Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava İİK'nun 170. maddesi uyarınca açılmış imzaya itiraz ve İİK'nun 169/a. maddesi uyarınca açılmış borca itiraz davasıdır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, İİK'nun 168/-5 maddesine göre imzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerektiğine, borçlu muris Yunus Babacan'a ödeme emri 16/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, süresinde herhangi bir itirazda bulunulmamış olmasına, kesinleşen takip sırasında ölen borçlunun mirasçılarının yeniden imzaya ve borca itiraz haklarının bulunmamasına ve ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; İzmir 8....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Davalı alacaklı vekili tarafından davacı T1 ile dava dışı Abdullah Poyraz Gıda Mobilya Dekorasyon İnşaat ve Dış Tic. Ltd Şti ve Abdullah Poyraz hakkında Konya 7. İcra Müdürlüğü'nün 2019/13255 Esas sayılı dosyasıyla120.000,00 TL bedelli senede ilişkin kambiyo takibi başlatılmış, ödeme emri 12/02/2020 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir. Davacı yasal 5 günlük süre içinde 17/02/2020 tarihinde imzaya ve borca itiraz davası açmış, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının imzaya itirazının reddine, borca itirazının kabulüne karar verilerek takibin durdurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı her iki tarafda istinaf yasa yoluna başvurmuşlardır....

İMZAYA VE BORCA İTİRAZ SÜRELERİ,İCRA VE İFLAS KANUNU (2004) Madde 62İCRA VE İFLAS KANUNU (2004) Madde 366 "İçtihat Metni"Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İİK.nun 62.maddesi gereğince, genel haciz yolu ile başlatılan takiplerde borçlunun imzaya ve borca yönelik itirazlarını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine bildirmesi zorunludur. Borçlu vekilinin anılan hükme aykırı biçimde İcra Müdürlüğü yerine İcra Mahkemesine başvurması sonuç doğurmaz. O halde, Mahkemece, açıklanan gerekçe ile davanın reddi gerekirken işin esasının incelenmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ise de, talep reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararı onanmalıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İİK.'nun 168. maddesinin .... ve .... bentlerine göre; imzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, borçlu ...’e ödeme emrinin ....04.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise, ....04.2016 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği görülmüştür. Bu durumda, itiraz süresinde olduğundan, mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, istemin süre aşımı nedeniyle reddi isabetsizdir....

      O halde, takibin şekline göre borçlunun icra dairesi yerine mahkemeye yaptığı imzaya ve borca itirazı sonuç doğurmayacağından mahkemece itirazın reddine karar vermek gerekirken işin esasının incelenip takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, İİK'nın 169, 169/a maddelerine dayalı borca itiraza ve 170. maddeye göre imzaya itiraza ilişkindir. Kırıkkale 3. İcra Müdürlüğü'nün 2018/1997 esas sayılı dosyasında kambiyo takibine başlandığı, yetki itirazı üzerine Kırıkkale İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/204 esas, 2018/166 karar sayılı kararı ile yetki itirazının kabulüne karar verildiği, alacaklının talebi üzerine dosyanın Sakarya İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği, yeni ödeme emrinin borçluya 25/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlunun süresi içinde imzaya ve borca itirazda bulunması üzerine, mahkemece imza incelemesi yaptırıldığı ve alınan bilirkişi raporları sonucunda itirazın reddine karar verilerek borçlu aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedildiği anlaşılmıştır....

        Yetki itirazı ise açıklanan maddenin 1.fıkrası hükmü kapsamına girmeyip esasa yönelik bir itiraz niteliğinde olmadığından itiraz eden davacılar aleyhine tazminata hükmedilmesi mümkün değildir. Davacı Alime'nin diğer itirazı ise imzaya itirazdır. İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, imza itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi ve aleyhine para cezasına hükmedilebilmesi için, icra mahkemesince yapılacak imza incelemesi sonucu imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması ve takibin ikinci fıkraya göre geçici olarak durdurulmuş olması gerekir. Somut olayda, mahkemece imza incelemesi yapılmadan davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, davacı Alime aleyhine imzaya itirazın reddi nedeniyle tazminata ve para cezasına hükmedilmemesi de yerindedir. (benzer mahiyette Yargıtay 12....

        GEREKÇE: Uyuşmazlık kambiyo senedine dayanan takipte yetkiye, imzaya, borca ve faize itiraz istemine ilişkindir. Adana 6.İcra Dairesinin 2018/13393 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı T5 Tic. A.Ş vekili tarafından borçlular HBZ Gayrimenkul Turz. Tic. A.Ş, T2 ve Kulak İnş.A.Ş hakkında, 1.419.000,00 TL bedelli çeke dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, alacaklının ciranta olduğu, takipte çek bedeli, faiz, komisyon ve çek tazminatı talep edildiği, örnek 10 ödeme emrinin davacılardan Recep Ercan'a 10.01.2019 tarihinde, davacı şirkete 10.01.2019 tarihinde, dava dışı diğer borçlu Kulak İnş. AŞ'ye 18.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ mazbataları üzerinde "ödeme emri ve çek sureti vardır" yazılı olduğu, davacı borçlular tarafından 15.01.2019 tarihinde yasal süresi içerisinde yetkiye, imzaya ve borca itiraz istemli davanın açıldığı anlaşılmıştır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, Çanakkale İcra Müdürlüğü'nün 2021/13878 Esas sayılı dosyasında yetkiye, imzaya, borca itiraza ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Davacı tarafça, yetkiye, borca itiraz istemiyle birlikte imzaya itiraz istemi de ileri sürüldüğü halde mahkemece, her bir talep ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamıştır. Bu husus kamu düzenine ilişkin esaslı bir usul hatası olup, HMK 'nun 355....

        Bölge Adliye Mahkemesi Kararı C.1.Gerekçe ve Sonuç Davacının imzaya ve borca itirazlarına yönelik olarak bilirkişi raporunun kesin kanaat içerir hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor olduğu ve imzaya itirazın reddine ilişkin kararda isabetsizlik bulunmadığı, kesin kanaat içeren rapor nedeniyle icra mahkemelerince ek rapor alınmasının gerekmediği, davacının borca itirazlarını kanunda yazılı delillerle usulünce ispatlayamadığı, her ne kadar mahkemece haksız olarak davacı mazeret dilekçesi sunduğu halde dosya işlemden kaldırılmış ise de, yapılan bu usuli hatanın sonuca etkili olmadığı, imzaya ve borca itiraz davalarında takibin iptaline yönelik daha önce açılmış olan davaların bekletici mesele yapılması mümkün olmadığından, ara karardan rücu edilmesinin isabetli olduğu, öte yandan davacının mükerrer takibe yönelik iddiasının ise, dava dilekçesinde ve yargılama aşamasında ileri sürülmediği anlaşılmakla istinaf aşamasında incelenmesi mümkün olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine...

          UYAP Entegrasyonu