Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın yetkiye itirazı üzerine ...1. icra hukuk mahkemesinin 2011/97-133 sayılı kararı ile yetki itirazının kabulü ile ... icra müdürlüğünün yetkili olduğuna karar verildiği, kararın 19.01.2012 tarihinde kesinleştiği, alacaklı vekilinin 23.12.2011 tarihli gönderme talebinden sonra 24.01.2012 tarihli üst yazı ile takip dosyasının kül halinde yetkisizlikle ... İcra Müdürlüğüne gönderildiği, takibin tüm borçlular yönünden ... 18. icra müdürlüğünün 2012/1658 esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiği görülmüştür. Şikayetçi borçlu ...'ün yetki itirazı reddedildiği halde yetki itirazı kabul edilen borçlu ... yönünden dosyanın tefrik edilmesi gerekirken, itiraz eden borçlu yönünden yetki itirazı kesinleşmesine rağmen onun yönünden de dosyanın ... İcra Müdürlüğüne gönderilmesi yasaya aykırıdır. Bu konudaki şikayet ise bir hakkın yerine getirilmesine ilişkin olup İİK. 16/2. maddesi uyarınca süreye tabi değildir.O halde mahkemece şikayetin kabulü ile ... 18....

    Somut olayda alacaklının icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 68. maddesi gereğince borçlunun borca ve yetkiye itirazlarının kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece alacaklının talebi ile bağlı kalınarak öncelikle yetki itirazı hakkında bir karar verildikten sonra, yetki itirazı yerinde değil ise diğer itirazların incelenmesi suretiyle alacaklının itirazın kaldırılması talebinin kabul veya reddine karar verilmesi gerekir. Yetki itirazının incelenmesi icra mahkemesinin görevinde olup, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle yetki itirazının kaldırılması istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, öncelikle yukarıda yazılı hususlar doğrultusunda yetki itirazı incelenerek, yerinde görülmemesi durumunda borçlunun itirazları yöntemince incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde alacaklının talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir....

      Davacı borçlu tarafından, hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde, yetki, imza, borç ve ferilerine itiraz edilmiş, ancak mahkemece, hatalı olarak, davacının imza itirazı bakımından kısa karar oluşturulmuş, yetki itirazı hususunda hüküm kurulmamış, davacının yetki itirazı konusunda hükmün gerekçesinde her hangi bir değerlendirmeye yer verilmemiş, bu şekilde yalnızca davacının bir kısım talepleri hakkında hukuki değerlendirmede bulunulmuş ve hüküm kurulmuştur. Davacının yetki itirazı konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....

      Bu durumda mahkemece yetki itirazı hadise şeklinde incelenip, sonuçlandırılacağından davacının delil olarak dayandığı sevk irsaliyeleri altındaki imzaların davalı çalışanına ait olup olmadığı yönünden araştırma ve inceleme yapılarak, akdi ilişkinin kanıtlanması halinde BK.nun 73/1, HUMK.nun 10.maddeleri uyarınca yetki itirazı değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava, 01.03.1999 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sigortalıya ödenen tıbbi malzeme bedelinin rücuan tahsili istemine ilişkin olup,yetkili olduğundan bahisle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. 6100 sayılı Kanunun yetki itirazının ileri sürülmesi başlıklı 19. maddesinde; “Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir.” düzenlemesine yer verilmiştir....

          HUMK.nun 23.maddesinin son cümlesi uyarınca yetki itirazında bulunan taraf yetkili mahkemeyi beyana mecburdur. Davalı vekili, yetki itirazında bulunurken yetkili mahkemenin İstanbul veya Kadıköy mahkemeleri olduğunu açıklamış ancak, dava dosyasının bu mahkemelerden hangisine gönderilmesini istediğini bildirmemiştir. Bu şekilde iki yer birden yetkili olarak gösterilerek yapılan yetki itirazı usulüne uygun bir yetki itirazı olarak kabul edilemez. Bu durumda mahkemece yetki itirazının belirtilen gerekçelerle reddine karar verilerek işin esasına girilmesi gerekirken, bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğu belirtilerek yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-6100 sayılı HMK 19/2 maddesi uyarınca yetkinin kesin olmadığı davalarda ,yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi esası kabul edilmiştir.Yetki itirazında bulunan taraf,yetkili mahkemeyi ,birden fazla yetkili mahkemenin söz konusu olduğu hallerde ise kendi kanaatine göre tercih ettiği yetkili mahkemeyi de itirazında belirtmek zorundadır. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” yine HMK 19/4 maddesinde “yetkinin kesin olmadığı davalarda,davalı süresi içinde ve usülüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa ,davanın açıldığı mahkeme yetkili hale geleceği kabul edilmiştir.Davalı 20.06.2012 tarihli cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunurken yetkili mahkeme olarak ......

              İcra Müdürlüklerinin yetkisine itirazda bulunduğu, bununla birlikte borca da itiraz ettiği; mahkemece, borçlunun yetki itirazının kabulüne hükmedildiği, alacaklı tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve yetki itirazının reddine karar verildiği, ancak borçlunun borca itirazı hakkında hüküm kurulmadığı görülmektedir. İİK'nun 50/2. maddesinde; ''Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur.'' hükmüne yer verilmiştir....

                Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir." denilmektedir. 6100 sayılı HMK’nın 127. maddesinde, cevap dilekçesini verme süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu, 116/1-a maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlar içinde sayıldığı ve 117/1.maddesinde de ilk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorunda olduğu belirtilmiştir. İncelenen dosyada, yetki itirazı olmaksızın, dosya üzerinden ve resen kısa kararda ...Asliye (İş) Mahkemesinin, gerekçeli kararda Nusaybin Asliye (İş) Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Eldeki davanın niteliği gereği kesin yetkinin söz konusu olmadığı, davalıya dava dilekçesinin tebliğ edilmediği ve davalı tarafından yetki itirazında bulunulmadığı görülmektedir....

                  Öte yandan HMK'nun 19/2 maddesine göre bu yetki kesin yetki kuralı olmadığından taraflarca süresi içerisinde usulüne uygun olarak itiraz halinde mahkemece dikkate alınır. Yine aynı madde de yetki itirazının cevap dilekçesi ile ileri sürülmesi gerektiği belirtilmiştir. Yetki itirazı ilk itirazlardan olup (HMK.md.116/1-a) davalıların, yetki itirazlarını dava dilekçesinin tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık cevap süresi içerisinde ileri sürmeleri gerekir. (HMK.md.117,317-319). Somut olayda, dava dilekçesi davalılara 02.07.2015 ve 03.07.2015 tarihlerinde tebliğ edilmiş davalılar ayrı ayrı 20.07.2015 tarihinde cevap dilekçesi vermiş bu dilekçelerinde de yetki itirazında bulunmamış, bundan sonra 26.10.2015 tarihli dilekçelerinde yetki itirazında bulunmuşladır.Bu durumda yetki itirazı iki haftalık cevap süresinden sonra yapıldığından, mahkemece dikkate alınmaması gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu