Yetki kurallarının, dar ve özel anlamda kamu düzenine ilişkin hükümlerden olduğu, idari işlemlerin en önemli unsurları arasında yer aldığı, yetki unsurundaki sakatlıkların sonradan verilecek onay ya da izinle giderilemeyeceği, bu nedenle idarenin yetki kurallarına sıkı bir şekilde uymak zorunda bulunduğu ve yetki kurallarının dar yorum ve uygulama yöntemlerine bağlı tutulması gerektiği idare hukukunun bilinen ilkelerindendir. Dar anlamda yetki unsuru denilen karar alma yeteneği; konu, yer ve zaman itibariyle, Anayasa ve yasalarla, belli organ, makam ve kamu görevlilerine tanınmış bir güçtür. Yetki devrinin hukuken geçerli olabilmesi, böyle bir yetkinin daha önce kanunda açıkça öngörülmüş bulunmasına bağlıdır. Ancak, kamu hukukunda yetkiler; ait olduğu organ, makam ve görevlilere bizzat kullanılmak üzere verildiğinden, yetki devri istisnai durumlarda söz konusudur....
Dava konusu icra takip dosyasının incelenmesinde; davacının faturaya dayalı ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 30.06.2009'da tebliğ edildiği, davalının süresi içinde, 06.07.2009'da ödeme emrine itiraz ettiği, ancak masraf verilmediğinden borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ edilmediği, icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulması yönünde bir karar da verilmediği, 31.12.2009 da dosyanın takipsizlik nedeni ile işlemden kaldırıldığı, alacaklı vekilinin 27.09.2011'de yenileme talebinde bulunduğu, aynı tarihte yenileme dilekçesinin borçluya tebliğine ve borcun 7 gün içinde ödenmesi ihtarını içeren yenileme emrinin borçluya tebliğine karar verildiği, yenileme emrinin 02.12.2011'de tebliğ edildiği, borçlunun süresi içinde, 09.12.2011'de yenileme emrine ve borca itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır....
Somut uyuşmazlıkta da davalının süresinde sunduğu cevap dilekçesinde icra takibindeki yetki itirazına ek olarak itirazın iptali davasında da mahkemenin yetkisine itiraz ettiği, yerel mahkemece de isabetli bir şekilde öncelikli olarak icra takibine yapılan yetki itirazının değerlendirildiği görülmüş ise de, mahkemece icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkili olmadığına dair varılan sonuç doğru değildir.Zira; Dava konusu olayda kesin yetki kuralları söz konusu değildir. 6100 sayılı HMK. 19. maddesi “yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/924 Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatmış, usulüne uygun olarak düzenlenen ödeme emrine borçlu davalı, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ederek işyeri adresinin olduğu İcra dairelerinin yetkili olduğunu savunmuştur. Bunun üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 31/12/2013 tarih, 2012/551 Esas-2013/699 Karar sayılı ilamına istinaden alacaklı davacı vekilince dosyanın yetkili İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesi talep edilmiş, 12. İcra Müdürlüğünün 2014/1886 Esas sayılı davaya konu icra takip dosyası üzerinden yürütülen icra takibine davalı bu kez yine borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ederek mernis ve yerleşim yeri adresi olan Büyükçemece icra daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür....
Sayılı dosyası ile aleyhine yürütelen 19.796,83 TL tutarındaki icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine 17.01.2020 tarihinde itiraz ettiğini ve takip durduğunu, müvekkili ..., alacakları için arabuluculuk çözüm yoluna başvurulduğunu, 24.12.2019 tarihinde arabuluculuk süreci anlaşmama ile sonuçlandığını, bu sebeple huzurdaki davanın açıldığını davalı/borçlu davaya konu icra takibine haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle davanın kabulüyle; borçlunun yetkiye, borca, faize ve ferilerine yaptığı itirazın iptaline, ... 8. İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyasına konu takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %30undan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Taraflar arasındaki ... A.Ş....
Davacı alacaklı tarafından yetkisiz icra müdürlüğünde 16.444,94 TL asıl alacak ve 1.616,56 TL işlemiş faiz için ilamsız takip yapılmış, davalı borçlu tarafından icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ve itiraz edildiği tarihte asıl alacak miktarı davacı alacaklının hesabına banka havalesi ile ödenmiştir. Sonrasında davacı alacaklı vekili borçlunun yetki itirazını kabul ederek dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi talep edilmiş , yetkili icra müdürlüğünce gönderilen ödeme emrine ise bu kez borçlu borcu ödediği gerekçesiyle itirazda bulunmuştur. Bunun üzerine davacı alacaklı vekili tarafından takipten sonra ancak davadan önce yapılan ödemenin düşülerek takip öncesi işlemiş faiz yönünden ve ödemenin ferileri yönünden işbu dava açılmış ve mahkemece davanın işlemiş faize yönelik itirazın iptali talebi olduğu gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/125 Esas KARAR NO : 2021/418 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/02/2021 KARAR TARİHİ : 08/06/2021 Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari bir ilişki mevcut olduğunu, davalı firmaya fatura ve sevk irsaliyelerinde adı geçen malzemelerin satışı ve hizmetinin yapıldığını, davalı tarafından fatura ve irsaliyelerin yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini, davalı tarafın borcunu ödemesi üzerine ....İcra Dairesi'nin 2016/... Esas sayılı takip dosyası ile takip başlattıklarını, davalının ödeme emrine ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda; dava konusu icra takip dosyasında, davalı tarafın ödeme emrine yönelik süresinde yaptığı itirazında, ikametgahının Bursa olması nedeniyle yetkili icra müdürlüğünün ... icra müdürlüğü olduğunu beyan ederek, yetki itirazında bulunduğu ve yetkili icra müdürlüğünde yapılan geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, icra takibinde faturadan kaynaklanan alacağın tahsilini istemiştir. Davalı borçlu, ödeme emrine itirazında yetki itirazında bulunmuş ise de, akdi ilişkinin varlığını inkar etmemiştir. 818 sayılı BK'nun 73....
Buna göre; ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK. 13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Somut olayda, ödeme emri tebliğinden itibaren yedi günlük yasal süre geçirildikten sonra 27.10.2017 tarihinde UYAP sistemine kaydedildiğinden ve icra müdürlüğünce itiraz dilekçesi ayrıca tutanağa bağlanmadığından itirazın yasal süre içinde yapılmadığı anlaşılmakla, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca ......
Dosyanın yapılan incelemesinde, icra takibine konu alacağın 31.07.2018-24.09.2018 tarihlerindeki açık hesap ilişkinde gösterilen fatura alacağına dayalı olduğu, davalı tarafın icra takibindeki borca, yetkiye ferilere itiraz ettiği, yetki itirazı üzerine dosyanın Büyükçekmece İcra Dairesine gönderildiği, davalı tarafın bu icra dosyasında çıkarılan ödeme emrine de itiraz ettiği, itirazın iptali davasının hak düşürücü sürede açıldığı, dosyanın mahkememize görevsizlik kararıyla geldiği, arabuluculuk dava şartının sağlandığı, davalının bilanço usulüne tabi olduğu mahkememizin görevli olduğu, süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı, davacının sevk irsaliyelerini sunduğu, ba ve bs kayıtlarının, SGK kayıtlarının celp edildiği, davacının ticari defterlerinin incelendiği mali müşavir bilirkişi .........