Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; dava dilekçesini tekrar ederek, davalıların takibe konu borca itiraz etmediklerini, borcu ödediklerini beyanla itirazda bulunduklarını, ödeme def'inde bulunan davalıların borçlarını ödediklerini HMK'nun 200. maddesi gereğince yazılı delil ile ispat etmeleri gerektiğini, davalıların haksız ve kötü niyetli olarak ödeme emrine itiraz ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasına, takibin devamına, % 20'den az olmamak üzere davacı lehine icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Dairesi'nce borçlulara kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine ilişkin örnek 10 numaralı ödeme emri gönderildiği anlaşılmıştır. Borçluların yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde borca, imzaya itiraz ve şikayet hakkı bulunmaktadır. O halde mahkemece yapılacak iş, öncelikle tebligat usulsüzlüğü şikayetinin incelenmesi bu şikayetin sonucuna göre diğer itiraz ve şikayetlerin yasal süresinde olması durumunda esastan inceleme yapılması gerekirken yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile borçluların takipten haberdar oldukları ve takibin kesinleştiği gerekçesiyle istemin süreden reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlamsız icra takiplerinde, borçlu ödeme emrine, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. Ödeme emrine yapılan bu itiraz ile takip kendiliğinden durur. Takibin durması için icra dairesinin bir karar almasına gerek yoktur. İcra takibinin durması üzerine, alacaklının icra takibinin kaldığı yerden devam etmesini sağlamak için iki yolu vardır. Buna göre, alacaklı isterse icra mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açar isterse genel mahkemelerde itirazın iptali davası açar. Borçlu icra takibi sırasında, hem icra dairesinin yetkisine hem de esasa (borca) itiraz etmişse, alacaklı yalnız başına yetki itirazının iptali için itirazın iptali davası açamaz. Zira, yetki itirazını incelemek görevi yalnız icra mahkemesine aittir. Bu durumda (yani borçlu icra takibi sırasında, hem icra dairesinin yetkisine hem de esasa (borca) itiraz etmişse), alacaklı her iki itirazın da hükümden düşürülmesi (iptali) için itirazın iptali davası açabilir....
İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyasında sadece borca itiraz etmiş, yetkiye itiraz etmemiştir. İcra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş olan davalı borçlu, mahkememizin de yetkisini kabul etmiş sayılmaz. Bir başka deyişle icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi takibin yapıldığı yer olan mahkememizi, itirazın iptali yönünden yetkili hale getirmeyecektir. Bu hâlde, alacaklı, aslında yetkisiz olan icra dairesinin bulunduğu yer hukuk mahkemesinde itirazın iptali davası açamaz; açarsa, borçlu, hukuk mahkemesinin yetkisine (ilk) itiraz edebilir....
Esas sayılı dosyasında davalının icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin devamına, icra takibinin geçiş ücreti ve gecikme cezası olmak üzere toplamda 4.530,00 TL asıl alacak ile bu alacağa takip tarihinden önce işlemiş faiz (409,32 TL) ve KDV (73,68 TL) yönünden takip talebinde gösterilen şartlarla devamına, davalı borçlu tarafından icra takibine haksız bir şekilde itiraz edildiğinden icra takibine konu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Borçlu, icra dairesinin yetki itirazını ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine bildirmek zorundadır. İİK nın 50/2.maddesi gereğince yetki itirazı esas hakkındaki itiraz ile birlikte yapılmalıdır. Davalı (borçlu), süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ederken, icra dairesinin yetkisine itirazını bildirmemiş ise; İcra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır. Davacı (alacaklı)nın açtığı itirazın iptali davasında; davalının icra dairesinin yetkisiz olduğuna ilişkin itirazları kabul edilmez. Ancak, davalı borçlu daha sonra açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etme hakkı yine bulunmaktadır. İtirazın iptali davası yönünden özel bir yetki kuralı getirilmediğinden genel hükümlere göre yetkili mahkeme belirlenecektir. Ancak, yetki itirazınında cevap süresi içinde yapılması gerekir....
İcra Daireleri'nin yetkisiz olduğu, davalı tarafın hem icra dosyasında hem de dava dosyasında yetki itirazında bulunduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. .. 1- Dava, emtia nakliyat sigorta poliçesi kapsamında ödenen tazminatın zarar sorumlusundan rücuen tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali isteminden ibarettir. Mahkemece, davalı borçlunun ödeme emrine hem esas ve hem de yetki yönünden itiraz ettiği gibi mahkemenin de yetkili olmadığını ileri sürdüğü gerekçesiyle takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olması nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Ancak, itirazın iptali davasının görülebilmesinin öncelikli koşulu, başlatılan icra takibinde borçluya ödeme emrinin tebliği ve borçlunun süresinde ve usulüne uygun biçimde ödeme emrine itirazda bulunmasıdır. Bu husus bir dava şartı niteliğindedir....
Davacı vekili, davacının davalıya ait taşınmaza duşakabinler yaparak teslim ettiğini ve uyuşmazlık konusu tutardaki bakiye iş bedelini ödemediğini ileri sürerek; davalının, icra takibine vâki itirazının iptâlini istemektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 51. maddesi hükmü gereğince, davalı şirketin yasal yerleşim yeri işlerinin yönetildiği yer olan “...” ili olmaktadır. Nitekim, icra takibinde de davanın yargılaması aşamasında da davalı şirketin yerleşim yerinin, “...” ili olduğu açıklanmıştır. İcra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine karşı borçlu, sadece yetki itirazında bulunmuş ise, bu itirazın kaldırılması yetkisi İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın haksız işlemi nedeniyle dava dışı 3.kişiye mükerrer yapılan ödemenin tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde, ödeme emrine itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takibine itirazın süresinde olup, ödeme emrine itiraz dilekçesinin sehven daha önce iptaline karar verilen icra takip dosyasına sunulduğunu, daha sonra durumun farkedilip doğru icra dairesine bu hususun dilekçe ile bildirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Mahkemece verilen kararın incelenmesinde mahkeme gerekçesinde yetki itirazının kaldırılması ile ilgili bir açıklamanın bulunmadığı görülmüştür. Yine kararda yetki itirazının kaldırıldığına ilişkin bir hüküm yoktur. Borçlu ilamsız icra takibinde yetkiye ve borca itiraz etmiştir. Yetki itirazı incelenmeden borca itiraz hakkında bir karar verilemeyeceği yani yetki itirazının hallinin bir önmesele olduğu dikkate alındığında HMK nın 355. Maddesi gereğince kamu düzeninden yapılan inceleme sonucu yetki itirazı ve akabinde borca itiraz hakkında yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın bu hususlarda bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstinaf talebinin HMK 353/1/a/6 maddesi gereğince kabulü ile İstanbul 13....