Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı işveren tarafından ileri sürülen işkolu itirazı yetki tespitine itiraz davasının gerekçelerinden birini teşkil etmekte olup aynı dava kapsamında bu itiraz incelenip nihai olarak sadece yetki tespitine itiraz bakımından hüküm kurulması gerekmektedir. 3. Hâl böyle olmasına karşın İlk Derece Mahkemesi tarafından 24.12.2019 tarihli oturumda ayrı bir işkolu tespitine itiraz davası varmış gibi tefrik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu anlamda temyiz konusu eldeki dava bakımından, gerçekte ayrı bir işkolu tespitine itiraz davası söz konusu olmadığından hüküm kurulması da olanaklı değildir. 4. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında İlk Derece Mahkemesince karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalıdır....

    . - K A R A R - Davacı vekili; davalının borcuna karşılık müvekkiline verdiği çek bedelini ödememesi üzerine başlatılan takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; dava konusu çekin işlem yerinin Bursa olduğunu savunarak davanın yetkisizlik nedeniyle reddini istemiştir. Mahkemece; davalının icra dosyasına yaptığı yetki itirazının kabulü gerektiği, çekin işlem yerinin Bursa olduğu gerekçesiyle yetki itirazının kabulü ile davanın yetki nedeni ile reddine, süresi içerisinde müracaat edildiğinde dosyanın yetkili Bursa Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. İlamsız icra takibinde gönderilen ödeme emrine karşı, borçlu vermiş olduğu itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itirazla birlikte borcun esasına da itiraz etmiştir....

      Bununla birlikte yetki tespit başvuru tarihinden önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına işkolu tespit başvurusunda bulunulması durumunda, işkolu tespit kararı beklenilmeli, işkolu tespit kararına da itiraz edilmesi durumunda buna ilişkin yargılamanın sonucu bekletici mesele yapılmalıdır. Nitekim bu ihtimalde yetki tespit başvurusundan önce işkolu tespit başvurusu yapıldığından, işkolu tespit sürecinin sonunda verilecek karar mevcut yetki uyuşmazlığı bakımından da geçerli olacaktır. Bu husus 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin gerekçesinde de açık bir şekilde “Yeni bir toplu sözleşme için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olacak” şeklinde ifade edilmiştir....

        Tüketici Mahkemesince, kararına itiraz olunan Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin ... Tüketici Mahkemelerinin yetki alanında kalmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Tüketici Mahkemesi ise davada kesin yetki kuralı olmadığı, usulüne uygun bir yetki itirazı da bulunulmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. Somut olayda, davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihinden sonra 15/10/2014 tarihinde açıldığı, davacının ... Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetince verilen karara itiraz ettiği anlaşılmıştır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 70. maddesinin üçüncü fıkrasında "Taraflar, tüketici hakem heyeti kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz edebilir." şeklinde tüketici hakem heyeti kararlarına karşı itiraz yolunda özel bir düzenleme öngörülmüştür....

          Tüketici sorunları hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.” düzenlemesi mevcuttur. Aynı kanunun 23. maddesinin 3. fıkrasında ise “Tüketici davaları tüketicinin ikametgahı mahkemesinde de açılabilir.” hükmü mevcut olup kesin yetki düzenlemesi sözkonusu değildir. Buna karşın HMK'nun 19. maddesine göre, yetkinin kesin olmadığı hallerde yetki itirazı cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir. Somut olayda, davalının yetki itirazı bulunmadığı halde...2. Asliye Hukuk Mahkemesince re'sen yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın,...2. Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince ...2....

            hükmü mevcut olup kesin yetki düzenlemesi sözkonusu değildir. Buna karşın HMK'nun 19. maddesine göre, yetkinin kesin olmadığı hallerde yetki itirazı cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir. Somut olayda, davalının yetki itirazı bulunmadığı halde Tüketici Mahkemesince re'sen yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, Tüketici Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 2709 sayılı ......

                İcra Müdürlüğünün ...Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu vekilinin yasal süre içinde ödeme emrine itiraz dilekçesinde "yetkiye itiraz ediyoruz" şeklinde icra dairesinin yetkisine ve ayrıca borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır. Ancak, yetki itirazında hangi icra müdürlüğünün yetkili olduğu açıkça gösterilmemiştir. Bu halde; İİK. 50. madde atfı ve HMK 19/2 madde hükümleri uyarınca yetkili icra müdürlüğü açıkça gösterilmediğinden bu yetki itirazının dikkate alınmayacağı açık olup, Mahkememizce icra müdürlüğünün yetkisine yönelik yetki itirazının anılan gerekçelerle reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, itirazın iptali davalarında icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmemiş olması ya da icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazın reddedilmiş olması, Mahkemenin yetkisine etkili değildir....

                  Tüm dosya kapsamı gözetildiğinde borçlu tarafça yetki ve borca itiraz edilmesi durumunda öncelikle yetki itirazının incelenmesi gerektiği, yetki itirazının kabul edilmesi durumunda süre içerisinde talep edilmesi durumunda dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderileceği, yetkili icra müdürlüğünce çıkartılacak ödeme emrine karşı borçluların borca ve sair yönlere itiraz haklarının mevcut olduğu, ilk derece mahkemesince yetki itirazının kabulü halinde borca itirazın incelenmesinin mümkün olmadığı, borca itirazın dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesinden sonra yetkili icra mahkemesine yapılan itiraz üzerine incelenebileceği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince verilen karar bu gerekçelerle usul ve yasaya uygun olduğundan davacıların istinaf talebinin HMK 353/1/b/1 maddesi gereğince esastan reddine oybirliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 7....

                  GEREKÇE :Hem icra dairesinin yetkisine hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi halinde öncelikle icra dairesinin yetkisine itiraz incelenerek ,itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için öncelikle yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip gerektiği ve bu hususun HMK 114/2 maddesi uyarınca dava şartı olduğu dikkate alınmalı , yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip bulunmaması halinde , itirazın iptali davasının yetkili icra dairesinde takip yapılmış olması dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereği reddine karar verilmesi gerekmektedir. HMK 19/2 maddesi “...yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü haiz olup,İİK'nın 50. maddesinin 1/1. cümlesinde icra dairelerinin yetkisinin tayininde HMK'daki yetki kurallarının kıyasen uygulanacağı düzenlenmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu