Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın 30/12/2021 tarihinde vekaletnamesini Biga İcra Müdürlüğünün 2021/3674 Esas sayılı dosyasına sunduğunu, söz konusu vekaletnamesinin Biga İcra Müdürlüğü tarafından 31/12/2021 tarihinde onaylandığını ve davacının borca itiraz dilekçesinin reddedildiğini, bu sebeple davacı tarafın borca ve yetkiye itiraz süresi 5 gün olduğundan, davacının iş bu davayı 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 10/01/2022 tarihinde açtığından yetkiye ve borca itiraz taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatteyse esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının yetki itirazının kabulüne, Biga İcra Müdürlüklerinin yetkisizliğine, davacı-borçlu açısından İstanbul İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunun tespitine dair karar verilmiştir....
Mahkemece, toplanan deliller sonucu yetkili mahkemenin davalının ikametgahı yeri olan Kazan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafından başlatılan ilamsız icra takibine borçlunun yetkiye ve borca itirazı üzerine itirazın iptali davası açılmıştır. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde mahkemece İ.İ.K.nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu yön üzerinde durulmadan yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/9089 Esas sayılı takip dosyası üzerinden ilamsız takip yolu ile takip yapıldığı, davalı tarafından ikamet adresinin ..... ilçesinde olduğunu belirterek yetki itirazında bulunulduğu, itiraz üzerine takibin durması ile kurum tarafından itirazın iptali ile takibin devamı istemli ..... 1. İş Mahkemesi’ne dava açıldığı, davalı tarafından süresinde ibraz edilen cevap dilekçesi ile ..... İş Mahkemesi’nin yetkili olduğu belirtilerek usule uygun yetki itirazında bulunulduğu, mahkemece yetki itirazı reddedilerek esas hakkında karar verildiği anlaşılmıştır....
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, borçlunun itirazında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği dikkate alındığında, öncelikle incelenmesi gereken yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında inceleme yapılmadan ve bu konuda karar verilmeden, doğrudan borca itirazın kaldırılması istemi incelenerek karar verilmesi isabetsizdir. O halde mahkemece yapılacak iş, alacaklının, yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında karar verilerek şayet borçlunun yetki itirazı yerinde ise alacaklının isteminin reddine; aksi halde yetki itirazı kaldırıldıktan sonra borca itirazın incelenmesine geçilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Öte yandan, inceleme konusu uyuşmazlık, İİK'nun 68/a maddesi gereğince itirazın kaldırılması olduğuna göre, itirazın iptali olarak nitelendirilip hüküm kurulması da yerinde değildir....
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK'nın) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile usul kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89/1-1 bendi gereğince; para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Takip ve dava konusu olan geçiş ücretinden kaynaklanan tutar ile birlikte para cezasının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenecek para borçlarından biri olarak kabul etmek mümkün değildir....
İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, davalı tarafından 04.12.2018 tarihinde borca ve ferilerine kısmi itiraz yapılarak asıl alacağın 6.880,96 TL'si kabul edildiğini, 8.628,04 TL'lik kısmına ise itiraz edildiğini, davalının mezkur icra takibine haksız ve hukuka aykırı olarak sırf alacağın tahsilini geciktirmek maksadıyla itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkili ile davalı borçlu arasındaki iş ilişkisinin, ödemeli kargo olup icra takibin dayanağının da bu ödemeden kaynaklı olduğunu, takip konusu alacağın davalı borçlunun kendi kayıtları ile de sabit olduğunu, davalının sırf tahsilatı geciktirmek ve süreci uzatmak amacıyla bu takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, iş bu sebeple huzurdaki davayı açma zarureti hasıl olduğunu, bu nedenle davanın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamıyla davalının %20 ' den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, davalı tarafından 04.12.2018 tarihinde borca ve ferilerine kısmi itiraz yapılarak asıl alacağın 6.880,96 TL'si kabul edildiğini, 8.628,04 TL'lik kısmına ise itiraz edildiğini, davalının mezkur icra takibine haksız ve hukuka aykırı olarak sırf alacağın tahsilini geciktirmek maksadıyla itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkili ile davalı borçlu arasındaki iş ilişkisinin, ödemeli kargo olup icra takibin dayanağının da bu ödemeden kaynaklı olduğunu, takip konusu alacağın davalı borçlunun kendi kayıtları ile de sabit olduğunu, davalının sırf tahsilatı geciktirmek ve süreci uzatmak amacıyla bu takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, iş bu sebeple huzurdaki davayı açma zarureti hasıl olduğunu, bu nedenle davanın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamıyla davalının %20 ' den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/03/2021 NUMARASI : 2017/1090 ESAS, 2021/390 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....
Dava konusu çek incelendiğinde keşide yerinin İstanbul olduğu görülmüş yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiş davacının borca itirazına yönelik incelemeye geçilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin takibe konu çekle ilgili alacaklı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili ile alacaklı ve çeklerde adı veya ünvanın yazılı diğer kişiler ve şirketlerle arasında herhangi bir ticari yada hukuki ilişkinin mevcut olmadığını,müvekkilinin çekle ilgili ödeme yasağı kararı koyduran çek hamili Çağda Peynircilik Süt Ürünleri ve San.Tic.Ltd.Şti.ne çek bedelini ödediğini belirtmiştir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir....
Tarafından borçlu T1 adına düzenlenmiş ticari araç şehirler arası görevlendirme belgesi görüldüğünü, şirketin tek başına imza yetkilisi olduğunu, davacının tacir olmadığını, bu nedenle de tacir dışında yapılan yetki anlaşmalarının geçersiz olduğunu iddia etmekte ve yetki itirazında bulunmakta ve ayrıca borca da itiraz ettiğini, takibin mesnedi kıymetli evrak bono olduğunu, davacının imzaya itirazı bulunmadığını, takibin tedbiren durdurulması kararına itiraz ettiklerini, Borçlu senet üzerindeki imzaya itirazı olmadığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ itirazı takibin durdurulması kararına mesnet oluşturmayacağını, davanın reddine, müvekkilin alacağını tahsil imkanı vermeyecek şekilde alınan tedbiren durdurulması kararının kaldırılmasına, talebinin reddi halinde İİK hükümleri gereğince davacının teminat yatırmasına, yetki ve tüm itirazların reddi ile yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesini talep etmiştir....