Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartıdır. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. 2....

    YARGILAMA VE GEREKÇE : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir. .... sayılı dosyasının yapılan incelenmesinde; alacaklının ..., borçlunun ... olduğu, 5.310,00 TL asıl alacak ve ferileri olmak üzere toplam 5.700,28 TL'nin tahsili amacıyla 23/11/2022 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçluların 16/01/2023 tarihli dilekçesi ile yetkili icra dairesinin ... olduğunu ileri sürerek yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu ve işbu davanın İİK m. 67 uyarınca yasal süresi içerisinde ve itirazın iptali istemi ile açıldığı anlaşılmıştır. İtirazın iptali istemi ile açılan eldeki davada, davalı borçlular tarafından icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yönelik usulüne uygun şekilde yetki itirazı yapılmış olup, yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının ön koşullarından biri olduğundan öncelikle bu meselenin halli gerekmektedir....

      Davacı borçlu istinaf başvurusunda özetle; takibe konu senedin kambiyo senedi vasfı taşımadığını, borcun sebebinin olmadığını, protesto düzenlenmediğini, kendisine ait kimlik numarasının yanlış yazıldığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık; takibin iptali istemine ilişkin borca itiraz niteliğindedir. Takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında 15/10/2018 keşide ve 15/11/2018 vade tarihli bir bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, başvurunun yasal süresinde yapıldığı görülmüştür. İİK.'nın 169/a-1 maddesinde "İcra mahkemesi hakimi itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder....

      Bende göre borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği veya mehil verildiği veya alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazının sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Davanın konusu ödeme emrinin tebliğinden önceki zaman aşımı itirazıdır. Takip kesinleştikten sonra ki zaman aşımı iddiası değildir. Bu iddia borca itiraz niteliğinde olduğundan ödeme emrinin tebliğinden itibaren İİK 168/5' e göre 5 gün içinde ileri sürülmesi gerekirken yasal süre geçtikten sonra 24/09/2020 tarihinde dava açılmış olmakla mahkemece davanın süreden reddine karar verilmesi hukuken yerindedir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddinedairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul 25....

      İlk derece mahkemesi kararında özetle;İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.(Ek: 9/11/1988- 3494/34 md.) Her ne suretle olursa olsun, imza inkarı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz.Bu maddenin 2. fıkrası gereğince eğer takibe konu senet kambiyo vasfını haiz değilse takibin iptali gerekmektedir....

      İcra Müdürünün mirasın reddi kararını görmeden önce takip hukuku kurallarına göre yaptığı işlemleri, kendiliğinden kaldırma yetkisi bulunmamakta ise de bu işlemleri iptali şikâyet yolu ile İcra Mahkemesinden istenebilir. İcra Mahkemesi takipten önce alınan mirasın reddi kararının taşıdığı hüküm ve bu hükümlerin sonuçlarını (TMK 611.) şikâyetin konusu olması nedeniyle değerlendirebilecektir. Mirasın reddi kararına dayanan takibin iptali talebinin borçlu sıfatına itiraz olarak nitelendirilip borca itiraz müessesesi kapsamında değerlendirilmesi başvurunun borca itiraz süreleri ile sınırlandırılması takip hukukunun bütünlüğü ile uyum sağlamaz. İcra hukuku ilâmlı icrayı da bünyesinde bulundurmaktadır. İlâmlı icrada itiraz “İtfa”, “imhal”, “zamanaşımı” ile sınırlı olup, yasada bir başka nedenle ilamlı takibe itiraz edilebileceğine ilişkin düzenleme bulunmamaktadır....

        İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır ( HGK’nın 28.03.2001 gün ve 2001/19-267 E. 2001/311 K.; 20/03/2002 tarihli ve 2002/13-241 E.,2002/208 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir ) İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK'nın 50. maddesinin yollaması ile HMK'nın genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir....

          Şti.’nin tüm ve davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, karz sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK'nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmelidir. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. (HGK’nın 28.03.2001 gün ve 2001/19-267 E. 2001/311 K.; 20.03.2002 gün ve 2002/13-241 E.,2002/208 K.)...

            Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK'nın genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir....

            İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettikleri, ayrıca, borcun zamanaşımına uğradığını, alacaklıya borçları bulunmadığını bildirerek borca ve fer'ilerine itirazda bulundukları, bunun üzerine, alacaklının, borçluların itirazları ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece, yetki itirazı değerlendirilmeksizin davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 50/2. maddesinde; "Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, borçlular icra dairesine verdikleri itiraz dilekçelerinde, icra dairesinin yetkisine de itirazda bulundukları ve alacaklı bu yöndeki itirazın da kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğuna göre, anılan talep konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olması, yukarıda değinilen İİK'nun 50/2. maddesi hükmüne aykırıdır....

              UYAP Entegrasyonu