Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu belirterek yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece takip konusu bonoda Antalya Mahkemelerinin yetkili kılındığı, bononun tanzim tarihi itibariyle yetki şartının geçerli olduğu gerekçesi ile yetki itirazının reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 50. maddesi göndermesiyle, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde ancak, ...'...

    Taraflar kira sözleşmesine koyacakları bir yetki şartı ve ayrı bir yetki sözleşmesi (bkz. m. 17) ile başka bir yer mahkemesinin yetkili olduğunu kararlaştırabilirler. Ancak dikkat edilmesi gereken husus, 6100 sayılı Kanun ile getirilen bu yeni düzenlemede yetki sözleşmesinin sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılabilecek olmasıdır. Zira, 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununda yetki sözleşmesinin kimler arasında yapılacağı belirtilmediği için yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı hallerde taraflar istedikleri mahkemeyi yetki sözleşmesi ile yetkili kılabilmektedirler. Olayda, ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi; tarafların yetki ilk itirazı ileri sürmemelerine karşın resen yetkisizlik kararı vermiştir. Taşınır kira sözleşmesinden kaynaklanan davalarda, sözleşmede yetkili mahkeme belirlenmiş olsa dahi yetki itirazı, bir ilk itiraz olarak ileri sürülebilir; mahkeme yetkisizliğini kendiliğinden (resen) nazara alamaz. Bu durumda uyuşmazlığın, ... 3....

      Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." "(3)Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir." "(4)Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir." C. Değerlendirme 1. Kesin yetki halinin kuralının bulunmadığı ve birden fazla yetkili mahkemenin bulunduğu hallerde yetkili mahkemeyi seçme hakkı davacıya aittir. Davacı, kesin yetki kuralının bulunmadığı bir davayı yetkisiz bir mahkemede açmışsa, seçme hakkı itiraz eden davalıya geçer, davalının bildirdiği yetkili mahkemede davanın görülmesi gerekir. 2.Somut olayda, trafik kazasının .../...'da meydana gelmiş olup, davacının yerleşim yeri adresinin .../..., davalı şirketin adresinin .../..., diğer davalı ...'...

        Kanun'un "Şubeler ve tüzel kişilerle ilgili davalarda yetki" başlıklı 14 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir: "Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir." 5. 6100 sayılı Kanun'un "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19 uncu maddesinin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkrası şöyledir: "(2)Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir....

          TMK'nın 168. maddesinde "Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir." hükmüne yer verilmiş olup, boşanma davalarında yetki kesin değildir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 160. maddesine göre, evlenmenin butlanı davasında, yetki ve yargılama usûlü bakımından boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır. Aynı Kanunun 168. maddesine göre ise, boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Boşanma davalarında yetki kesin yetki değildir. Somut olayda; davacı ...’ın yerleşim yerinin "....." olduğu, davalı ...’ın yerleşim yerinin ..... olduğu, süresi içinde yetki itirazında bulunulduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın ..... Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

            Kaldı ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 116/1. maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itiraz niteliğinde olduğu belirtilmiş olup, aynı yasanın 131/1. maddesinde cevap dilekçesinin verilmesinden sonra, cevap süresi dolmamış olsa bile ilk itirazların ileri sürülemeyeceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda ilk itiraz niteliğindeki yetki itirazının davalı tarafça mahkemeye sunulan 05.02.2013 tarihli cevap dilekçesinde ileri sürülmediği, cevap dilekçesinin verilmesinden sonra 28.05.2013 tarihli duruşmada yapılan yetki itirazının usul hükümlerine göre süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece davalının yetki itirazının yerinde olmadığı ve süresinde yapılmadığı gözetilerek işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetki yönünden davanın reddine dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

              Yetki itirazının davalılarca birlikte ileri sürülmesi yasa gereğidir. HMK.'nın 60. Madde vereği sadece davalı borçlu tarafından ileri sürülen yetki itirazı hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda, davalı ...'a dava dilekçesi Tebligat K. 21. madde uyarınca 03.01.2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 01.02.2013 tarihli cevap dilekçesi ile süresinden sonra yetki itirazında bulunulmuş, yine diğer davalı ... tarafından süresinde verilen cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunulmamıştır. Bu halde, davalı borçlu vekili tarafından yetki itirazının süresinde yapılmadığı yine davalı üçüncü kişi ...'nın da yetki itirazı olmadığı yetki itirazının zorunlu dava dava arkadaşları tarafından birlikte yapılması gerektiği gözetildiğinde davalı borçlunun yetki itirazının reddine karar verilerek davanın esasının incelenmesi, taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir....

                Fakat, kira sözleşmesine dayanan bu davaların diğer yetki kurallarına (m. 6, 8, 10 vb hükümlerine) göre taşınmazın bulunduğu yerde açılması da mümkündür. Özellikle, taşınmazın bulunduğu yer kira sözleşmesinin ifa edileceği (yerine getirileceği, icra olunacağı) yerdir. Bu nedenle, kira sözleşmesine dayanan bir dava sözleşmenin ifa olunacağı yer olan taşınmazın bulunduğu yerde açılabilir (m. 10). Bundan başka, taraflar kira sözleşmesine koyacakları bir yetki şartı ve ayrı bir yetki sözleşmesi (bkz. m. 17) ile başka bir yer mahkemesinin yetkili olduğunu kararlaştırabilirler. Ancak dikkat edilmesi gereken husus, 6100 sayılı Kanun ile getirilen bu yeni düzenlemede yetki sözleşmesinin sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılabilecek olmasıdır....

                  Buna göre, tüzel kişilerin yanında gerçek kişilerde yetki sözleşmesi yapabilmekteydi.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir.Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; takibe konu bonoda Kurtalan İcra Dairelerinin yetkili olduğunun yazılması yetki sözleşmesi niteliğinde olup, 6100 Sayılı HMK'nun 17. maddesi gereğince yetki sözleşmesi geçersizdir.Öte yandan HMK.nun 19/2. maddesi uyarınca birden fazla yetkili icra dairesi varsa, borçlu yetki itirazında seçtiği icra dairesini bildirmelidir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. HGK.nun 22.09.1976 gün ve 10/1957-2554 sayılı ve 25.12.1987 tarih ve 1987/506-1103 sayılı kararlarında da benimsendiği gibi, anılan hükümde yetki itirazında bulunana birden fazla yetkili mahkemeyi (icra dairesini) gösterme olanağı yasaklanmamıştır....

                    Sözleşmenin konusunun ticari iş olması, gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir. Somut olayda; alacaklı ... San. ve .... Şti. lehine gerçek kişi ... tarafından düzenlenmiş takip dayanağı bonoda, ... Mahkemelerinin yetkisinin kararlaştırıldığı, alacaklı tarafından yetki sözleşmesine istinaden icra takibine ... İcra Dairesinde başlandığı, alacaklının, temyiz dilekçesi ekinde borçluya ait ... kayıtları ibraz ederek borçlu tarafın tacir olduğunu, yetki anlaşmasının geçerli olduğunu iddia ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, borçlunun 6102 sayılı TTK’nun 12. maddesi anlamında tacir olup olmadığının yöntemine uygun şekilde araştırılarak, tarafların varsa gösterecekleri deliller toplanarak, oluşacak sonuca göre yetki sözleşmesinin geçerli olup olmadığının tespiti ve buna göre yetki itirazının karara bağlanması gerekirken, anılan husus gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                      UYAP Entegrasyonu