Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun yetkiye itirazı ya da kambiyo vasfına ilişkin şikayetinde, geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olması, HMK'nun 150/1. maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılmasını ve sonuçta aynı Kanun'un 320/4. maddesi uyarınca da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini gerektirmez; taraflar gelmese bile davaya devam edilerek karar verilmesi gerekir. Mahkemece öncelikle borçlunun yetki itirazının incelenmesi ve bu itiraz hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Şayet yetki itirazının kabul edilecek ise borçlu tarafın sair itirazlarına bakılmayacaktır....

    Takibe konu belgelerde İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğunun yazılması yetki sözleşmesi niteliğinde olup, takip tarihi itibari ile yürürlükte olan 6100 Sayılı HMK'nun 17. maddesi gereğince yetki sözleşmesi geçersizdir. O halde mahkemece borçlunun yetki itirazı yerinde olduğundan alacaklının itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi ile yetinilmesi, işin esasına girilmemesi gerekirken, alacaklının ilamsız takipte itirazın kaldırılmasını talep ettiği gözardı edilerek borçlunun icra mahkemesinde yetki itirazı varmış gibi, "borçlunun yetkiye yönelik itirazının reddine" ve itirazın kaldırılması ile takibe devam kararı verilmesi isabetsizdir....

      Olayda kesin yetki kurallarının uygulanmasından da söz edilemez. Bu nedenle yetki itirazında bulunmayan davalı Oğuz dışındaki davalılar yönünden işin esası incelenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu davalılar açısından da yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentle açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlırının reddine, (2) nolu bentle açıklanan nedenlerle hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ayrıca davalı borçlunun icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş olmasının bu davada yetki itirazında bulunamayacağı anlamına gelemeyeceği açıktır. Ancak takibe konu edilen senette ihtilaflar için ... mahkemelerinin yetkili kılınması tasarrufun iptali davasına da etkili olup mahkemece yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi...

          Ayrıca davalı borçlunun icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş olmasının bu davada yetki itirazında bulunamayacağı anlamına gelemeyeceği açıktır. Ancak takibe konu edilen senette ihtilaflar için ... mahkemelerinin yetkili kılınması tasarrufun iptali davasına da etkili olup mahkemece yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi...

            İş Mahkemesi arasında yetki uyuşmazlığı oluştuğu anlaşıldığından ve mahkemeler farklı yargı çevrelerinde bulunduğu anlaşıldığından karar kesinleştiğinde yetki uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay'ın ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. HMK’nın 22/2. maddesinde "İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir." hükmüne yer verilmiştir. Olumsuz yetki uyuşmazlığından bahsedilebilmesi için mahkemeler arasında karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmesi zorunludur. Somut olayda mahkemece, davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul 20. İş Mahkemesi olduğuna, mahkeme ile İstanbul 20....

              O halde mahkemece yapılacak ..., cevap dilekçesinde belirtilen aboneliğin savunmaya göre sona erdirilip erdirilmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetki yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                O halde mahkemece yapılacak ..., cevap dilekçesinde belirtilen aboneliğin savunmaya göre sona erdirilip erdirilmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetki yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemece yetki itirazının reddi ile davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalının geçersiz yetki itirazı esas alınarak yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 5.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen ret edilmeyip icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmelidir. Bu şekilde açılacak davada borçlu ortak dahil tüm ortakların davaya dahil edilmeleri zorunludur. Olayımıza gelince ; dava konusu edilen ve satışına karar verilen Mithatpaşa Mah. 1350 Ada 10 parsel No’lu Arsa vasıflı taşınmazda 1 / 4’er pay oranında davalılar adına kayıtlıdır. Bu haliyle taşınmaz paylı mülkiyet hükümlerine tabi olup bağımsız bölümlerde borçlu davalı ...'nın da müstakil 1 / 4’er payı bulunmaktadır. Bağımsız olarak payın haczi ve satışı mümkün olduğundan mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu