Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasada, koşulları oluşması halinde İİK.nun 79. ve 360. maddeleri yetki ile ilgili istisnaları düzenler. İİK.nun 360. maddesi gereğince ihalenin talimat yolu ile yapılması halinde, artırma ve ihaleye ilişkin ihtilaflar kendisine talimat yazılan icra dairesinin tabi bulunduğu icra mahkemesince halledilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 13.01.1982 tarih ve 263-16 sayılı ve yine 13.2.2002 tarih ve 2002/12-44 E.-2002/74 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, İİK.nun 360. maddesinde öngörülen yetki kuralı kamu düzeni düşüncesi ile sevk edilmiş kesin yetki kuralı olup, mahkemece re' sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda, alacaklının ... 1.İcra Müdürlüğünün 2008/1590 E.sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla takibe başladığı, ihalenin anılan takip dosyasından yazılan talimat üzerine ... İcra Müdürlüğünün 2008/363 Talimat sayılı dosyası ile gerçekleştirildiği görülmektedir....
Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasada, koşulların oluşması halinde İİK'nun 79. ve 360. maddeleri, yetki ile ilgili istisnaları düzenler. İİK'nun 360. maddesi gereğince; ihalenin talimat yolu ile yapılması halinde, artırma ve ihaleye ilişkin ihtilaflar, kendisine talimat yazılan icra dairesinin tâbi bulunduğu icra mahkemesince halledilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 13.01.1982 tarih ve 263-16 sayılı ve yine 13.2.2002 tarih ve 2002/12-44 E.-2002/74 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, İİK.nun 360. maddesinde öngörülen yetki kuralı, kamu düzeni düşüncesi ile sevk edilmiş kesin bir yetki kuralı olup, mahkemece re' sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda, alacaklının, .... İcra Müdürlüğü'nün 2013/14208 E.sayılı dosyası ile takibe başladığı, ihalenin, anılan takip dosyasından yazılan talimat üzerine ..... İcra Müdürlüğünün 2014/18 Talimat sayılı dosyası ile gerçekleştirildiği görülmektedir....
İcra Müdürlüğünün 2020/2128 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takip nedeniyle icra dairesinin yetkisine, işlemiş ve işleyecek faiz miktarı ve oranına alacaklının kambiyo takibi başlatılabilmesi için noterden protesto çekilmesi gerektiğine ve henüz ödeme emri tebliğ edilmeden, dolayısıyla takip kesinleşmeden yapılan haciz işlemlerinin usulsüz olduğundan bahisle kaldırılması gerektiğine dair borca, ferilerine, yetkiye itiraz etmek suretiyle takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda davacının yetki itirazı ve kambiyo hukuku bakımından şikayeti yerinde görülmemiş, ancak yasal itiraz süresi beklenmeden, dolayısıyla takip kesinleşmeden haciz konulduğu gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun meskeniyet şikayeti mahkemece süresinde olmadığından bahisle reddedilmiştir. İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....
Bu husus kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasada, koşulların oluşması halinde İİK' nun 79 ve 360. maddeleri bu husustaki yetkiyle ilgili istisnalardır. Somut olayda Gölcük İcra Dairesince taşınmaz üzerine konulmuş bir haciz bulunmayıp, Kocaeli 2.İcra Müdürlüğü'nce 2009/3928 esas sayılı icra takip dosyasından Gölcük Tapu Sicil Müdürlüğü'ne doğrudan yazılan 20.04.2009 tarihli yazı ile şikayet konusu taşınmazın tapu kaydına haciz uygulanmıştır. Bu durumda anılan hacze karşı şikayeti incelemeye Kocaeli İcra Mahkemesi yetkili olup, mahkemece şikayetin yetki yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda Ankara 22.İcra Dairesi'nin 2020/11042 esas sayılı dosyasından yazılan talimat ile Edirne İcra Müdürlüğü'nün 2020/539talimat sayılı dosyası ile haciz işleminin gerçekleştiği, haciz esnasında haczedilen menkullerin taşınmazın mütemmin cüzü ve teferruat mahiyetinde olan menkuller olup olmadığı ve haczedilemeyeceğine ilişkin şikayeti incelemeye Ankara Nöbetçi İcra Mahkemesi yetkili olup, şikayetin yetki yönünden reddine karar verilmek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Mahkememizin yetkisizliğine, süresinde talep halinde dosyanın Ankara 22.İcra Müdürlüğünün bağlı bulunduğu Ankara Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesine Gönderilmesine, HMK 20. Madde uyarıca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurulup dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine" karar verildiği görülmüştür....
Sözkonusu tebligatta, muhatabın adresten taşındığını beyan eden komşunun ismi belirtilmemiş olup tebligat bu haliyle Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine uygun olmadığı gibi TK.nun 10. maddesi uyarınca önce bilinen adrese tebligat yapılmadan doğrudan doğruya TK.nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi de usulsüzdür. O halde mahkemece Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihin tebliğ tarihi olduğuna karar verildikten sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, tebligat usulsüzlüğü şikayeti reddedilerek işin esasının incelenmiş olması doğru değil ise de mahkemece dayanak bononun teminat olarak verildiği iddiasının da incelenerek yazılı olarak ispat edilemediğine dair verilen karar yerinde olduğundan yanılgılı değerlendirme bozma nedeni yapılmayarak mahkeme kararının onanması cihetine gidilmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddiyle mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
İİK'nun 50. maddesi göndermesi ile icra takipleri hakkında da uygulanması gereken, HMK'nun 20. maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. Aynı kural, takip hukukunda da geçerlidir. Somut olayda; alacaklı tarafından 28.05.2018 tarihinde İstanbul 27. İcra Müdürlüğü’nün 2018/20925 E. sayılı takip dosyasında borçlu aleyhine başlatılan takipte, borçlunun süresinde yetki itirazında bulunması üzerine, İstanbul 20....
İİK'nın 50. maddesi göndermesi ile icra takipleri hakkında da uygulanması gereken, HMK'nın 20. maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. Aynı kural, takip hukukunda da geçerlidir. Somut olayda; alacaklı tarafından 26.12.2018 tarihinde Bakırköy 16. İcra Müdürlüğünün 2018/23371 E. sayılı takip dosyasında borçlu aleyhine başlatılan takipte, borçlunun süresinde yetki itirazında bulunması üzerine, Bakırköy 6....
, müvekkili tarafından söz konusu senedin imzalanmadığını, müvekkiline yapılan tebligatın açıkça usulsüz olduğundan, müvekkilinin tebligattan haberdar olduğu 13.08.2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden şirkete karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını, takibin ve dava hakkının zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin borca konu asansörleri Hedef Asansör'den temin ettiğini, müvekkili T1 sözleşmeden kaynaklanan borcunu Hedef Asansör yetkilisi Mustafa Hamamcı'ya ödediğini, ayrıca bono incelendiğinde müvekkilinin isminin T1 olarak yazıldığını, T.C. kimlik numarası ve adresinin yanlış yazıldığını, T1 isminde bir kişiyi de müvekkilinin tanımadığını, bu bono bakımından müvekkilinin borcunun olmadığının açık olduğunu bu nedenlerle müvekkilinin ödeme emrinden haberdar olduğu 13.08.2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili icra dairesi olan Develi İcra Dairesine gönderilmesine...