükü alacaklıda olup, yetki itirazının haksız olduğunu İİK'nun 68/1. maddesinde sayılan belgelerle ispat etmek zorundadır....
İcra Müdürlüğünün 2015/4618 E. sayılı dosyası ile hakkında icra takibi başlatıldığı, davalının borca ve yetkiye itiraz ettiği,davalının haksız itirazların iptali ile icranın devamına karar verilmesi, haksız yapılan itirazlar nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi istenilmiş, mahkemece; başlatılan icra takibinde davalının yetkiye itiraz ettiği ancak taşınmazın ...Adliyesi hudutları dahilinde olduğundan yetkiye itirazın yerinde olmadığı, bu sebeple yetkiye itirazın iptali gerektiği görülmüş, davalının icra takibinden sonra ve dava açılmadan önce takibe konu parayı icra dairesine ödediğinden davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, Ancak davalının icra dosyasındaki yetki itirazını kaldırmaması sebebiyle davacı alacağına ulaşamadığından dava açılmasına sebep olan davalının yargılama giderleri ve ücreti vekaletin 1/2'sinden sorumlu olması gerektiği görülerek, davalı icra takibinden...
İcra Müdürlüğü’nün 2012/6049 esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe davalı borçlunun borca ve yetkiye itiraz edildiği ve takibin durduğunu, haksız ve dayanaksız itirazın iptali ile icra takibinin devamına icra İnkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir Mahkemece, davalının takibe itiraz ederken icra müdürlüğünün yetkisine de itirazda bulunduğu davacı tarafın dava dilekçesinde yetkiye yönelik itirazdan hiç bahsetmeyerek davalının icra takibine itirazının iptalini ve takibin devamına karar verilmesini İstediği, davanın özünü teşkil eden Dr. ...'a haksız yere ödenen tedavi giderlerinin iadesi İçin başlatılan takipte alacağın vekalet ilişkisinden kaynaklanan bir alacak olduğu ...'ın Marmaris'te ikamet ettiği genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği bu hali ile yetkili icra müdürlüğünün......
Dava, kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi amacıyla yapılan takipte borca ve yetkiye vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazının yerinde olduğundan bahisle, yetkiye yönelik itirazın kaldırılması talebinin reddine, borca itiraz yönünden bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. İcra dairelerinin yetkisine ilişkin düzenleme İİK'nun 50. maddesinde düzenlenmiş olup, İİK'nun 50/1 maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” denilmek suretiyle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin kıyasen icra dairelerinin yetkilerinin belirlenmesinde de uygulanacağı düzenlemiştir....
Sayılı kararıyla takibe dayanak belge sureti eklenmediğinden istemin kabulüne, 19.12.2012 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği 16.04.2013 tarihinde borçluya yeni ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede itiraz etmediği anlaşılmıştır. Önce gönderilen ödeme emrinin icra mahkemesince iptali üzerine, yeni ödeme emri tebliğ edilmiş olup, önceki ödeme emri ve buna ilişkin borca itiraz hükümsüz kalmıştır. Bu sebeple 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliği ile beraber süresinde borca itiraz edilmesi, tebligata ve ödeme emrine ilişkin şikayetler varsa bunların ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde önceki ödeme emrine itiraz üzerine takip durmaya devam etmez ve yeni ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibe devam edilir. Ancak 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği ve herhangi bir şikayet yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır....