HMK’nun 116/1-a maddesinde “kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı” ilk itiraz olarak düzenlenmiştir. HMK’nun 117. maddesinde ise ilk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği düzenlenmiştir. İncelenen dosyada ise davalının yetki itirazında bulunmadığı halde Mahkemenin iş mahkemesinin yetkisinin kamu düzenine ilşkin olduğu yönündeki değerlendirmesi sonucu yetkisizlik kararı vermiş olması isabetsizdir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın süresinde yetki itirazı olmadığı için esasa girilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmelidir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kesin yetki kuralının söz konusu olmadığı hallerde mahkemelerin yetkisine yönelik itirazlar, ilk itirazlardan olup (HMK m. 116/1-a) bu husus, mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır (HMK m. 117/3). Hakim, Ön sorun hakkındaki kararını taraflara tefhim veya tebliğ eder (HMK m. 164/3). Görüldüğü gibi yetki itirazı hakkında verilen ara kararın ilgilisine tebliğinde yasal zorunluluk bulunmaktadır. Davalı, süresi içinde verdiği dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş, mahkemece bu itiraz ile ilgili karar verilmeden yargılamaya devam edilmiştir....
Davalı ... yetki itirazında bulunarak davanın reddini savunmuşlardır. Diğer davalı borçlu usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalının yetki itirazı kabul edilerek yetkisizlik kararı verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, her iki davalının da yetkisizlik kararı verilen yerde oturuyor olmalarına, icra takibine karşı yetki itirazı yapılmamış olsa dahi işbu dava sırasında yetki itirazında bulunulmasının mümkün olmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 27,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 11/05/2015 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oybirliği ile karar verildi....
Bu durumda, yetki itirazı ancak ilk itiraz olarak (cevap dilekçesinde) ileri sürülebilir (HMK m. 116/1-a). Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa, seçtiği mahkemeyi bildirir. Somut olayda, davalı vekili tarafından cevap dilekçesiyle süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulmuş, yetkili mahkemenin ... Mahkemeleri olduğu belirtilmiş olmasına karşın; mahkemece öncelikle yetki itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yetki ilk itirazı hakkında herhangi bir karar verilmeksizin işin esasının incelenip karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2–Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
Bu yetki kuralları kesin olmadığından, HMK'nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı"nı "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; "ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü içermektedir....
Davacı borçlu tarafından, hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde, yetki, imza, borç ve ferilerine itiraz edilmiş, ancak mahkemece, hatalı olarak, davacının imza itirazı bakımından kısa karar oluşturulmuş, yetki itirazı hususunda hüküm kurulmamış, davacının yetki itirazı konusunda hükmün gerekçesinde her hangi bir değerlendirmeye yer verilmemiş, bu şekilde yalnızca davacının bir kısım talepleri hakkında hukuki değerlendirmede bulunulmuş ve hüküm kurulmuştur. Davacının yetki itirazı konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....
nın yetkiye itirazı üzerine ...1. icra hukuk mahkemesinin 2011/97-133 sayılı kararı ile yetki itirazının kabulü ile ... icra müdürlüğünün yetkili olduğuna karar verildiği, kararın 19.01.2012 tarihinde kesinleştiği, alacaklı vekilinin 23.12.2011 tarihli gönderme talebinden sonra 24.01.2012 tarihli üst yazı ile takip dosyasının kül halinde yetkisizlikle ... İcra Müdürlüğüne gönderildiği, takibin tüm borçlular yönünden ... 18. icra müdürlüğünün 2012/1658 esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiği görülmüştür. Şikayetçi borçlu ...'ün yetki itirazı reddedildiği halde yetki itirazı kabul edilen borçlu ... yönünden dosyanın tefrik edilmesi gerekirken, itiraz eden borçlu yönünden yetki itirazı kesinleşmesine rağmen onun yönünden de dosyanın ... İcra Müdürlüğüne gönderilmesi yasaya aykırıdır. Bu konudaki şikayet ise bir hakkın yerine getirilmesine ilişkin olup İİK. 16/2. maddesi uyarınca süreye tabi değildir.O halde mahkemece şikayetin kabulü ile ... 18....
Somut olayda alacaklının icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 68. maddesi gereğince borçlunun borca ve yetkiye itirazlarının kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece alacaklının talebi ile bağlı kalınarak öncelikle yetki itirazı hakkında bir karar verildikten sonra, yetki itirazı yerinde değil ise diğer itirazların incelenmesi suretiyle alacaklının itirazın kaldırılması talebinin kabul veya reddine karar verilmesi gerekir. Yetki itirazının incelenmesi icra mahkemesinin görevinde olup, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle yetki itirazının kaldırılması istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, öncelikle yukarıda yazılı hususlar doğrultusunda yetki itirazı incelenerek, yerinde görülmemesi durumunda borçlunun itirazları yöntemince incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde alacaklının talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Sulh Hukuk Mahkemesi ise; 6100 Sayılı HMK'nin yürürlüğünden önce açılan davada yetki kuralının kesin yetki olmadığı, resen dikkate alınamayacağı ve yetki itirazı olmadan yetkisizlik kararı verilemeyeceği belirtilerek yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, uyuşmazlığın davacının murisine ait veraset belgesinin verilmesi için açtığı mirasçılık belgesi davası olduğu anlaşılmıştır. Mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin dava 1086 Sayılı HUMK döneminde açılmış olup, her iki yasa döneminde de bu tür davalar için öngörülmüş bir kesin yetki kuralı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemenin, ileri sürülmüş bir yetki itirazı olmadan resen yetkisizlik kararı vermesi mümkün değildir. Bu hale göre davanın açıldığı ilk mahkeme olan ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ......
Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise; 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğünden önce açılan davada yetki kuralının kesin yetki olmadığı, re'sen dikkate alınamayacağı ve yetki itirazı olmadan yetkisizlik kararı verilemeyeceği belirtilerek yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Dosya kapsamından, uyuşmazlığın davacının murisine ait veraset belgesinin verilmesi için açtığı mirasçılık belgesi davası olduğu anlaşılmıştır. Mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin dava 1086 sayılı HUMK döneminde açılmış olup, her iki kanun döneminde de bu tür davalar için öngörülmüş bir kesin yetki kuralı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemenin, ileri sürülmüş bir yetki itirazı olmadan re'sen yetkisizlik kararı vermesi mümkün değildir. Bu hale göre davanın açıldığı ilk mahkeme olan ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......