Buna göre; ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK. 13.5.2009 tarih ve 2009/12- 185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Somut olayda icra dosyası incelendiğinde, alacaklı tarafından, borçlu aleyhine cari hesap alacağına dayalı olarak 25/06/2020 tarihinde, genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin borçluya 20/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu adına vekilinin 20/07/2020 tarihli dilekçesi ile Viranşehir İcra Müdürlüğüne itiraz dilekçesi verdiği, Viranşehir İcra Müdürlüğünün 14.09.2020 tarihli muhabere üst yazısına ek olarak itiraz dilekçesinin asıl icra müdürlüğüne gönderildiği, borçlunun dilekçesi ile borca itiraz ettiği görülmüştür....
TL tutarında ilamsız takip yapıldığını, ilamsız takipte ödeme emrinin müvekkil şirkete tebliğ edildiğini, müvekkili şirketin böyle bir borcu bulunmadığından ... tarihinde müvekkili hakkında yapılan takibe, ödeme emrine, borca, faize, faiz türüne ve oranına, başlangıç tarihine ve borcun tüm ferilerine ve ... İcra Müdürlüğünün yetkisine müvekkil şirketin adresi İstanbul'da olduğundan yetki itirazında bulunduklarını, davacı tarafın hiçbir şekilde müvekkili şirkete ihtarda bulunmadığını, buna bağlı olarak müvekkili şirketi temerrüde düşürmediğini, bu sebeplerle koşulları gerçekleşmeyen icra inkar tazminatı talebinin reddini, davacının kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini ve davanın reddini talep etmiştir. Dava, faturaya dayalı ilamsız takipte borçlu davalı tarafından yetki ve borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir....
nin yurtiçi konteynır taşıma işini üstlendiğini, davacı ve davalı şirket arasında yazılı sözleşme bulunmadığını, fiyat tablosu konusunda anlaştıklarını, yaptıkları taşıma hizmeti karşılığında kestikleri faturayı davalıya tebliğ ettiklerini, ancak davalının süresinde itiraz etmediğini, faturaları iade etmediğini, ayıplı ifa iddiası da ileri sürmediklerini, bu nedenle fatura bedelini ödemesi gerektiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlattıklarını, ödeme emri 21/11/2011 tarihinde tebliğ edilmesine karşın davalı tarafın 23/11/2011 tarihinde 37.517,59 TL ve 25/04/2012 tarihinde 10.000 TL ödeme yaptığını, aynı zamanda 24/11/2011 havale tarihli dilekçe ile de yetkiye ve borca itiraz edildiğini, yetki itirazının kabulü ile dosyanın gönderildiği ......
kavuşmasını sağlamak olduğunu, yerel mahkemece yorum yolu ile davanın türünün değiştirildiğini ve yine yorum yolu ile davanın kabul edildiğini, yürürlükte bulunan İİK.nun borca itiraz ve şekli ile şikayet yolunu ayrı ayrı belirlediğini, görülmekte olan davanın da borca itiraz iken şikayet olarak kabul edilmesinin hukukun temel kaidelerine aykırı olduğunu, ödeme emrinde küçüğün velisi veya vasisi gösterilmediği için davanın kabulüne karar verilmesinin de açıkça hatalı olduğunu, davacı çocukların velisi Ayşenur Aytaç'a gönderilen tebligat zarfı üzerinde "Bu zarfta örnek no 10 ödeme emri ve senet fotokopisi vardır.T1 T1 yazdığını, gönderilen ödeme emrinin velayeten gönderildiğinin tebligat zarfı ile sabit olduğunu, bunun dışında borçlu mirasçıların isim ve soyisimlerinin de ödeme emrinde ayrı ayrı belirtildiğini, ödeme emrinin icra müdürlüğünce resen tanzim edilen bir evrak olduğunu, böyle bir evrakta hata olması durumunda alacaklıyı yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutmanın...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Samsun İcra Dairesi'nin 2019/15985 Esas sayılı dosyasında ödeme emrine ilişkin yapılan tebligatın iptali istemine ilişkindir. Samsun İcra Müdürlüğünün 2019/15985 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı T4 ve Tic AŞ. tarafından borçlu T1 hakkında 302.735,70- TL'nin tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek 7 Ödeme emrinin davacı borçlu kuruma 23/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 05/03/2019 tarihinde borca itiraz edildiği, icra müdürlüğünün vermiş olduğu 06/03/2019 tarihli karar ile yasal süresinde yapılmayan itirazın reddine ve takibin devamına dair karar verdiği anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğünün 2012/21950 E. sayılı ilamsız icra takibi başlattığını, takip dosyasında gönderilen ödeme emrine karşılık davalı tarafın ödeme yapmadığını, borca itiraz da etmediğini ve takip dosyasının kesinleştiğini, ardından İİK’nın 43. maddesi uyarınca takip yolunu değiştirme hakkını kullanarak borçluya karşı genel iflas yolu ile takibe geçildiğini, iflas yolu ile takibe geçilmesi ile borçluya ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinin 20.07.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, gönderilen bu ödeme emrine karşılık da ödeme ve itiraz yapılmadığından dosyanın kesinleştiğini ileri sürerek, İİK’nın 173. maddesi gereğince borcunu ödemeyen borçlunun iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, İİK’nın 156/4 maddesi uyarınca davanın ödeme emrinin davalıya tebliğ tarihinden itibaren bir yıllık süre içinde açıldığı, İstanbul 7....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, başlatılan takibe de icra dairesi yetkisiz olduğundan borcun tümüne ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğini, şirketin ticaret merkezinin İstanbul olduğunu, bu sebeple yetkili mahkemelerin İstanbul mahkemeleri olduğunu, ve Bakırköy İcra Daireleri olduğunu, ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde herhangi bir borcunun bulunmadığının ortaya çıkacağını açılan davanın reddi ile %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir. Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava Bursa 16.İcra Müdürlüğünün 2017/818 sayılı dosyasında ödeme emrine itirazın iptali davasıdır. Takip konusu alacağın taraflar arasındaki kumaş satımından kaynaklanığı anlaşılmaktadır. Davalı borca itirazın yanında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz etmiştir. Yetki itirazı dava önşartı olduğundan esasa girilmeden evvel bu uyuşmazlığın giderilmesi gerekir....
(TBK’nın 315 veya 362.) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir. Borçlu-kiracı ödeme emrine itiraz etmek isterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren (İİK’nın 269/son fıkrasında yazılı istisna hariç) yedi gün içinde itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmelidir. İtiraz genel haciz yoluyla takip hükümlerine göre (m. 269/2, 62) yapılır. Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir....
Davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlu tarafından süresi içerisinde itiraz edilmeyerek takibin kesinleşmesi üzerine davacı alacaklı vekili icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Davacı alacaklı tahliye istemli olarak davalı borçlu aleyhine başlattığı icra takibi ile kira alacağının tahsilini istemiştir. Ödeme emri borçlunun mernis adresine 19.12.2012 tarihinde tebliğ olunmuş, borçlu 13.03.2013 tarihinde ödeme emrine itiraz etmiştir. İcra müdürlüğünce itirazın, yasal süreden sonra yapılması nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine, davalı borçlu tebligatın usulsüz olduğundan bahisle şikayet yoluyla tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 11.03.2013 olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ; Mahkemesince; davacıya ödeme emrinin 11.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, mahkemeye ise 09.11.2020 tarihinde yasal yedi günlük süreden sonra dava açıldığı, itiraz müessesesi için İİK'nun 65 maddesinde gecikmiş itiraz kurumu düzenlenmiş ise de, şikayet için böyle bir kurumun mevcut olmadığı gerekçesi ile şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emrinin iptali talepli davanın incelenebilmesi için, öncelikle usulüne uygun ve geçerli bir ödeme emrinin bulunması gerektiğini, Kocaeli 3....