Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; borçlunun, icra müdürlüğüne borca itirazının yanı sıra yetki itirazında da bulunduğu görülmüştür. İİK.nun 66.maddesi uyarınca yasal sürede yapılan itiraz ile takip olduğu yerde durur. İcra dairesinin yetkisine itiraz da borca itiraz niteliğinde olup, yetki itirazı üzerine, takip, anılan yasa hükmü uyarınca durur. Yetki itirazı kaldırılmadığı sürece takibe devam etme olanağı yoktur. Dolayısıyla icra müdürlüğünün şikayete konu kararı usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır. O halde mahkemece, borçlunun şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İş Mahkemesince de HMK madde 19/2 madde ve fıkrasına göre, yetki itirazında bulunan taraf yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz şeklindedir. Davalı tarafça süresinde sunulan yetki itirazı dilekçesinde birden fazla yetkili mahkemenin gösterilmiş olması ve daha sonra ikinci kez sunulan yetki itirazı dilekçesinin ise süresinde sunulmuş olmaması ve geçerli sayılsa bile ... Mahkemelerinin yetkili kılınmış olması nedeniyle usulüne uygun bir yetki itirazı bulunmadığından ... Mahkemelerinin yetkili hale geldiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesinde iş uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili iş mahkemeleri belirlenmiştir....

      Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir." denilmektedir. 6100 sayılı HMK’nin 127. maddesinde, cevap dilekçesini verme süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu, 116/1-a maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlar içinde sayıldığı ve 117/1.maddesinde de ilk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorunda olduğu belirtilmiştir. İncelenen dosyada, davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde ve 08.10.2015 tarihli ön inceleme duruşmasında davalı vekilince yetki itirazında bulunulduğu, mahkemece davalı Kurum vekilinin yetki itirazı kabul edilerek karar verildiği anlaşılmıştır....

        Ancak birisi cevap dilekçesi verip yetki ilk itirazında bulunmazsa diğer davalının süresinde cevap dilekçesi verip yetki itirazında bulunması geçerli değildir. Artık zorunlu dava arkadaşları arasında yetki konusunda uyuşmazlık bulunduğu kabul edilerek yetki itirazı reddedilip davaya bakmaya devam edilmelidir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116 ve 117. maddeleri uyarınca yetki ilk itirazının ilk cevap veren davalı tarafından sonraki cevap dilekçesinde ileri sürülmesi de mümkün değildir. Dolayısıyla yerel mahkemece yetki itirazı reddedilip davaya bakmaya devam edilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesi isabetsizdir. Tüm bu sebeplerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere; 1. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/406 Esas 2019/105 Karar sayılı 27/02/2019 tarihli kararının HMK.nun 353/1- a.6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2....

        HMK 19/2. maddesi uyarınca, birden fazla yetkili icra dairesi varsa, borçlu yetki itirazında seçtiği icra dairesini bildirmelidir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Somut olayda; dava dilekçesinde davacı yetki itirazında hem İstanbul Anadolu, hem de Zonguldak İcra müdürlüklerini yetkili gösterdiğinden, yetki itirazı geçersiz olduğundan, mahkemece yetki itirazı reddedilerek, esas yönünden inceleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğundan, istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkeemsi kararının kaldırılmasına, kaldırma kararı doğrultusunda hüküm oluşturulmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalı alacaklının istinaf talebinin KABULÜ ile, İSTANBUL 4....

        Mahkemece icra dairesine yapılmış herhangi bir yetki itirazı bulunmayıp, icra dairesinin mahkemesi yetkili olduğundan dava dilekçesinin yetki nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, kasko sigortalısına ödenen bedelin, zarar veren aracın trafik sigortacısı olan davalıdan rücuan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. TTK.nun 1301. maddesine dayalı olarak açılan rücuan tazminat davalarında yetkili mahkeme HUMK.nun 9, 21 ve 2918 sayılı KTK.nun 110 maddelerine göre belirlenir. Bu yetki kurallarından hiçbirisi, kamu düzenine ilişkin ve kesin yetki kurallarından değildir. Dolayısıyla HUMK.nun 23. maddesi uyarınca yetkisiz mahkemede aleyhine dava ikame olunan kimse ilk oturuma kadar (esasa girişmezden evvel) yetki itirazında bulunmazsa, o mahkemenin yetkisini kabul etmiş sayılır....

          . - K A R A R - Davacı vekili, öncelikle davalının takipte icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazı kabul ettiklerini ve takdiri mahkemeye ait olmak üzere dosyanın yetkili mahkeme ve icra daireleri Turgutlu’ya gönderilmesini istediklerini, müvekkili bankanın Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, borçlunun ikametgahının Turgutlu olduğu, davalının ikametgahı icra dairesi ve mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçeleriyle tensiben mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yetki itirazı ilk itirazlardandır. HUMK.’da öngörülen kamu düzenine ilişkin yetki kuralları dışındaki hallerde süresinde yetki itirazında bulunulmadıkça mahkeme kendiliğinden yetkisizlik kararı veremez. Somut olayda, anılan ilkeler gözetilmeksizin yetkisizlik kararı verilmesi isabetsizdir....

            Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen 17.08.2004 tarihli satış sözleşmesinin 9. maddesinde İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını, sözlü yargılama usulünde ilk oturumda esasa girmeden yetki itirazında bulunabileceğinden yetki itirazının süresinde yapıldığı gerekçesi ile mahkemin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava Sulh Mahkemesinde görüldüğünden HUMK.'nun 507. maddesi uyarınca incelemenin basit yargılama usulüne göre yapılması gerekmektedir. Basit yargılama usulünde yetki itirazı ilk oturuma kadar (en geç ilk oturumda esasa girmeden önce) yapılabilir. Somut olayda ilk oturum tarihi 10.02.2005 olup, davalının 10.02.2005 tarihli dilekçe ile yaptığı yetki itirazı süresinde olduğundan ve llK.'nun 72/son maddesi hükmüne göre menfi tesbit davasında davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunun kabulünde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin temyiz itirazının reddi gerekmiştir....

              Turgutlu 2.Asliye (Tüketici) Hukuk Mahkemesi ise İİK 50. maddesinde HMK’daki yetki kurallarına atıf yapıldığı, İİK 50. madde nazara alındığında HMK daki genel yetki kuralları gereğince hem davalının yerleşim yeri olan Turgutlu mahkemelerinin hem de HMK 10. maddesi gereğince sözleşmenin ifa yeri olan İzmir mahkemelerinin yetkili olduğu, belirtilen yetki kuralının kesin yetki kuralı olmadığı, davalının yetki itirazı da bulunmadığı halde İzmir mahkemesince yetkisizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca, davalının, davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkeme olup; sözleşmeden kaynaklanan davalarda ise aynı Kanunun 10. maddesi uyarınca dava, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Para borçları, götürülecek borçlardan olup, ifa yeri alacaklının yerleşim yeridir. Somut olayda, kesin yetki kuralı bulunmamaktadır....

                İş Mahkemesi tarafından dava dilekçesi dahi tebliğ edilmeden tensip zaptı ile yetkisizlik kararı verilerek dosyanın mahkemeye gönderildiği, dosyanın incelenmesinde cevap dilekçesi bulunmadığı, dolayısıyla yetki itirazı olmadan mahkemece res'en yetkisizlik kararı verildiği, davada kesin yetki kurallarının uygulanamayacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Hizmet tespiti davalarında şu dört yer yetkili sayılır....

                  UYAP Entegrasyonu