Somut olayda, para alacağına dayalı olarak genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde, borçlu yetki itirazı ile birlikte faiz ve faiz oranına (yani borca kısmen) itiraz etmiş olup alacaklı ile arasındaki hukuki ilişkiyi inkar etmemiştir. Bu durumda, olaya uygulanması gereken TBK.nun 89. maddesine göre, alacaklının kendi ikametgahında icra takibi başlatmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. O halde mahkemece yetki itirazının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı, davalının borç para istediğini, şirketinde borç gönderimi adı altında bankadan 50.000,00 TL ve 15.000,00 TL’yi bankadan gönderdiğini, davalı borçlunun herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle Gölbaşı İcra Müdürlüğünün 2014/574 esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlunun borca ve yetkiye itiraz ettiğini, itirazın iptali ile yetkili icra müdürlüğünün ... İcra Müdürlüğü olduğunun tespit edilmesini istemiştir. Davalı, herhangi bir cevap dilekçesi vermemiştir Mahkemece, yetki itirazının kaldırılmasına ilişkin talebinin reddine,yetki itirazı doğrultusunda işlem yapılmak üzere dosyanın ... İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. HMK.nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlular aleyhine 9 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçluların, yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yaptıkları başvuruda, yetki itirazı ile birlikte, alacaklı şirket yetkilisi ... tarafından takip dayanağı bonolara ilişkin olarak ibraname verildiğini ve alacaklıya herhangi bir borcun bulunmadığını ileri sürerek borca itiraz ettikleri, mahkemece, bonolardaki yetki şartının geçerli olduğu ve borca itirazın İİK'nun 169/a maddesinde belirtilen usule uygun olarak ispat edilemediği gerekçesi ile itirazın...
Somut olayda; borçlunun icra müdürlüğüne ibraz ettiği 26/09/2019 tarihli dilekçesinde husumet ve yetkiye itiraz edildiği, husumet itirazı içeriğine göre genel olarak itiraz iradesinin çıkarılabildiği, gerçek maksat ve isteğinin borca itiraz iradesini taşıdığı , bunun geçerli bir itiraz olarak kabul edilmesi gerektiği, kaldı ki borçlu tarafından Kocaeli İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğuna yönelik yetki itirazında bulunulduğu geçerli bir yetki itirazı söz konusu iken yetki itirazı kaldırılmadan takibe devam edilmesinin İİK 66/1 maddesine aykırılık teşkil edeceği dolayısıyla itiraz nedeniyle durdurulmuş takip nedeniyle takibe devam edilerek haciz istenmesine yasal olanak bulunmadığı, tüm bu sebeplerle şikayetin reddine karar vermek sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın Reddine" karar verildiği görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, somut olayda yetkisizlik itirazı ve alacaklı vekilinin talebi üzerine dosyanın geldiği İstanbul Anadolu Dairesince davalı borçluya davadan önce ödeme emri çıkarılmadığı, itirazın iptali davalarında HMK 114/2 gereği usulüne uygun gönderilmiş ödeme emri ve bu ödeme emrine karşı süresinde itiraz edilmiş olmasının dava şartı olduğu ve bu dava şartı giderilebilir bir dava şartı olmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir....
Çekin bankaya ibrazı ve ödenmemiş olması sonucunda borcun götürülecek borca dönüşmeyeceği, yetki itirazının çözümünde TBK'nın 89. maddesinin uygulanamayacağı, genel yetki kurallarına göre Bozüyük İcra Dairesinin yetkili olduğu, yetki itirazının kabulü kararı nihai karar olup yargılama sonucunda davada haklı çıkan ve kendisini vekil marifetiyle temsil ettiren davacı lehine yargılama gideri ve avukatlık ücreti ödenmesine hükmedilmesinin zorunlu olduğu açıktır....
İcra takibine konu çeklerde keşide yeri ve muhatap banka şubesinin Ankara olduğu, davacı-borçlu adresinin de çeklerde Gebze/KOCAELİ olarak gösterildiği, davalı taraf faktoring sözleşmesinde İstanbul Çağlayan İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu belirtmiş ise de çeke dayalı takipte taraflar arasında düzenlenmeyen sözleşmedeki yetki şartının geçerli olmadığı, ilk derece mahkemesince davacının yetkili yeri belirtmediği bu nedenle yetki itirazının geçerli olmadığı belirtilmiş ise de, davacı tarafça açıkça dava konusu çekte keşide yerinin Ankara olduğu ve takibin yetkisiz yerde başlatıldığı belirtildiğinden yetki itirazının geçerli kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla, davacı-borçlunun istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK 353/1/b/2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacının yetki itirazının kabulü ile, icra dosyasının yetkili Ankara İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, yetki itirazı kabul edilmekle, davacının sair itirazlarının bu aşamada inceleme dışında tutulmasına...
başlatılırken aslı sunulan senette düzenleme yeri olarak Niğde ibaresinin yazılı olduğu anlaşılmakla Niğde İcra Müdürlüğünün yetkili olduğuna karar verilerek yetki itirazının reddine karar verilmesi ve davacı borçlunun yetki itirazı dışındaki imzaya ve borca itirazının esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yetki itirazının kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu görülmüştür....
Davacı vekili ödeme emrinde yetkisiz icra dairesinin numarasının karalandığını ve ödeme emrinde önceki icra müdürlüğünün adına ve banka hesap bilgilerine de yer verildiğini, ödeme emrinde müvekkilinin adresine yer verilmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptalinin gerektiğini ileri sürmüş ise de; takip dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmeden önceki ödeme emrinde yer alan icra dairesinin adı ve dosya numarası ve banka bilgilerinin üzeri çizilerek iptal edildiği, yetki itirazı sonrasında gönderilen ödeme emrinde yetkili icra müdürlüğünün adı, dosya numarası ve banka hesap bilgilerinin yazılı olduğu, bu hususta eksiklik olmadığı, davacı borçlunun daha önce yetki itirazında bulunduğundan üzeri çizilerek iptal edilen icra müdürlüğü ve dosya numarasını bilebilecek durumda olduğu, kaldı ki bu durumun borçlu yönünden bir karışıklık yaratmadığı, nitekim borçlunun ödeme emrine ve takibe yönelik olarak yasal süre içerisinde Mahkemeye şikayette bulunabildiği, ayrıca yine yasal süresi içerisinde...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki genel haciz yolu ile takipte yetkiye ve borca itirazın kaldırılması uyuşmazlığı dolayısıyla yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile yetkiye ve borca itirazın kaldırılmasına, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının borçludan alınarak alacaklıya verilmesine karar verilmiştir. Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında, yetki itirazı yönünden itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....