E. sayılı dosyası ile ödenmeyen geçiş ücretleri ve geçiş ücretlerine 6001 Sayılı Kanunun 30/5. maddesi uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretinin 4 katı tutarındaki gecikme cezası, işlemiş faiz ve KDV alacağının tahsili amacıyla 18/11/2017 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından borca, faize ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, davalı borçlunun itirazlarının hukuki mesnetten yoksun olduğunu belirterek, Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla .... İcra Dairesi ... E....
İcra Müdürlüğü’nün ----- sayılı icra dosyası incelendiğinde,------üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalılara/ borçlulara 09/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların da 12/03/2020 tarihinde, süresinde borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacının da süresi içinde,09/10/2020 tarihinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Davadan önce zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmiş olduğu görülmüştür. Ticari kredi sözleşmesi gereği mahkememizin görevli olduğu açıktır. HMK’nun 116/1-a maddesine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olup, davalılar süresi içinde sundukları cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuştur....
Davacı taraf yetki ve borca itirazda bulunmuş olup, mahkemece yetki itirazının kabulüne, yetki itirazı kabul edildiğinden sair itirazların incelenmesine yer olmadığına karar vermiştir....
İcra Dairesi'nin E.2021/3040 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takip nedeniyle gönderilen ödeme emrinin müvekkillerine 08.10.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, yetkiye itiraz ettiklerini, takibe konu senette müvekkillerinin adresinin Küçükyalı Konak/İzmir ve Yalvaç/Isparta olmasına rağmen Uşak Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun yazıldığını, senetteki yetki sözleşmesinin her iki tarafın da tacir olması durumunda geçerli olduğunu, müvekkillerinin ise tacir olmadığından söz konusu yetki sözleşmesinin geçerli olmadığını, HMK'nun 6. maddesi ve İİK'nun 6. maddesi gereğince genel yetki kurallarına istinaden, müvekkillerinin ikamet adresinin Konak/İzmir ve Yalvaç/Isparta olduğundan HMK'nun 7. maddesine göre İzmir İcra Dairelerinin ve Isparta İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, ayrıca senedin müvekkillerinin bilgisi dışında sonradan doldurulduğunu, söz konusu tarihlerin de sonradan yaklaşık 3 yıllık faiz işletilecek şekilde kötü niyetli olarak doldurulduğunu, müvekkillerinin söz konusu...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İcra dosyasının incelenmesinde; Çorlu İcra Müdürlüğünün 2019/39118 E. Sayılı dosyasında alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senedine dayalı icra takibi 18/12/2019 tarihinde başlatılmıştır. Çorlu İcra Mahkemesinin 2019/790 E. sayılı dosyasında tarafların ve icra dosyasının aynı olduğu, davacılar tarafından takibe konu bononun sahte olduğu, eğer teminat senedi olduğu kabul edilecek olursa borca ve yetkiye dair itirazlarının kabulü ile icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir. Çorlu İcra Mahkemesinin 2019/790 E. 2020/114 K. sayılı kararında; davacılar vekili tarafından yetkiye itiraz edildiği belirtilmiş ise de, yetki itirazında yetki itirazında hangi icra müdürlüklerinin yetkili olduğu belirtilmediğinden usulüne uygun yetki itirazı bulunmadığından işin esasına geçildiği belirtilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. 2019/790 E. 2021/275 K sayılı dosyanın dava tarihi 24/12/2019 tarihidir....
da görüldüğü üzere İstanbul ili Kadıköy ilçesi sınırlarında olduğunu, İcra takibi İstanbul İli İstanbul Anadolu İcra Dairelerinde açılması gerekirken İstanbul Adliyesine bağlı bulunan icra dairesinde açıldığını, Bu sebeple yetkiye de itiraz etiklerini, Dosyanın yetkili İcra dairesi olan İstanbul Anadolu icra dairesine gönderilmesini talep ettiklerini, Gönderilen ödeme emri ekinde hiçbir dayanak belge olmadığından ve herhangi bir belgeye dayanılmadan icra takibi açıldığından takibe bu yönüyle de itiraz ettiklerini belirterek süresinde takibe, borca, faize, faiz oranına, işlemiş faize ve tüm ferilerine, ödeme emrine, takip talebine ve haksız takibe ilişkin açıkça süresi içerisinde itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep edilmiştir....
HD 2019/2439 esas sayılı dosyasında verilen karar ile yetkisizlik kararı kesinleşmeden yetkili icraya gönderildiğinden bahisle ödeme emrinin iptal edildiği, yetkisizlik kararının kesinleşmesi üzerine aynı icra takip dosyasında yeniden ödeme emri gönderildiği, bu nedenle ödeme emrinin iptali talebinin yerinde olmadığı, ayrıca vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiğinden ödeme emrinin davacının vekiline tebliğ edilmesinin de yasaya uygun olduğu, İİK 169/a maddesi kapsamında davacının borca itirazlarına yönelik delil ibraz edemediği, faize yönelik itiraz ile ilgili alınan kapsam ve sonucu itibariyle hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre davacının faize yönelik itirazları da yerinde olmadığı görülmekle istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
DAVA : İtirazın İptali DAVA TARİHİ : 07/02/2024 KARAR TARİHİ : 15/02/2024 K.YAZIM TARİHİ : 15/02/2024 Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili şirket adına, .... sayılı icra dosyası kapsamında taraflarınca davalı/borçlu tarafa ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu tarafın davaya konu icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde; yetkiye, borca, faize ve takibin tüm ferilerine itiraz ettiğini, ancak davalı tarafın itiraz dilekçesinde iddia ettiği itiraz sebeplerinin gerçekleri yansıtmadığını, davaya konu husumetin taraflar arasındaki kira ilişkisine dayanmakta olduğunu, taraflar arasındaki kira sözleşmesinde ihtilaf hallerinde yetkili yerin .... olduğunun belirtildiğini, davalı/borçlu tarafın yetki itirazında bulunduklarını ancak yetkili gördükleri ...'nün yerini bildirmediklerinden ve taraflar arasındaki kira sözleşmesinde ihtilaf halinde açıkça .......
. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalıya verilen 15.000 YTL’lik kesin teminat mektubunun haksız ve mesnetsiz şekilde paraya çevrildiğini, teminat mektubu bedeli ve yasal faizinin tahsili için giriştikleri icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap ve karşılık dava dilekçesinde, mahkemenin yetkisine itiraz ederek davanın reddi ile bakiye alacakları 3.643.500.000 TL’ nin işleyen faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece (borçlu hem yetkiye hem de esasa itiraz etmiş ise, alacaklı yalnız yetki itirazının iptali için mahkemede dava açamaz. Çünkü, yetki itirazını incelemek görevi yalnız tetkik merciine aittir....
ona karşı başlatılan icra takibinin semeresiz kalması veya asıl borçlu hakkında Türkiye’de icra takibi yapılmasının imkânsız hale gelmesi şartına bağlı olduğunu,asıl borçlunun borcunu ödemediği kefile ihbar edilmedikçe, borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden kefilin sorumlu tutulamayacağını, faize de itiraz ettiklerini beyanla, yetki itirazının kabulüne, davanın kabulü ile ödeme emrinin ve takibin iptaline ve tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....