Borçlunun tebliğ mazbatasındaki imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki şikayeti hakkında her ne kadar bilirkişi raporu alınmış ise de, alınan 01.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda incelemenin tebliğ mazbatası fotokopisi üzerinde yapıldığı, 10.10.2014 tarihli ... raporunda ise, mazbatadaki imzaların aidiyetinin tespit edilemediği rapor edilmiştir. Yargıtay uygulamasına ve Dairemizin istikrar bulan kararlarına göre imza incelemesinin fotokopi belgelere dayanılarak yapılması mümkün değildir. Tebligattaki imzanın muhataba ait olup olmadığının tespiti tebliğ memuru dinlenilmek suretiyle sonuçlandırılamaz. İmza incelemesi teknik bir konu olup tanık beyanıyla kanıtlanamaz. Bu nedenle mahkemece tebliğ memurunun beyanı esas alınarak, itirazın süresinde olduğunun kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2391 KARAR NO : 2023/1069 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SİMAV İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/03/2022 NUMARASI : 2022/10 ESAS 2022/24 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebliğ Şikayeti- Haczedilmezlik Şikayeti KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....
Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazda bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm, borçlulardan birinin, bunun için genel yetkili yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali içindir. Açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12- 177 esas, 2011/300 karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı). Somut olayda; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu ile dava dışı borçlular Destebaşı Grup ...A.Ş. ve Yapıtaş Beton...Ltd. Şti. aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, çekte muhatap bankanın Kuveyttürk Katılım Bankası A.Ş....
Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasadaki koşulların oluşması halinde, İİK'nun 79 ve 360. maddeleri, yetki ile ilgili istisnalardır. İİK.nun 79. maddesi gereğince; haczolunacak malların başka bir yerde bulunması halinde icra dairesi, malların bulunduğu yer icra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını ister. Bu halde, hacizle ilgili şikayetler, kendisine talimat yazılan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte haciz işlemi bulunmadığından İİK.nun 79. maddesinin uygulanma yeri yoktur. Bu durumda şikayeti inceleme yetkisi, İİK.nun 4. maddesi uyarınca asıl takibin yapıldığı Ankara 23. İcra Müdürlüğü'nün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğundan mahkemece re'sen nazara alınmalıdır....
Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....
Bu durumda davacı şirketin bu adreste olduğu ve taşınmadığının belirlenmesi ve tevziat saatinde kapalı olması halinde TK'nın 21/1 maddesi gereğince araştırmanın kimden yapıldığı ismi de bildirilmek suretiyle tebligat mazbatasına yazılmak ilgili muhtarlığa tebliğ yapılıp 2 nolu haber kağıdını kapıya yapıştırmak suretiyle tebliğ işleminin gerçekleştirilmesidir. Bu anlamda tebliğin yapılamamasına ilişkin tebliğ şerhi nedeniyle de TK'nın 35. Maddesine dayalı tebliğ işleminin artık usulen yapıldığından söz edilemeyecek olup mahkemece davanın usulsüz tebliğ şikayeti olarak nitelendirilmesi ile şikayetin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
İcra Dairesi olduğunu ileri sürerek, yetki itirazında bulunduğu ve ayrıca yetkisiz icra dairesince yapılan işlemlerin de iptalini talep ettiği, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Çeke dayalı takip, genel yetkili icra dairesi olan borçlunun yerleşim yerinin bulunduğu icra dairesinde (HMK. 6.md.) veya muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından bu yerdeki icra dairesinde (HMK. 10.md.) ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir. Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar, aranacak alacaklar niteliğinde olduğundan, bu alacaklar için TBK'nun 89/1. maddesi uygulanmaz. Yani kambiyo senedi alacaklısı, kendi yerleşim yerinde bulunan icra dairesinde takip yapamaz....
Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu beyan ederek davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddini, aksi takdirde davanın esastan reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüne karar verilerek 1.000,00 TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davacı ... davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Davada, davalı vekili tarafından verilen 14.12.2009 havale tarihli cevap dilekçesiyle süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yetki ilk itirazında bulunulmuş, yetkili mahkemenin İzmir Mahkemeleri olduğu belirtilmiş olmasına karşın; mahkemece öncelikle yetki itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yetki ilk itirazı hakkında herhangi bir karar verilmeksizin hüküm tesisi doğru görülmemiş, sair hususlar incelenmeksizin bu yönüyle usul ve yasaya aykırı hükmün bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan...
Takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 19.02.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmektedir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemi de Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 19.02.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 15.04.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....
Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasada, koşulları oluşması halinde İİK.nun 79. ve 360. maddeleri yetki ile ilgili istisnaları düzenler. İİK.nun 360. maddesi gereğince ihalenin talimat yolu ile yapılması halinde, artırma ve ihaleye ilişkin ihtilaflar kendisine talimat yazılan icra dairesinin tabi bulunduğu icra mahkemesince halledilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 13.01.1982 tarih ve 263-16 sayılı ve yine 13.2.2002 tarih ve 2002/12-44 E.-2002/74 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, İİK.nun 360. maddesinde öngörülen yetki kuralı kamu düzeni düşüncesi ile sevk edilmiş kesin yetki kuralı olup, mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda, alacaklının ... 2.İcra Müdürlüğünün 2008/2274 E.sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla takibe başladığı, ihalenin anılan takip dosyasından yazılan talimat üzerine ... İcra Müdürlüğünün 2008/378 Talimat sayılı dosyası ile gerçekleştirildiği görülmektedir....