kalmadığını, bu nedenle icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiklerini belirterek, takibin iptaline, imzaya ve borca itirazlarının kabulüne, yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesi tarafından ; “… takip dayanağı senette yazılı adresinin ve mernis adresinin Safranbolu olduğu, İİK'nun 50. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun yetkiye dair düzenlemeleri dikkate alındığında, davacı tarafın süresi içerisinde yaptığı yetki itirazında haklı olduğu anlaşılmakla” şeklindeki gerekçe ile “Davacının yetki itirazlarının KABULÜNE, Eskişehir 7. İcra Müdürlüğünün 2020/6984 E. sayılı takip dosyasının tefrik edilerek karar kesinleştiğinde ve talep halinde Karabük Safranbolu İcra Müdürlüğü'ne Gönderilmesine, Yetki itirazı kabul edilmiş olmakla sair hususlarla ilgili Karar Verilmesine Yer Olmadığına” karar verilmiştir. Davalı alacaklı vekilinin istinaf talebinde bulunması üzerine Dairemizin 15.03.2022 tarih ve 2021/575 Esas, 2022/443 Karar sayılı ilamı ile; takip dayanağı bonolarda ihtilaf halinde Eskişehir mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, lehtar-alacaklının UBM Gıda ......
Somut olayda; davacı, lehtar/ciranta sıfatıyla yer aldığı çekteki imzaya itirazı ile birlikte takibe konu çekin, dava dışı Günal..Şirketi ile yapılan protokol gereğince Günal ..Şirketine teminat olarak verildiğini iddia ederek imzaya ve borca itiraz etmiştir. Borçlu tarafından ödeme emri tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine verilecek itiraz dilekçesiyle takibe konu çekle ilgili imza itirazıyla birlikte, imzaya itirazla çelişmeyen itiraz sebepleri de bildirilebilir (örneğin, zamanaşımı, yetki, derdestlik vb.). Buna karşılık borçlu, imza itirazıyla birlikte çekin teminat için verildiğini bildiremez. Çünkü imzaya itirazla çekin teminat amaçlı verildiği iddiası birbiriyle çelişme halindedir. Ayrıca, davacı dava dilekçesinde çekin teminat olarak verildiği sırada boş olarak verildiğini iddia etmediği gibi, çekte lehtar sıfatıyla yer alan davacının cirosu olmaksızın çeki dava dışı şirkete teminat amaçlı vermesi de hayatın olağan akışına aykırıdır....
Mahkemece kaldırma kararından sonra yapılan yargılama neticesinde;"Davacının imzaya itirazının Kabulü ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2019/94917 Esas sayılı takip dosyasındaki Takibin Durdurulmasına, Davalı aleyhine asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve asıl alacağın %10'u oranında para cezasına hükmedilmesine, Davacının imzaya itirazı kabul edildiğinden, borca itirazı ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile yetkisizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece tensip tutanağı dahi düzenlenmeksizin taraflarına hiç bir tebligat yapılmaksızın karar verilerek savunma ve hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, senet borçlularının senedin tanzim tarihinde tacir olup, taraflar arasındaki yetki sözleşmesinin geçerli olduğunu, bu nedenlerle ilk derece kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, kambiyo takibinde yetkiye, imzaya, borca itiraza ve takibe yönelik şikayete ilişkindir. İİK'nun 169/a-1. maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder....
Oysa borçlu..... yetki itirazında yetkili icra dairesi olarak mahkemenin de kabul ettiği üzere diğer takip borçlusu olan şirketin Karşıyaka adresini göstermiş olup yetki itirazının geçersiz olması nedeniyle bu gerekçe ile yetki itirazının reddine ve borçlu ... yönünden işin esasına ilişkin itiraz ve şikayetlerin incelenmesi gereklidir. Diğer takip borçlusu şirket yönünden yetki itirazına gelince; her iki borçlunun yetki itirazında bulunması nedeniyle borçlu ... yönünden İzmir icra dairesinin yetkisi yetki itirazı tarihi itibariyle kesinleşmediğinden HMK 7/1 maddesi uyarınca borçlu şirket yönünden de İzmir icra dairelerinin yetkili olduğundan söz edilemez....
Adı geçen borçlu yetki itirazında bulunmadığından ....İcra Dairelerinin yetkisi kesinleşmiş olup, muteriz borçlu, diğer borçlu yönünden takip kesinleştikten sonra 18.02.2015 tarihinde yetki itirazında bulunmuştur. O halde mahkemece yetki itirazının reddi ile borçlunun imzaya itirazının esası incelenmesi gerekirken yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
UYAP üzerinden yapılan inceleme sonucunda; İstanbul 29.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/269 esas ve 2019/107 karar sayılı, 28.03.2019 tarihli kararı ile davacılar T2 ve T1 tarafından, davalılar Hafsa Seca Beslekoğlu ve Hat Döner..A.Ş. aleyhine açılan itirazın kaldırılması davasında, davacıların İstanbul 35.İcra Müdürlüğünün 2019/2549 esas sayılı dosyasında davalıların borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini, imzaya itiraz etmediklerini beyanla itirazın kaldırılmasını talep ettikleri, Mahkemece; davalıların itiraz dilekçesinde borca, dayanak sözleşmeye, imzaya, faize ve tüm ferilere itiraz edildiği, protokoldeki imzaya davalı tarafından itiraz edildiğinden takibe dayanak 29/11/2018 tarihli protokolün İİK'nın 269'da belirtilen şartları taşımadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, davacılar vekilinin karara karşı yalnızca davalı Hafsa yönünden istinaf kanun yoluna başvurduğu, Dairemizin 2019/2119 esas ve 2020/1445 karar sayılı, 21.09.2020 tarihli kararı ile borçlu kefil Hafsa...
Davalı vekili; genel yetki kuralı gereği davanın davalı yerleşim yeri adresinde açılmaması nedeni ile yetki itirazı ile birlikte, müvekkil şirketin davacıya borcu olmadığını, müvekkil şirkete tebliğ olunmayan sözleşmenin tamamına ve imzaya itiraz ettiklerini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davaya konu sözleşmedeki imzaların bilirkişi marifeti ile incelenmesinde imzanın davalı şirket yetkililerine ait olmadığı, dolayısıyla geçerli bir özel yetki kuralı bulunmadığı, İİK.50. maddesi gereği genel yetki kuralına göre icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde yapılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu sözleşme 23.04.2004 tarihli olup sözleşme altında davalıyı temsilen imzası bulunanlardan ...'...