Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, davalı tarafından 04.12.2018 tarihinde borca ve ferilerine kısmi itiraz yapılarak asıl alacağın 6.880,96 TL'si kabul edildiğini, 8.628,04 TL'lik kısmına ise itiraz edildiğini, davalının mezkur icra takibine haksız ve hukuka aykırı olarak sırf alacağın tahsilini geciktirmek maksadıyla itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkili ile davalı borçlu arasındaki iş ilişkisinin, ödemeli kargo olup icra takibin dayanağının da bu ödemeden kaynaklı olduğunu, takip konusu alacağın davalı borçlunun kendi kayıtları ile de sabit olduğunu, davalının sırf tahsilatı geciktirmek ve süreci uzatmak amacıyla bu takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, iş bu sebeple huzurdaki davayı açma zarureti hasıl olduğunu, bu nedenle davanın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamıyla davalının %20 ' den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....

    İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, davalı tarafından 04.12.2018 tarihinde borca ve ferilerine kısmi itiraz yapılarak asıl alacağın 6.880,96 TL'si kabul edildiğini, 8.628,04 TL'lik kısmına ise itiraz edildiğini, davalının mezkur icra takibine haksız ve hukuka aykırı olarak sırf alacağın tahsilini geciktirmek maksadıyla itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkili ile davalı borçlu arasındaki iş ilişkisinin, ödemeli kargo olup icra takibin dayanağının da bu ödemeden kaynaklı olduğunu, takip konusu alacağın davalı borçlunun kendi kayıtları ile de sabit olduğunu, davalının sırf tahsilatı geciktirmek ve süreci uzatmak amacıyla bu takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, iş bu sebeple huzurdaki davayı açma zarureti hasıl olduğunu, bu nedenle davanın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamıyla davalının %20 ' den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....

      Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK'nın) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile usul kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89/1-1 bendi gereğince; para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Takip ve dava konusu olan geçiş ücretinden kaynaklanan tutar ile birlikte para cezasının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenecek para borçlarından biri olarak kabul etmek mümkün değildir....

        İcra müdürlüğünün 2020/6895 esas sayılı dosyasına süresinde borca ve yetkiye itiraz edildiğini, borcun ödendiğini, icra müdürlüğü itirazları üzerine takibi durdurduğnu, duran takibe istinaden takibin devamı için yasalar itirazın iptali veya itirazın kaldırılması için alacaklıya başvuru hakkı tanıdığını, ancak alacaklının bu başvurular yerine şikayet yolu ile takibin devamını sağlamaya çalıştığını, davanın kötü niyetle açıldığını, icra Müdürlüğü 04.05.2021 tarihli kararı ile yetki yönünden takibi durdurduğunu, 13.10.2020 tarihinde borca itirazlarına istinaden takibi durdurduğunu, şikayet için yedi günlük yasal süreyi geçtiğini, şikayetin reddinin gerektiğini, Bursa İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu kabul edilse bile borca itiraz da olduğundan dolayı takibin devamının mümkün olmadığını, sadece yetki yönünden takibin devamının hiç bir fayda sağlamadığını, borca itiraz da mevcut iken takibin kanunun belirlediği yöntemler ile (itirazın iptali veya itirazın kaldırılması) devam etmesini sağlamak...

        Dava konusu çek incelendiğinde keşide yerinin İstanbul olduğu görülmüş yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiş davacının borca itirazına yönelik incelemeye geçilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin takibe konu çekle ilgili alacaklı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili ile alacaklı ve çeklerde adı veya ünvanın yazılı diğer kişiler ve şirketlerle arasında herhangi bir ticari yada hukuki ilişkinin mevcut olmadığını,müvekkilinin çekle ilgili ödeme yasağı kararı koyduran çek hamili Çağda Peynircilik Süt Ürünleri ve San.Tic.Ltd.Şti.ne çek bedelini ödediğini belirtmiştir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir....

        Tarafından borçlu T1 adına düzenlenmiş ticari araç şehirler arası görevlendirme belgesi görüldüğünü, şirketin tek başına imza yetkilisi olduğunu, davacının tacir olmadığını, bu nedenle de tacir dışında yapılan yetki anlaşmalarının geçersiz olduğunu iddia etmekte ve yetki itirazında bulunmakta ve ayrıca borca da itiraz ettiğini, takibin mesnedi kıymetli evrak bono olduğunu, davacının imzaya itirazı bulunmadığını, takibin tedbiren durdurulması kararına itiraz ettiklerini, Borçlu senet üzerindeki imzaya itirazı olmadığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ itirazı takibin durdurulması kararına mesnet oluşturmayacağını, davanın reddine, müvekkilin alacağını tahsil imkanı vermeyecek şekilde alınan tedbiren durdurulması kararının kaldırılmasına, talebinin reddi halinde İİK hükümleri gereğince davacının teminat yatırmasına, yetki ve tüm itirazların reddi ile yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesini talep etmiştir....

        İİk 169/a maddesi "İcra mahkemesi hâkimi, itiraz sebepleri-nin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hâkimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." şeklinde olup, somut olayda davacı borçlu takibe dayanak olan bonodaki kendisine atfedilen imzanın kendisine ait olduğunu belirtmiş, bononun boş olarak verildiğini iddia ederek, borca yönelik itirazlarda bulunmuştur. Bu iddiasını ispata yarar kanunun aradığı resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ise sunamamıştır. Bu nedenlerle borca yönelik itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Yetki itirazının değerlendirilmesinde ; İİK 50. Maddesi Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur....

        İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve bu itirazın olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmadığı hallerde geçerli bir takibin bulunamayacağı açıktır. O halde bu husus İİK' nun 67.maddesi uyarınca bir dava şartıdır ve dava şartları da mahkemece re'sen gözetilmek zorundadır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda; mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafça başlatılan icra takibine karşı davalının süresinde yetki ve borca itiraz ettiği, İcra Müdürlüğünce de takibin yetki ve borç yönünden durdurulduğu, daha sonra davacı tarafça işbu itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece, icra takibinin yetkisi konusunda karar vermeden, kendi yetkisine ilişkin karar verdiği görülmektedir. Hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edildiği durumlarda mahkemece İİK.nun 50.maddesi gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir....

          Kaldı ki cevap dilekçesinde sözleşmenin tarafı bankanın yerleşim yerinin İstanbul olduğu, sözleşmenin Eskişehir'de imzalandığı iddialarıyla yetkiye itiraz edilmiş ise de davacının banka değil, şirket olduğu, aradaki sözleşmenin de banka sözleşmesi olmadığı bu yönüyle itirazın geçerli bir itiraz da olmadığı anlaşılmış olup kesin yetki hali söz konusu olmamakla incelenen dosyada; takibi yapan icra dairesinin Eskişehir 7. İcra Dairesi olduğu, kamu düzenine ilişkin kesin yetki hali olmadığı, bu durumda davanın ilk açıldığı Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu..." gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, davacı vekili, davalı hakkında Eskişehir 7. İcra Müdürlüğünün 2016/7487 Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibinde bulunduklarını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dosya kapsamında davalının süresinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu, davalıların ...'...

            İİK'nun 168/5. maddesi hükmü gereği borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı ve borca itiraz, İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında olup anılan itirazların da yasal beş günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda; bonoya dayalı olarak 26.03.2004 tarihinde takibe başlandığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 08.4.2016 günü tebliğ edildiği, borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmadığı, icra mahkemesine başvuru tarihinin ise 26.08.2016 olduğu, itiraz dilekçesinde zamanaşımının gerçekleştiğini belirttiği, tarihlere göre başvurusunun takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı niteliğinde olduğu, ancak itirazın beş günlük yasal süresi içerisinde yapılmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, borçlu ...'...

              UYAP Entegrasyonu