Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra takibi Ayancık İcra Müdürlüğünün 2002/69 sayılı dosyasında yapılmış, borçlu süresinde borca ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiştir. Davalı dava dilekçesi tebliğinden sonra da süresinde yetki itirazında bulunmuştur. İtirazın iptali davasında yetkili mahkeme davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemedir. Akdi ilişkinin çekişmesiz olduğu durumlarda BK.'nun 73/b-1 hükmüne göre alacaklının ikametgahı mahkemesinde de itirazın iptali davası açılabilir. Akdi ilişkinin varlığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık varsa, bu durumda alacaklının kendi ikametgahı mahkemesinde açtığı itirazın iptali davası yetki itirazı ile karşılaşabilir. Borçlu takibe itirazında sadece borcum yoktur şeklinde itiraz etmişse alacaklı akdi ilişkinin varlığını ve bu ilişki nedeniyle takip konusu meblağ kadar alacaklı olmadığını kanıtlamalıdır. Bu durumda akdi ilişkinin çekişmesiz olduğu kabul edilemeyeceğinden BK'nun 73/b-1 maddesi uygulanmaz....

    İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve bu itirazın olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmadığı hallerde geçerli bir takibin bulunamayacağı açıktır, o halde bu husus İİK'nın 67. Maddesi uyarınca bir dava şartıdır ve dava şartı da mahkemece resen gözetilmek zorundadır. (HMK nun 114/2 ve 115/1 maddeleri) Somut olayda, davalı hem icra dairesinin yetkisine hem borca itiraz etmiştir. İcra ve İflas Kanunun 50. Maddesi yetki sorununu düzenlemektedir. Maddenin 2. Fıkrasında yetki itirazının esas hakkında itiraz ile birlikte yapılacağı; İcra Mahkemesinin önce yetki itirazını inceleyip kesin bir sonuca bağlayacağı belirtilmiştir. Bu madde hükmünün itirazın iptali davasında da uygulanacağının kabulün gerekir. Zira İcra ve İflas Kanunu alacaklıya ya 68. Madde gereğince itirazın kaldırılması için icra mahkemesine yada 67. Madde gereğince itirazın iptali için genel mahkemeye dava açma bakımından bir tercih hakkı tanınmaktadır....

    Hukuk Dairesi'nin 20.04.2007 gün 2007/572 Esas 2719 Karar sayılı ilâmları ve kararlılık kazanmış uygulamasına göre mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazı olmasa dahi itirazın iptâli davasına bakan mahkemenin öncelikle takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemesi gerekir. İtirazın iptâli davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli bir takip yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesi usulen mümkün değildir. İcra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi sonucunda mahkeme kendisinin de yetkili olup olmadığına belirleyecektir. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemez. O halde mahkemece icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiği durumlarda öncelikle bu itiraz incelenerek sonuçlandırılmalıdır....

      İlamsız icra takibinde takip borçlusunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması ve takip alacaklısının takibin devamını sağlamak üzere İcra İflas Kanunu'nun 68 ve 69’uncu maddelerine göre icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek yerine, aynı Kanun'un 67’nci maddesi gereğince mahkemeye başvurarak itirazın iptalini istemesi durumunda, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı İcra hukuk mahkemesinin yerine geçerek İcra İflas Kanunu 50’nci maddesi hükmü çevresinde inceleyerek sonuçlandırması gerekmektedir. İİK 50/2’nci maddesinde, Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur, hükmü yer almaktadır....

        İcra Müdürlüğü'nün 2016/2685 Esas sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya tebliği üzerine davacı borçlunun yasal süresi içerisinde vekili marifetiyle yetki itirazı ile birlikte borca itirazda bulunması üzerine takibin durduğu, alacaklı tarafça takip dosyasının itirazda belirtilen İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesi yönündeki talebi üzerine takip dosyasının İstanbul 10. İcra Müdürlüğüne gönderilerek 2016/1663 esasına kaydedildiği, ödeme emrinin 26.10.2018 tarihinde borçlu vekili Av.Engin Yüksel'e tebliği edildiği, borçlunun vekili marifetiyle borca itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 73, 81, 82, 83., Avukatlık Kanunu'nun 41, Tebligat Kanunu'nun 11. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 18. maddesi gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunludur....

        Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Somut olayda; yukarıda da açıklandığı üzere borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, sonradan feragat ettiği yetki itirazı ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece aldırılan bilirkişi raporuna göre bonodaki imzanın borçluya ait olduğunun tespiti ile birlikte dava dilekçesinde ileri sürülmemiş olmasına rağmen bonoda tahrifat yapıldığı hususunun da belirlendiği ve bu rapora dayalı olarak mahkemece, bonoda 10.000 TL olan miktarın araya “sıfır” rakamı eklenmek sureti ile 100.000 TL yapıldığı gerekçesi ile 10.000 TL'nın üzerindeki miktar yönünden takibin durdurulmasına ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği görülmektedir....

          İcra Müdürlüğü'nün 2013/12183 Esas sayılı dosyası ile hakkında kambiyo takibi başlatıldığını, yetki, imza ve borca itiraz ettiğini, Konya 2....

          Şubesi'nden Alman Yapı Tasarrufu Kredisi kullandığını ve borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle takibin devamına ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebligat yapılmış, cevap da vermemiştir. Mahkemece, davalı borçlunun icra dairesine yaptığı yetkiye ve borca itiraz üzerine takibin icra dairesinin yetkisi yönünden de durduğu yetki itirazı icra mahkemesinde kaldırılmadan itirazın iptali davası açılamayacağı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir....

            Şubesi'nden Alman Yapı Tasarrufu Kredisi kullandığını ve borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle takibin devamına ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebligat yapılmış, cevap da vermemiştir. Mahkemece, davalı borçlunun icra dairesine yaptığı yetkiye ve borca itiraz üzerine takibin icra dairesinin yetkisi yönünden de durduğu yetki itirazı icra mahkemesinde kaldırılmadan itirazın iptali davası açılamayacağı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir....

              İcra Müdürlüğü’nün 2014/16924 Esas sayılı dosyasıyla takip yapıldığını, takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takip ve davanın yetkisiz yerde başlatıldığını, ayrıca davacıya borçları bulunmadığını ve mal da teslim almadıklarını beyan ederek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının icra takibine yapmış olduğu yetki itirazı yerinde görülerek usul yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı, ödeme emrinin tebliği üzerine icra dosyasına 19.09.2014 havale tarihli dilekçesiyle borca ve yetkiye itirazda bulunmuştur. İtiraz dilekçesinde yetki yönünden “... .., ...” ve “... İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu bildirmiş olup, iki ayrı yerin yetkili olarak bildirilmesi nedeniyle usulüne uygun bir yetki itirazının bulunduğundan söz edilemez....

                UYAP Entegrasyonu