Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur.Yine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca tebligat, muhatabın bilinen en son adresine yapılır. Bilinen son adresine tebligat yapılamaması halinde ise, adrese dayalı kayıt sistemi bilinen en son adres kabul edileceğinden, tebligat bu adrese yapılır. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre de; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir." Somut olayda; satış ilanı şikayetçi ...'a 08.01.2015 tarihinde “Muhatabın adresinin kapalı olduğu, komşusu ...'...
Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 02/12/2020 tarih, 2020/270 E., 20220/2394 K. sayılı kararı ile yapılan istinaf başvurusu incelemesi sonucunda "...Borçlunun başvurusunda, süresi içerisinde, öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti ile tebliğ tarihinin düzeltilmesini, sonra aynı takip dosyası için usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte terditli olarak, yetki itirazı, takip öncesi ve sonrası zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, borca itirazın beş günlük süreye tabi olduğu, somut olayda itirazın 05.07.2019 tarihinde yapıldığı ve süresinde olmadığı gerekçesi ile "istemin reddine" hükmedildiği görülmektedir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Dava, usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 89/1,2,3 haciz ihbarnamelerinin iptali, hacizlerin kaldırılması, alacaklı vekiline verilen yetkilerin iptali ve takibin iptali istemine ilişkindir. Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun içtihatı birleştirme kararı ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarına göre 7201 sayılı TK'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. Maddesinin 1. Fıkrasına göre tebligat muhatabın bilinen en son adresine yapılır. 6099 sayılı yasanın 3. Maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. Fıkrasına göre ise bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adres olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. TK.'...
Somut olayda ise borçlunun icra mahkemesine başvurusunda iflas ödeme emri tebligatına ilişkin tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürdüğü, aynı tarihte icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile aynı iddia ile birlikte borca itirazda bulunduğu, icra müdürlüğünce tebligat usulsüzlüğü iddiası ve gecikmiş itirazın mahkemece değerlendirileceğinden bahisle istemin reddedildiği görülmektedir. İflas ödeme emrinin borçluya tebliğinde kanuna aykırı bir işlemde bulunulmuşsa, borçlunun başvuracağı yol İİK'nun 16. maddesinde düzenlenen şikayet yoludur. Zira, İİK’da, 171/3. maddede sayılan nedenler dışında yer alan usulsüz tebliğ şikayeti için de icra dairesine gidileceği yönünde bir hükme yer verilmemiştir. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti ve istinaf nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin İİK'nun 172. maddesi gereğince reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliği'nin .../.... maddesi kapsamında bir şerh verilmediği için tebligatın TK'nun .../... ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesine göre yapılması gerekirken, dağıtıcının tebliğ işlemini kendiliğinden TK'nun .../.... maddesine göre yapması kanuna aykırıdır. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek, ödeme emri tebliğ tarihinin borçlunun beyanında belirttiği .../.../2015 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, .../.../2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliği'nin .../.... maddesi kapsamında bir şerh verilmediği için tebligatın TK'nun .../... ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesine göre yapılması gerekirken, dağıtıcının tebliğ işlemini kendiliğinden TK'nun .../.... maddesine göre yapması kanuna aykırıdır. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek, ödeme emri tebliğ tarihinin borçlunun beyanında belirttiği .../.../2015 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ........2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....
Davalı vekili yargılama sırasında tebligatın usulsüz olmadığını, Dernekler İl Müdürlüğü tarafından bildirilen adrese tebligat yapıldığını, usulsüzlük bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, usulsüz tebligat şikayetinin süre nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 18/03/2019 tarih 2018/1683 E 2019/614 K sayılı ilamı ile '' .... Mahkemece duruşma açılması ve tarafların göstereceği tüm deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi'' gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararı sonrasında ilk derece mahkemesince duruşma açıldığı ve yapılan yargılama sonunda usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2018/3342 E sayılı takip dosyasında davacı borçluya ödeme emri tebliğ tarihinin 16/05/2018 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmüştür....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ DELİLLER : Davalı-alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça gecikmiş itiraz şikayetinde bulunulduğunu, usulsüz tebliğ şikayeti olmadığı halde mahkemece davacının talebini aşar şekilde usulsüz tebligat hakkında karar verildiğini, dava konusu olayda gecikmiş itiraz şartlarının mevcut olmadığını, tebligatın da usulüne uygun olduğunu, tebligatta ismi geçen komşu Emine Gökdemir'in davacının komşusu olduğu sonucuna ulaşıldığını beyanla, mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : İcra dosyasının incelenmesinde; davalı-alacaklının davacı-borçlu hakkında 47.750,00 TL alacağa ilişkin olarak ilamsız takip yaptığı, çıkarılan örnek 7 nolu ödeme emrinin davacıya 03/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır....
Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden itibaren başlar ve hak düşürücü niteliktedir. Somut olayda, ödeme emrinin 15.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği, takip dosyası içerisindeki taahhütname tutanağından borçlunun 31.01.2014 tarihinde bizzat icra dairesine gelerek ödeme taahhüdünde bulunduğu görülmektedir. Her ne kadar borçlu usulsüz tebligattan 14.04.2014 tarihinde haberdar olduğunu belirtmişse de, ödeme taahhüdünde bulunduğu 31.01.2014 tarihinde tebligattan haberdardır ve şikayet yasal 7 günlük süreden sonra 15.04.2014 tarihinde yapılmıştır. O halde, mahkemece şikayetin süreden reddi gerekirken, işin esası incelenerek karar verilmesi isabetsiz ise de; sonuçta borçlunun istemi reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, TK'nun 32.maddesi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53.maddesine göre ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihin, borçlunun usulsüz tebligatı öğrendiğini bildirdiği tarih olduğunu, dava konusu icra takibinden kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği 03/12/2019 tarihi itibariyle haberdar olunduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 16,21 vd. maddeleri uyarınca açılmış usulsüz tebligat şikayetidir....