Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafından davalının muamele merkezinin Bergama ilçesinde olması itibariyle Bergama icra dairesinde icra takibine girişildiği, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmediği, borca itiraz ettiği, Bergama ilçesinin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin yetki alanında kalması itibariyle mahkememizde iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu ileri sürülmüştür. Taraflar arasındaki ihtilafın, Ürün Satış Sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşmenin 8.maddesinde ortaya konulan geçerli bir yetki sözleşmesi bulunduğu, bu yetki sözleşmesi ile söz konusu sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri yetkili kılındığı, davalı tarafın süresinde yetki itirazında bulunduğu, HMK 17....

    HUMK'ndaki yetki hükümleri (HUMK m.9- 27) ilamsız icradaki yetki hakkında da kıyasen uygulanır. Buna göre, ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi, borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesidir. HUMK m. 10- 21'deki hallerde, icra daireleri özel yetkilidir. (İcra ve İflas Hukuk El Kitabı, Prof. Dr. Baki KURU, Ocak 2006, s. 155) Somut olayda davalı aleyhine Ordu 3. İcra Dairesinin 2017/17075 Esas sayılı takip dosyası üzerinden ilamsız takip yolu ile takip yapıldığı, davalı tarafından ikamet adresinin Kumru ilçesinde olduğunu belirterek yetki itirazında bulunulduğu, itiraz üzerine takibin durması ile kurum tarafından itirazın iptali ile takibin devamı istemli Mahkememize bu davanın açıldığı, davalı tarafından süresinde ibraz edilen cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunulmadığı anlaşılmıştır....

    Mahkemece, toplanan delillere göre, mahkemenin yetki alanı içerisinde başlatılan bir icra takibi bulunmadığından davanın usul yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TTK.nun 1301.maddesinden kaynaklanan tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ... şirketi, Şişli 1.İcra Müdürlüğü’nün 2006/8302 Esas sayılı takip dosyası ile davalılar aleyhinde icra takibinde bulunmuş, davalılar icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş, sadece borca itiraz etmiştir. Borca itiraz üzerine duran icra takibine karşı, itirazın iptali istemi ile açılan iş bu dava HUMK.’ndaki genel yetki kuralları uyarınca, davalıların ikametgahı olan yetkili Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılmıştır. İİK.nun 67.maddesine dayanan ve İcra Dairesinin yetkisine itiraz olmayan itirazın iptali davasının, takibin yapıldığı İcra Dairesinin yetki çevresinde görüleceğine dair bir usul hükmü de yoktur....

      İİK.nun 168/5. maddesi hükmü gereği borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığına yönelik şikayetini sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Bu husus mahkemece re'sen dikkate alınmalıdır. Bu süre geçirildikten sonra yapılan itiraz geçersizdir. Takibe konu senedin teminat senedi olduğu itirazı ile faize itiraz da borca itirazdır. Öte yandan şikayetçi borçlunun takip talebi ve ödeme emrinin İİK’nın 58, 60. ve 61. maddelerine göre usulüne uygun düzenlenmediğine ilişkin şikayeti ise İİK.'nın 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir. İİK.'nın 16/1. fıkrası uyarınca bu yöndeki şikayetin yedi günlük sürede icra mahkemesinde açıkça ileri sürülmesi gerekir (HGK. nun 27.01.2010 tarih, 2009/12- 539 esas, 2010/16 karar sayılı kararı)....

      Davalı tarafça hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz edildikten sonra açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine de itirazda bulunulmuştur. İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılması dava şartlarından olduğundan mahkemece İİK.m.50 uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.02.2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi. -KARŞI OY YAZISI- Davalı borçlu, icra dairesinin yetkilisi ve borca itiraz ettikten sonra açılan itirazın iptali davasına bakan mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir....

        Mahkemece; yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun takip yapılmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan itirazın iptali şeklinde açılan rücuen maddi tazminat istemine ilişkindir. Hukukumuzda itirazın iptali davası için özel bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. Bu nedenle itirazın iptâli davalarında 6100 sayılı HMK'nun yetkiye ilişkin düzenlemelerinin uygulanması gerekmektedir. HMK' nda bu davalar bakımından kesin bir yetki kuralı öngörülmemiştir. İtirazın iptali davalarında kesin olmayan yetki kuralları uygulanacağından, yetki itirazının 6100 sayılı HMK'nun 116/1-a maddesi gereğince taraflarca ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. İlk itirazların bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağı hususu ise, aynı yasanın 117/3. maddesinde düzenlenmiş olup, mahkemenin takip edeceği süreç anılan Yasanın 164. maddelerinde açıklanmıştır....

          İcra Müdürlüğünün 2019/3655 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan ilamsız takibin borca itiraz nedeniyle durduğunu, itirazın alacaklı tarafa tebliğinden itibaren 1 yıllık yasal süre içinde itirazın iptali davası açmaması nedeniyle bu takibin düştüğünü, buna rağmen icra müdürlüğünün düşen takipte alacaklının yetki itirazını kabul etmesi ve gönderme talebi üzerine dosyanın Bakırköy İcra Müdürlüğüne gönderilmesi ve takibe şikayete konu dosyadan devam edilmesinin, İstanbul Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 04/03/2021 tarihli kararı ile verilen yetkisizlik kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi talebinde bulunulmaması nedeni ile HMK'nın 20. maddesi uyarınca takibin yapılmamış sayılmasına karar verilmemesinin usule aykırı olduğunu ileri sürmüştür....

          Belirtilen sebeplerle, İzmir İcra Daireleri yetki sözleşmesi gereğince takipte yetkili olup, ilk derece mahkemesince yetki itirazının reddine karar verilmesi isabetlidir. Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde takibe dayanak senetlerin teminat amacıyla verildiğini ileri sürmüştür. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu; İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. Takip dayanağı senedin, teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açık atıf yapan yazılı bir belge ile ispatlanması gerekmektedir....

          Bilindiği üzere borçlunun hem icra dairesinin yetkisine ve hem de borca itiraz ederek takibi durdurması ve alacaklının itirazın iptali davasını açması halinde, mahkeme kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın icra mahkemesinin yerine geçerek öncelikle ”icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı” incelemeli, yetki itirazını yerinde görmemesi halinde işin esasına girerek davayı sonuçlandırmalıdır. Yetki itirazı yerinde görülürse, “takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı” gerekçesiyle, “açılan itirazın iptali davasının reddine” karar verilmelidir. Bu durumda ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya ve dosya içeriğine uygundur....

          Somut olayda taraflar arasında sözleşme bulunmakta olup, sözleşmeden kaynaklanan alacak iddiasına dayalı olarak ------ dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının takibe ---- olduğundan uyuşmazlıkta ----- ilişkin yetki itirazı ve devamında da borca yönelik itirazda bulunduğu, takibin durdurulduğu ve süresi içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Dosya içinde bulunan sözleşme sureti incelendiğinde sözleşmenin --- tarihli olduğu ve sözleşmenin ----olduğuna------ yine ------şartına ilişkin ayrıca bir düzenlemenin bulunmadığı görülmüştür....

            UYAP Entegrasyonu