İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25' inci maddesi hükmü tatbik olunur” düzenlemesini içermektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, itirazın iptaline konu ... 6. İcra Müdürlüğünün ...Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu vekilinin yasal süre içinde ödeme emrine itiraz dilekçesinde "yetkiye itiraz ediyoruz" şeklinde icra dairesinin yetkisine ve ayrıca borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır. Ancak, yetki itirazında hangi icra müdürlüğünün yetkili olduğu açıkça gösterilmemiştir. Bu halde; İİK. 50. madde atfı ve HMK 19/2 madde hükümleri uyarınca yetkili icra müdürlüğü açıkça gösterilmediğinden bu yetki itirazının dikkate alınmayacağı açık olup, Mahkememizce icra müdürlüğünün yetkisine yönelik yetki itirazının anılan gerekçelerle reddine karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1531 KARAR NO : 2021/1930 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GİRESUN İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/05/2021 NUMARASI : 2021/3 ESAS 2021/178 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından Giresun 3. İcra Müdürlüğünün 2018/16132 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine ilamsız icra takibine başlandığını, ödeme emrinin tebliği sonrasında itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı alacaklı tarafından borca itiraz edilmesi üzerine Giresun 1....
Yine aynı Kanun'un "Ödeme emrine itiraz" başlıklı 7.maddesinin 1.bendinde "Borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde, herhangi bir icra dairesine başvurarak ödeme emrine itiraz edebilir, 3.bendinde; "Süresi içinde borca yapılan itiraz üzerine icra takibi durur. Duran takip hakkında, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun ilgili hükümleri uygulanır" denilmektedir. Nitekim, 29.05.2019 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan, 01/06/2019 tarihinde yürürlüğe giren Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Yönetmeliğin "Ödeme emrine itiraz" başlıklı 11/6.maddesinde "Duran takip hakkında 2004 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri uygulanır" hükmü düzenlenmiştir. İİK.'nun 50. maddesinde; "Para ve teminat borcu için takip hususunda HMK'nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunur" denilmektedir. TBK'nun 89.maddesinde "Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir....
a kullandırılan ticari kredinin teminatı olarak davalı yanca taşınmaz ipoteği verildiğini, ödemelerdeki aksama nedeniyle hesabın kat edilerek ihtarname keşide olunduğunu alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kredi sözleşmesinde yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olarak belirlendiğini beyan ederek yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece, kredi sözleşmesinde yetkili icra dairesi ve mahkeme olarak İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemeleri'nin yetkili olduklarının belirlenmiş olduğu ve icra takibinin süresinde yapıldığı dolayısıyla yetkili icra dairesinde icra takibi yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Alacaklı tarafından Ümraniye İcra Dairesi'nin 2011/4800 esas ile başlatılan icra takibinde, borçlu taraf kendisine tebliğ olunan ödeme emrine, süresi içinde sadece borca itiraz etmiş olup icra dairesinin yetkisi kesinleşmiştir....
Yukarıda belirtilen tüm hususlar hep birlikte değerlendirilerek ödeme emrinin usulsüz tebliğine yönelik şikayetin kabulü ile; şikayet eden aleyhine Ankara 24. İcra Müdürlüğü'nün 2021/4093 Esas takip sayılı dosyası ile yapılan takipte şikayet edene yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu" gerekçesi ile şikayetin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin şikayet eden yönünden 19.04.2021 olarak düzeltilmesine, borca itirazın icra dairesine yapılması gerektiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetkilisi olduğu şirket aleyhine başlatılan ilamsız tcra takihinden 19/04/2021 tarihinde haberdar olduğunu, 21/04/2021 tarihinde İİK'na göre 3 günlük yasal süre içinde gecikmiş itiraz talebinde bulunduğunu, buna dair tüm bilgi belgeleri de sunduğunu, Ankara 3....
Somut olayda, davalı borçlu vekili tarafından ödeme emrinin tebliği üzerine icra dairesine sunulan ve dosya kapsamında yer alan itiraz dilekçesinde yukarıda yer verildiği gibi sadece "yetki" itirazında bulunulmuştur. Borca ve fer'ilerine yönelik bir itiraz yoktur. "...İcra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine karşı borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, bu itirazın kaldırılması yetkisi münhasıran icra mahkemesine ait olup, alacaklının itirazın kaldırılmasını icra mahkemesinden isteyebileceği İcra ve İflas Kanunu'nun 50/2. maddesi hükmü gereğidir (Baki Kuru, İcra İflas Hukuku Ders Kitabı,19.Bası,s.124). Bu durumda mahkemece icra mahkemelerinin görevli olduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir..." (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 21/02/2011 tarih 2010/8115 E. 2011/2209 K.)...
HMK'nun 19/2. maddesine göre yetki itirazında, yetkili icra dairesinin doğru olarak gösterilmesi gerekir. Aksi halde geçerli bir yetki itirazının varlığından söz edilemez. Somut olayda, davacı/borçlunun yetki itirazında yetkili icra dairesini göstermediği anlaşılmakla mahkemece yetki itirazının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Somut olayda, davacı borçlu taraf, borca yönelik itirazını İİK. 'nun 169/a-1 maddesinde belirtilen yazılı belgeler ile ispatlayamamıştır. İcra mahkemeleri, şikâyet ve itirazları belli bir usule uyarak yargılayan ve objektif hukuk kurallarını şikayet ve itirazlara uygulamak suretiyle bunları takip hukuku bakımından kesin hükme bağlayan mahkemelerdir....
HMK'nun 19/2. maddesine göre yetki itirazında, yetkili icra dairesinin doğru olarak gösterilmesi gerekir. Aksi halde geçerli bir yetki itirazının varlığından söz edilemez. Somut olayda, davacı/borçlunun yetki itirazında yetkili icra dairesini göstermediği anlaşılmakla yetki itirazının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Somut olayda, davacı borçlu taraf, borca yönelik itirazını İİK. 'nun 169/a-1 maddesinde belirtilen yazılı belgeler ile ispatlayamamıştır. İcra mahkemeleri, şikâyet ve itirazları belli bir usule uyarak yargılayan ve objektif hukuk kurallarını şikayet ve itirazlara uygulamak suretiyle bunları takip hukuku bakımından kesin hükme bağlayan mahkemelerdir....
İcra Müdürlüğü'nün 21.05.2015 tarihli yazısında "..UYAP kayıtlarına göre borçlulara ödeme emrinin gönderildiği, 31.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 13.08.2014 tarihinde borca ve faize itiraz dilekçesinin sisteme kaydedildiği tespit edilmiş olup tebligata ilişkin yapılan UYAP sorguları ile borçlu vekilinin itiraz dilekçesi de ekte gönderilmiştir" denilmek suretiyle borçlulara ödeme emrinin gönderildiği ve tebliğ edildiği tespit edilmiştir. Bu durumda mahkemece, icra dosyasının aslı getirtilerek icra müdürlüğünün yazısında belirtildiği üzere yetkili icra dairesince ödeme emri gönderilmiş ve ödeme emrine itiraz var ise işin esasına girilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesinin ilamının dava konusu ile ilgisinin olmadığını ve alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekle hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususları ile ilgili bir ilam olduğunu, mahkemece eksik inceleme sonucunda hukuka aykırı ve somut olayın özelinde değerlendirme yapılmaksızın karar verildiğini, kararda belirtilen Yargıtay ilamının davanın esasını çözümlemeye elverişli olmadığını, İcra İflas Kanununda ve Tebligat Kanununda borca itiraz konusunda düzenlemelerin emredici nitelikte olduğunu, mahkemece de bu emredici hükümlere ve hukuka aykırı karar verdiğini, borçlu T3 ödeme emrinin 06/08/2022 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen 7 günlük itiraz süresi içerisinde borca itiraz etmediğini ve ödeme emri tebliğ öncesi yapılan borca itirazın da değerlendirilmemesinin gerektiğini, şikayetlerinde İİK'nun 62. maddesinin net olduğunu, yoruma ve tartışmaya açık olmadığı dikkate alınmadan karar verildiğini, icra müdürlüğünden ödeme emrine yapılan itirazın süresinde ve usulüne göre yapılmadığını...