İcra Hukuk Mahkemesi 2021/701 Esas sayılı dosya ile usulsüz tebligat şikayetinde bulunulduğunu, mahkemece icra dosyasından yapılan tebligatın usulsüz olduğuna hükmedildiğini, tebligat tarihinin 02/08/2021 olarak düzeltildiğini, akabinde icra takibine yasal süre içerisinde itiraz edildiğini, takibin durdurularak müvekkilinin ve murisin mal varlığına konulan hacizlerin kaldırıldığını, ancak icra müdürlüğü tarafından her ne kadar takibin kesinleşmemesi sebebiyle hacizlerin kaldırılmasına karar verilse de, 31/08/2021 tarihli tensip zaptı ile 30/07/2021 tarihli yetki belgesinin iptali taleplerinin reddedildiğini, mahkemece dava dilekçesi içerisinde ve ekinde sundukları takibin kesinleşmesinden önce yapılan tüm işlemlerin geçersiz olduğuna ilişkin emsal kararların değerlendirilmediğini, şikayetlerinin reddine karar verildiğini, davalı tarafa verilen 30/07/2021 tarihli yetki belgesinin iptaline karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk...
GEREKÇE: Dava İİK'nun 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nun 82- 83 maddeleri uyarınca açılmış emekli maaşına konulan haczin kaldırılması istemine yönelik şikayettir. Borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetini, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince bu işlemi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur Diğer taraftan; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından Araklı İcra Müdürlüğünün 2020/205 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, takipte ödeme emrinin tebligat kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiğini, ancak söz konusu tebligatın ihbarnamenin kapıya yapıştırılmaması nedeniyle usulsüz olduğunu, öte yandan ödeme emrinin takip talebine aykırı olacak şekilde düzenlenmesi nedeniyle iptalinin gerektiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08.06.2021 olarak düzeltilmesine ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre; "Talep, usulsüz tebligata yönelik memur işlemi şikayeti, usulsüz tebligat nedeniyle takip henüz kesinleşmediğinden hacizlerin kaldırılması gerektiği ve takibe aykırı şekilde ödeme emri hazırlandığından bahisle ödeme emrinin iptali istemi noktalarındadır....
Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi hükmü uyarınca yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin araştırılarak komşu (kapıcı, yönetici) beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun mutlaka adı ve soyadının ve komşu olduğunun tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur. Somut olayda, davacı borçluya ödeme emrinin TK'nın 21/1. maddesi uyarınca yapılmak istendiği, tebligat mazbatasında beyanı sorulan komşu adı olarak Osman Akça isminin yazılı olduğu, ancak haber bırakılan komşunun ad ve soyadı yazılmadığı için Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi gereğince tebliğ işleminin usulsüz olduğu, şeklen usulsüz olan tebliğ işlemine ilişkin olarak ayrıca araştırılması gereken bir hususun bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davalı vekili ayrıca, Fethiye 1....
Şikayetçiler vekili istinaf başvurusunda özetle; murise yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü hususunda çekişme bulunmadığını, mirasçıların öğrenme tarihinden itibaren usulsüz tebligata ilişkin şikayet hakkının bulunduğunu, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile yetkiye, borca ve zamanaşımına dair itirazların çerçevesinde takibin iptaline karar verilmesini, aksi halde murisinin ağır hastalığının bulunması, takibe itiraz imkanı olmaması nedeniyle geçikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, ilamsız takipte usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraza ilişkindir. Usulsüz tebligat şikayeti, süresiz nitelikte olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren, İİK. 'nun 16. Maddesi uyarınca yasal 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunulması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Usule aykırı tebliğin hükmü ise 7201 sayılı Kanunun 32. ve benzer düzenlemenin yer aldığı Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Bu durumda, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğin usule aykırı olarak yapılması halinde muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur....
Bölge Adliye Mahkemesi’nin 18.10.2018 tarih ve 2018/435 E.-2018/1618 K. sayılı kararı ile “Davacı borçlu dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayeti dışında ayrıca tebligat tarihinde yurt dışında olduğunu, 15/11/2017 tarihinde Türkiye'ye döndüğünü iddia etmektedir. Bu halde borçlunun itirazı İİK'nun 65....
DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Anadolu Banka Alacakları İcra Dairesinin 2021/23513 E.sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil şirket hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapıldığını, tabinin yetkili olmayan icra müdürlüğünde başlatıldığını, müvekkil şirketin Ticaret Sicil Gazetesindeki şirket adresinin Batman olduğunu, takipte Batman İcra Dairelerinin yetkili olduğunu beyanla, yetki itirazlarının kabulü ile icra dosyasının yetkili Batman İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesinin talep etmiştir....
Dairemizin bozma kararından sonra mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilmeyip “davalı tarafça yapılan tebligatların usulsüz olduğunun tespiti ile usulsüz tebligatlara binaen yapılan tüm işlemlerin yok hükmünde sayılmasına” şeklinde hüküm kurulduğu ve yetki itirazı hakkında da karar verildiği görülmüştür. Öte yandan yetki itirazı hususunda kurulan hükmün incelenmesinde, mahkemece yetki itirazının kabul edildiği görülmüş ise de; “mahkemenin yetkisizliğine” şeklinde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, yine icra dosyasının yetki itirazında bulunan davacı borçlu yönünden tefriki ile yetkili ve görevli icra dairesine gönderilmesi gerekirken tefrik edilmeksizin tüm dosyanın gönderilmesi sonucunu doğurabilecek doğrultuda hüküm kurulması da isabetsizdir....
Maddesi gereğince davalı tarafından aksi ispat edilemeyen (Davacıya başkaca bir tebligat yapılmamış olup, davalının iddialarının aksine başka icra dairelerince yazılan müzekkerelerin tebligat yerine geçmeyeceği ve öğrenme sayılamayacağı gözetilmekle) davacının bildirdiği öğrenme tarihi olan 19.08.2019 tarihinin tebligat tarihi olarak düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafından yetki itirazında da bulunulmuş olup, düzeltilen tebligat tarihine göre yetki itirazının süresinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple yetki itirazı esas yönünden değerlendirilmiştir. Bilindiği üzere çeke ilişkin takiplerde muhatap bankanın bulunduğu yer icra dairesi, keşide yerinin bulunduğu icra dairesi ve genel yetkili olarak borçlunun yerleşim yeri icra dairesi yetkilidir....