"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçluların, ... İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu belirterek yetki itirazının yanı sıra senetlerin vadesi gelmediği ve borçlu ... hakkında iflasın ertelenmesi davasında tedbir kararı verildiğini ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, yetki itirazının kabulüne karar verildiği görülmektedir....
Davalı, ödeme emrinin tebliği üzerine icra dosyasına 19.09.2014 havale tarihli dilekçesiyle borca ve yetkiye itirazda bulunmuştur. İtiraz dilekçesinde yetki yönünden “... .., ...” ve “... İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu bildirmiş olup, iki ayrı yerin yetkili olarak bildirilmesi nedeniyle usulüne uygun bir yetki itirazının bulunduğundan söz edilemez. Bu durumda icra takibine yapılan yetki itirazının geçersiz olması nedeniyle mahkemece kendi yetkisine yapılan itirazın değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; takip borçluları Mevlüt Demir ve Ersin Demir'in ikamet adresinin Düzce olduğu, takip talebi ile takibe dayanak bono üzerindeki borçluların adresinin Düzce Merkez olduğu; davacılar Mevlüt Demir ve Ersin Demir tarafından da Bolu İcra Müdürlüğü'nün yetkisine süresinde ve usulünce itiraz edildiği , davacıların usul ve yasaya uygun yetki itirazının kabulü ile Bolu İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın Düzce İcra Müdürlüğüne gönderilmesine; borçluların diğer itirazlarının, yetkili icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesince yeniden itiraz halinde değerlendirilmesi gerektiğinden itirazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; taraflar arasında davalının kabulünde olan bir sözleşme bulunmadığı, davacı tarafından dosyaya sunulan faks örneğinin okunaklı olmadığı, bu nedenle sözleşmenin düzenlenip düzenlenmediği hususunun yargılamayı gerektirdiği, faturanın davalı kayıtlarında bulunmadığı, davalının yetki itirazında bulunduğu, HMK'nın 6. maddesi uyarınca davaya bakma yetkisinin davalının ikametgah mahkemesine ait olduğu, davalının ikametgahının da Konya olması nedeni ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Davalı şirket yetkilisi tarafından aleyhine girişilen takibe karşı verilen 10.07.2012 tarihli itiraz dilekçesinde, borç ve faiz dışında icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiştir. Davalı şirket vekilinin verdiği 31.10.2012 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde ise yetki hususunda bir itirazda bulunulmamıştır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takip konusu bonoda keşide yerinin ve müvekkilinin adresinin Eskişehir olduğunu, alacaklı taraf tacir olmadığından yetki sözleşmesi yapılamayacağını, müvekkilinin ciranta olması ve bonodaki İnegöl kaydının sonradan yazıldığı ve şaibeli olduğu iddiaları karşısında yetki sözleşmesinden bahsedilemeyeceğini, dolayısıyla İnegöl İcra Müdürlüğü'nün kambiyo takibinde yetkili olmayıp Eskişehir İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu, takibe konu bonoda müvekkili şirketin ciranta olduğunu, davalı alacaklının müvekkili ciranta T1 Tük. Mal. San. Ve Tic. Ltd....
Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda; icra takibinin Gölhisar İcra Müdürlüğünde başlatıldığı, muteriz borçlular vekilinin icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde, borca, takibe, faize ve yetkiye itirazda bulunulduğu, ancak, yetkili icra dairesinin HMK'nun 19/2 maddesi gereğince itiraz dilekçesinde açıkça belirtilmediği görülmekle, icra müdürlüğünce borçluların yetki itirazlarının dikkate alınmaması gerekmektedir. O halde, mahkemece, borçluların itiraz dilekçesinde ileri sürdükleri diğer itirazlarının alacaklı tarafça kaldırılması isteminin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
YHGK'nın 16.02.2005 tarih ve 19-63 E.,61 K. sayılı ilamı ile Dairemizin 20.02.2014 tarih ve 2013/8119 E., 2014/1368 K. sayılı ilamı bu yöndedir. Bu durumda mahkemece, davalı tarafın takibe itiraz dilekçesinde " takibe, ödeme emrine ve borca en geniş manada itiraz ediyoruz" ifadesi, takibin dayanağı olan cari hesap sözleşmesinin varlığını inkâr anlamına gelmekte ise de, dava sırasında meşruhatlı ihtar tebliğine rağmen 29.09.2010 tarihli sözleşmenin varlığına itiraz edilmemiş olduğu ve 07.07.2011 olan takip tarihinden önceki tarihli bu sözleşmenin takip tarihinden önce de bu şekilde benimsenmiş olduğu gözetildiğinde, takip tarihinde yürürlükte bulunan HUMK'nın 10 (818 sayılı BK'nın 73.) madde hükümleri uyarınca alacaklı şirketin merkezinin bulunduğu yerin İstanbul İcra Dairelerinin yetki alanı içerisinde olması halinde bu yer icra dairesi yetkili olduğu gibi, merkezi başka bir yerde olsa da, yetki şartı nedeniyle İstanbul İcra Dairesi yine yetkilidir....
İcra Dairelerinde icra takibi başlatmasında bir usulsüzlük olmadığı, ihtiyati haciz kararının itiraz üzerine takip tarihinden önce kaldırıldığına ilişkin borçlunun iddiası da bulunmadığına göre yetki itirazının reddine ve davacı tarafınca sunulan ödeme belgelerinde takibe konu çeke açıkça atıf yapılmadığı ve davalı yanca da davacının ödeme iddialarının kabul edilmediği anlaşılmakla, davacının borca itiraz talebinin de reddine hükmolunduğu görülmektedir....
Müvekkilimin tebligat adresinin İstanbul Anadolu İcra Dairesinin yetki alanı içerisinde bulunmadığından söz konusu takibe yetki açısından itiraz ediyoruz." denilmek suretiyle itirazda bulunulduğu görülmektedir. Bu durumda, yetkili icra dairesinin hangi icra dairesi olduğu gösterilmek suretiyle usule uygun bir şekilde yetki itirazında bulunulduğundan bahsedilemeyeceğinden, mahkemenin kabul şeklinde isabet bulunmamaktadır. O halde, diğer dava şartları ile HMK'nın 19/2. maddesi ve davanın halefiyete dayalı olarak açıldığı gözönünde bulundurulup, mahkemenin yetkisine yönelik ilk itiraz yönünden de bir değerlendirme yapılarak engel yok ise esasına girilerek bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacının senet üzerindeki rakamda tahrifat yapıldığını beyan ettiği ancak, takibe konu senet üzerinde herhangi bir tahrifat, silinti, kazıntı görülmediği belirtilerek, yetki itirazının ve davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı Arif Akıllı vekili dilekçesinde özetle; davacının adresinin Kahramanmaraş Türkoğlu olması nedeniyle yetki itirazında bulunduklarını ancak yerel mahkeme tarafından yetki itirazlarının red edildiğini, dava dilekçesindeki hususları tekrar ederek yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....