Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK 7 maddesinde "davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yerinde açılabilir" denilmekte olup, takip borçlularından Ayhan Akyikit'in yerleşim yeri olduğu için Küçükçekmece İcra Dairesinde takip başlatıldığını, bu borçlu tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz edilmemiş olup, icra dairesinin yetkisinin kesinleştiğini beyanla, yetki itirazının reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 16/11/2020 gün, 2020/188 E. 2020/440 K. sayılı kararla; "1- Davacının yetki itirazının KABULÜ İLE, davacı borçlu T1 Şti. Yönünden Küçükçekmce İcra Dairelerinin YETKİSİZLİĞİNE, 2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı borçlu şirket yönünden dosyanın tefriki ile yetkili Kayseri İcra Dairesine gönderilmesine" karar verilmiştir....
Maddesinde ödeme emrine itiraz üzerine yapılacak işlemler düzenlenmiştir. Kanunda borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri üzerine nelere itiraz edebileceği sayılmıştır. Yetkiye, borcun tamamına veya bir kısmına ya da alacaklının takibat icrası hakkına itiraz yolu açıktır. Ancak 7155 sayılı yasanın 7/5.maddesine göre , sadece yetkiye itiraz hâlinde alacaklı avukatı, yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz işlemlerini başlatabilir. Takip talebinde belirtilen icra dairesinde haciz işlemlerinin başlatılabilmesi için bu dairenin bağlı bulunduğu mahkemede yetki itirazının kaldırılması şarttır. Sadece yetkiye itiraz hâlinde, alacaklı avukatı MTS üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğini seçerek, UYAP üzerinden entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla borçlunun mal, hak veya alacağı olup olmadığını sorgulayabilir veya yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz işlemlerini başlatabilir....
/İstanbul olduğu, şirketin adresinin mahkememiz yargı alanı dışında olduğu, TTK'nun 547.maddesi uyarınca ihya davalarında şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu ve bu yetki kuralının kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olduğu anlaşıldığından; davanın HMK'nun 114/1(ç) ve 115/2.maddeleri uyarınca İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olması sebebiyle usulden reddine, mahkememizin yetkisizliğine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur....
İcra Dairesi’nin 2016/1662 esas sayılı dosyası ile aleyhine yürüttüğümüz 36.304.08TL miktarındaki icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine itiraz etmiştir. Borçlunun yapmış olduğu itiraz haksızdır. Öncelikle belirtmek gerekir ki ; borçlunun yetki itirazı yerinde değildir. Borçta yetki itirazında bulunduğunda yetkili icra dairesini de bildirmek zorundadır. Aksi taktirde HMK md.19/2 gereği itiraz geçersiz olur. Borçlu itirazında hangi icra dairesini seçtiğini belirtmemiştir.Dolayısıyla itiraz bu açıdan da geçersizdir. Söz konusu hususlar Yargıtay içtihatlarıyla da sabittir, “borçlu yetki itirazında birden fazla icra dairesinin yetkili olduğunu bildirse bile, yetkili icra dairelerinden birini tercih ederek açıkça bildirmelidir.” ( 12.HD 2013/18900 E. ve 2013/28360 K. Sayılı . 12.09.2013 tarihli kararı; MGK. 22.09.2176 tarihli ve 10/1957- 2554 sayılı kararı. HGK 05.12.1987 tarihli ve 1987/506- 1103 sayılı kararı)....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, iddialarının aksine bir tacir olduğunu, kendisi Akgün Ekmek Fırınının sahibi olup ekmek üretmekte ve şirketlerle buna ilişkin ticari işlere girişmekte olduğunu, Akgün Ekmek Fırınının, Gönen Vergi Dairesine kayıtlı olduğunu, davacının borcunun sabit olduğunu, müvekkil şirket emrine düzenlenmiş olan bononun davacı tarafından düzenlenmiş olduğunu, takip konusu bonoda taraflarca düzenlenmiş olan yetki kaydına davacı borçlunun haksız ve mesnetsiz bir şekilde borcu ertelemek adına itiraz etmekte olduğunu beyanla; davanın reddine, icra takibinin devamına, davacı tarafın %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; yetki itirazının kabulüne, icra müdürlüğü'nün yetkisizliğine, Gönen İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunun tespitine, dair karar verilmiştir....
Mahkemece ödeme emrine konu kurum alacağının itirazi kayıtla ödenmiş olduğundan davanın konusuz kalmadığı kabulü isebetli ise de davanın kabulü gerekçesi yerinde değildir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10.04.2001 gün ve 2002/21-201 E. 2002/297 K.; 24.03.2004 gün ve 2004/10-164 E. 2004/170 K. sayılı kararlarında da benimsendiği üzere itiraz davası için öngörülen yedi (7) günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır. Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle defi değil, bir itiraz olup; sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir ve resen gözönünde tutulmalıdır....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/11646 esas sayılı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip dosyasında, itiraz eden borçlu yönünden İİY’nin 50. ve 169a/1. maddeleri gereğince İCRA DAİRESİNİN YETKİSİZLİĞİNE, Borçlu hakkında düzenlenen ödeme emrinin İPTALİNE, varsa bu ödeme emrine dayanılarak konulan hacizlerin KALDIRILMASINA, Karar kesinleştikten sonra, istem olması durumunda dosyanın itiraz eden borçlu yönünden yetkili icra dairesi olan Diyarbakır Nöbetçi İcra Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE, Diğer itirazların işin niteliği gereği yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE " karar verildiği görülmüştür....
Çünkü temlik alan temlik aldığı noktadan itibaren alacaklı yerine geçtiğinden temlik edene yapılmış olan önceki bildirim ve işlemler temlik alan için de varlığını sürdüren geçerli işlemlerdir. ... dışındaki borçlular yönünden ödeme emrine itiraz edildiği alacaklıya tebliğ edilmediğinden bir yıllık hak düşürücü süre başlamamış olduğu için açılan dava süresindedir. O nedenle özel Daire bozması yerinde olup önceki kararda direnilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmektedir. Bu yönden değerli çoğunluk ile aramızda görüş farklılığı bulunmamaktadır. ... yönünden ise; ikinci kez ödeme emri çıkarılması işleminin iptaline ilişkin kararda ödeme emrine itiraz edildiği ve itiraz üzerine takibin durduğu açıkça belirtilmiş olup ödeme emrine itiraz tebliğ edilmemiş olsa da alacaklı icra memuru işlemini iptal eden bu karar nedeniyle borca itiraz edildiğini ve itirazın iptali davası açmaya yarayacak bilgileri öğrenmiştir....
Ancak İİK'nın 154/3. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisi kamu düzeninden olmadığından bu konuda yetki sözleşmesi yapılabilir. Borçlu ve alacaklı yetki sözleşmesi veya yetki şartı ile borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerden başka bir yer icra dairesini yetkili kılmışlarsa o yerin icra dairesi de iflas takibi için yetkili sayılır. Ancak iflas davaları için yetki sözleşmesi yapılamaz ve iflas davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır. Davalının sicilde kayıtlı adresi "Şişli/İstanbul" olup iflas yoluyla takip yetkili icra dairesinde başlatılmış, dava yetkili ve görevli mahkemede açılmıştır. İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ......
ın da müteselsil kefil olduğu ve ihtiyati haciz taleple, mahkemece 05/07/2022 tarihinde ihtiyati haciz kararının verildiği, İİK 265. madde kapsamında yetki hususunun ihtiyati hacze itiraz sebebi olarak açıkça düzenlendiği, bu nedenle yetki hususunun itiraz üzerine değerlendirilmesi gerekeceği, takibe konu kredi işlemlerinin yapıldığı banka şubesinin ve borçlularının adreslerinin Denizli olduğu anlaşılmakla ihtiyati haciz kararına itiraz eden karşı taraflar vekilinin itirazının kabulü ile Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle Mahkemece verilen 05/07/2022 tarihli 2022/727 D.iş Sayılı ihtiyati haciz kararının ... Limited Şirketi, ..., ..., ... Limited Şirketi yönünden kaldırılmasına karar verilmiştir. Karara karşı ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....