İcra Müdürlüğünün 2019/194 esas sayılı takibinin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu senedin tanzim yeri Bingöl olduğundan yetki itirazının yerinde olmadığını, davacının borca itirazı yönünden İİK’ nun 169.maddesinde sayılan belgelerden birini ibraz etmediğini, bononun illetten mücerret olduğunu, itirazın hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, ''Davacının yetki itirazına ilişkin talebi yönünden; İİK’nun 50. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447/2. maddelerinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun 6. maddesi; "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir" hükmünü içermektedir....
Takibe dayanak 30/10/2020 vade tarihli, 15.000 TL bedelli bonoda yetki kaydının düzenlendiği ve İstanbul'un yetkili olmasının kararlaştırıldığı, bononun taraflarının tacir olması sebebiyle yetki şartının geçerli olduğu, bu bono yönünden İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olması sebebiyle davacının yetki itirazının bu bono yönünden reddine karar verilmiş, ayrıca bu bonoya ilişkin borca itirazı incelendiğinde; İİK'nın 169/a-1 maddesi gereğince borçlu, borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ibraz edilemediği gibi alacaklının da kabul beyanının bulunmaması sebebiyle borca itirazın da reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Yetki İtirazının Kısmen kabulü ile; İstanbul 4....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/03/2023 NUMARASI : 2022/115 ESAS 2023/148 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Yetki İtirazı KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilleri aleyhine Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2022/7275 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe konu bonodaki imzanın müvekkillerinin murisine ait olmadığını, murisin davalıya borcunun bulunmadığını, ayrıca takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatılmadığını yetkili icra müdürlüğünün Niğde İcra Müdürlüğü olduğunu belirterek imzaya, borca ve yetkiye itirazın kabulüne, takibin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının dosyası dairemize elektronik ortamda gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Somut olayda, alacaklı tarafından borçluların itirazı ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece, duruşmada yetki itirazından vazgeçildiğinden yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, borca itirazın kaldırılması talebinin ise esası incelenerek reddine karar verildiği, kararın alacaklı yanca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf talebinin esastan reddine hükmedildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği, Dairemizce borçlu ... yönünden sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının onandığı görülmüştür....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/06/2020 NUMARASI : 2020/42 ESAS, 2020/340 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|Yetki İtirazı|Takibin Taliki Veya İptali|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....
Başka bir anlatımla itirazın iptali davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlı olup, geçerli bir takip yoksa itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen imkân yoktur.İcra İflas Kanunu 50. maddesi gereğince para veya teminat borcu için takip hususunda HMK.nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağı, yetki itirazı esas hakkındaki itiraz ile birlikte yapılması halinde tetkik merciin (mahkemenin) önce yetki meselesini tetkik ve kati suretle karara bağlayacağı hükmolunduğundan mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığının çözülmesi gerekirken kendi yetkisini incelemesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 24,30 TL harcın istek halinde iadesine, 15/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve bu itirazın olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmadığı hallerde geçerli bir takibin bulunamayacağı açıktır, o halde bu husus İİK'nın 67. Maddesi uyarınca bir dava şartıdır ve dava şartı da mahkemece resen gözetilmek zorundadır. (HMK nun 114/2 ve 115/1 maddeleri) Somut olayda, davalı hem icra dairesinin yetkisine hem borca itiraz etmiştir. İcra ve İflas Kanunun 50. Maddesi yetki sorununu düzenlemektedir. Maddenin 2. Fıkrasında yetki itirazının esas hakkında itiraz ile birlikte yapılacağı; İcra Mahkemesinin önce yetki itirazını inceleyip kesin bir sonuca bağlayacağı belirtilmiştir. Bu madde hükmünün itirazın iptali davasında da uygulanacağının kabulün gerekir. Zira İcra ve İflas Kanunu alacaklıya ya 68. Madde gereğince itirazın kaldırılması için icra mahkemesine yada 67. Madde gereğince itirazın iptali için genel mahkemeye dava açma bakımından bir tercih hakkı tanınmaktadır....
Borçluların itirazları haksızdır Şöyle ki; Borçluların borca itirazını da kabul etmek mümkün olmadığını, borçlular her ne kadar borcu olmadığını iddia etmiş ise de ekte sunulmuş olan tarihli bonolar ile ödemeyi kabul ettiklerini, borçlular itirazında haksız olup kötü olduğunu, icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz edildiğini, bu nedenle borçluların itirazının iptali (asıl alacak, faize ve tüm ferilerinin itirazının iptaline) takibin devamı ve borçlunun haksız itirazı sonucu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ilamsız icra takiplerinde genel yetki kurallarına göre yetkili icra dairesi; genel olarak borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi olduğu, ... Müdürlüğü’nün ve İstanbul Mahkemelerinin yetkisine itiraz ettiklerini, Türk Borçlar Kanunu’nun 146. Madde hükmü uyarınca; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” Denilmiştir....
olduğunu, bu nedenle yetki itirazının hukuka aykırı ve yerinde olmadığını, borçlular itiraz dilekçesinde ayrıca borca, sözleşmesel ilişkiye, faize ve ödeme emrine itiraz etmiş iseler de borçlu Maksul T3 Ltd.Şti'nin müvekkiline ait İnönü Bulvarı No.61 Sivas adresinde bulunan dükkanı kiraladığını ve söz konusu dükkanda kuruyemiş satımı ile iştigal edildiğini, Sivas Belediye Başkanlığı'ndan işletme ruhsatı alınırken bu sözleşmenin kullanıldığını, doğalgaz, elektrik ve su aboneliği alınırken de aynı sözleşmenin davalılarca resmi kurumlara verildiğini, ilgili kurumlardan sorulduğunda durumun açığa çıkacağını, 2020 yılına ilişkin kira bedelinin ödendiğini ancak 2021 yılına ilişkin kira bedeline ilişkin eksik ödeme yapıldığını belirterek borçluların haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ederek icra takibinin durmasına sebebiyet verdiklerinden davanın kabulü ile, davalı borçluların itirazlarının kaldırılmasına, takibin devamına, borçlular haksız ve kötü niyetli olarak takibin durmasına...
Kaldıki yetki itirazının mutlaka alacaklı tarafından kabulü de gerekmemektedir.Diğer taraftan davalının borca veya yetkiye ilişkin itirazlarının iptali (veya kaldırılması) davasının açılabilmesi için kanunda düzenlenen sürelerin itirazın tebliği tarihinden başlayacağı da dikkate alındığında yetki itirazı kesinleşmeden İİK m.50/1 ve HMK m.20/1'de belirtilen iki haftalık süresinin başlaması söz konusu olmayacaktır. İcra dosyasında borçlulardan ...Ltd Şti'nin itirazı, davacı alacaklıya tebliğ edilmiş ise de davalı sigorta şirketinin itirazının tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın açıldığı tarih itibariyle davalı sigorta şirketinin yetki itirazı, icra dairesinin ise yetkisizliği kesinleşmediğinden HMK m.20'de düzenlenen iki haftalık sürenin dolduğundan ve takibin yapılmamış sayıldığından söz edilemez....