Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.5.2001 gün 2001/12- 436 E., 2001/467 K. ve 6.6.2001 tarih 2001/12- 466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da işaret edildiği üzere herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi sebeple...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ayvalık İcra Müdürlüğü’nün 2017/11135 Esas sayılı icra takibi ile müvekkili aleyhine yapılan icra takibine dayanak ödeme emrinin muhtara 20.12.2017 tarihinde tebellüğ edildiğini, süresi imzaya, borca ve tüm fer’ ilerine ayrıca ve açıkça itiraz ettiğini, müvekkili aleyhine yapılan icra takibine konu senetteki imzayı müvekkilinin incelediğini, senetteki imzanın müvekkili T1 ait olmadığını, müvekkiline ait imza örneklerinin ilgili kurumlardan celbini talep ettiklerini, imza örnekleri geldiğinde icra takibine konu senetteki imza ile karşılaştırılarak bilirkişi incelemesi sonucunda da imzanın tarafına ait olmadığının çok net anlaşılacağını, müvekkiline ait olmayan bu takibe dayanak bono da ki imzaya ayrıca ve açıkça itiraz ettiklerini, haksız olan alacaklı-davalının asıl alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve yine alacağın %10′ u oranında para cezasına hükmedilmesini talep ettiklerini, ayrıca bononun kambiyo vasfında...
Somut olayda, ödeme emrinin 10/01/2016 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 10/01/2016 tarihinde takibe konu bonodaki imzaya ve borca itiraz ettiği, borçlu asilin ise 20/01/2016 tarihinde ıslah dilekçesi vererek yetki itirazında bulunduğu, bu durumda İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, yetki itirazının yasal 5 günlük sürede yapılmadığı görülmektedir. O halde, mahkemece, borçlunun yetki itirazının süre aşımından reddi ile süresi içinde yapılan borca itirazlarının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re'sen (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/34995 takip sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine başlatılan takibe davalı tarafça itiraz edildiğini, itiraz dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmediğini, söz konusu itirazın hukuka aykırı, mesnetsiz ve dayanaksız olduğunu, İstanbul 37. İcra Müdürlüğü'nün 2017/3091 esas sayılı dosyasından başlatılan takibe davalı tarafça yetki yönünden itiraz edildiğini, İstanbul 12....
konu senetten doğan bir borcu olmadığını, bu nedenle ödeme emrine konu borca da itiraz ettiklerini belirtmiş, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, yetki itirazlarının kabulüne, dosyanın yetkili Alanya İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine, borca itirazımızın kabulüne, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (İCRA HUKUK) TARİHİ : 06/01/2021 NUMARASI : 2020/34 ESAS, 2021/2 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen borca itiraz davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; imzaladığı senedi kendisinin şahit olarak imzaladığını, kendisinin borçlu olmadığını, borcu kabul etmediğini, asıl borçluların Yaşar Karakuş ve Yusuf Karakuş olduğunu, bu kişilerden tahsil edilmesi gerektiğini, bu nedenle takibin iptalini talep ettiği, dava sonuçlanana kadar takibin tedbiren durdurulmasını talep ve dava etmiştir. CEVAP Davalı davaya cevap vermemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; " Dava İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) davasına ilişkindir....
Somut olayda; takibe dayanak teşkil eden bononun tanzim yerinin Karamürsel olduğunun anlaşılması karşısında davacının yetki itirazının reddine karar verilerek borca itiraza yönelik incelemenin yapılması gerektiği halde yerinde olmayan gerekçeyle yetki itirazının kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin yetki itirazının kabulüne yönelik kararın kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Sözleşmenin konusunun ticari iş olması gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; alacaklının franchise sözleşmesine ve teminat senedine dayanarak ilamsız takibe başladığı, sözleşmenin 18. maddesinde ve dayanak senette İstanbul mahkemelerinin (icra dairelerinin) yetkili kılındığı, sözleşmenin taraflarca imzalandığı, senette de alacaklının lehtar ve borçlunun keşideci olduğu, tarafların ticaret şirketi olduğu bu durumda, sözleşmede ve senette düzenlenen yetki anlaşmasının tarafları bağladığının kabulü gerekir. Aynı maddeye göre, taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa takibin yetki sözleşmesinde belirlenen yerde başlatılması gerekir. Borcun dayanağı olan sözleşme ve senette yetkili yer olarak İstanbul İcra mahkemelerinin belirlendiği ve kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili icra dairelerinin de yetkisini devam ettirmek istedikleri yönünde bir ibare bulunmadığı görülmektedir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/03/2021 NUMARASI : 2020/89 2021/188 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Adana 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 17.03.2021 tarih 2020/89 esas 2021/188 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı-Borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 5....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/03/2021 NUMARASI : 2020/89 2021/188 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Adana 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 17.03.2021 tarih 2020/89 esas 2021/188 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı-Borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 5....