Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkeme; dava dışı takip borçlusu Mevlüt Yel'in takip talebindeki adresinin Pendik/İstanbul olduğu, bu borçlu yönünden takibin eldeki itiraz başvurusu öncesi kesinleştiği, bu nedenle davacı borçlu yönünden de İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinin yetkisinin kesinleştiği anlaşılmakla yetki itirazının reddine, alınan bilirkişi raporu ile takibe konu senette davacıya atfen atılan imzanın şirket yetkilisi Nedim Doğan'ın eli mahsulü olduğu tespit edildiğinden, imzaya itirazın reddine, davacının borca itirazını İİK 169/a maddesinde sayılan belgeler ile ispatlayamadığından ve talep edilen avans faiz oran ve miktarı yasal normlara uygun olduğundan borca itirazın reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar vermiştir....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/03/2020 NUMARASI : 2019/685 ESAS 2020/191 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2017/38756 sayılı icra dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte müvekkillerin davalıya herhangi bir borcu olmadığından yasal süresi içerisinde borca, faize, takibe, yetkiye ve borcun bütün ferilerine itiraz ettiğini, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında kargo taşımacılığı üzerine acentalık sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin imzalandığı esnada nakit teminat gösterilmesi ve boş teminat senedi verilmesi istendiğini, sözleşmenin daha sonra tek taraflı feshedildiğine dair Alanya 5....

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, yetki itirazı ilk itirazlardan olması sebebiyle öncelikle bu hususta karar verilmesi gerektiği, ancak ilk verilen kararda bu hususta karar verilmediğinden yargılamanın gereksiz yere sürüncemede bırakıldığı, müvekkili şirket yetkililerince imzalanmış yetki sözleşmesinin olmadığı, dosyada bulunan kat ihtarına borçlu tarafından itiraz edilmediği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, ilamsız takipte takip alacaklısı tarafından açılan yetkiye ve borca itirazın kaldırılması talebine ilişkindir....

Davacı vekili yetki ile birlikte borca itiraz edilmesi halinde MTS ekranında bu şekilde işlem yapılmasına imkan olmadığını iddia etmekte ise de, davacı vekilinin takip başlatırken icra dairesinin yetkisine veya borca ya da her ikisine birlikte itiraz edilebileceğini, yetkiye ve borca birlikte itiraz olunması halinde ekranda yapılabilecek işlemleri bildiği, bilmesi gerektiği halde yetkisiz icra dairesinden takip başlattığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilince yetki itirazının kabulü yönünde icra müdürlükleri aracılığıyla fiziksel olarak sunulmuş bir dilekçe de bulunmamaktadır. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanunun 10.maddesine göre ise sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir....

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesi ile :Dava yetkili mahkemede açılmadığını, davada yetki İtirazında bulunduklarını, Her ne kadar icra takibinde yetkiye itiraz edilmese de açılan itirazın iptali davasında mahkemenizin yetkisi bulunmadığını, Davalı müvekkilin adresi ------- olduğundan ötürü iş bu davaya bakmakla yetkili mahkeme----- olduğunu, mahkememizce dosyanın esasına girilmeden yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili ---- gönderilmesini talep ettiklerini, davacı tarafından müvekkil şirket aleyhine -------- dosyası ile icra takibi yapıldığını, Ancak işbu icra takibi haksız ve hukuka aykırı olduğundan yasal süresi içerisinde tarafımızca borca itiraz edilmiş ve takip durdurulduğunu, davacı bu kez de itirazımızın iptali ve takibin devamı için huzurdaki haksız davayı ikame ettiğini, davacı ile müvekkil şirket arasında bir borç mevcut olmadığını, Davacı kötü niyetli olarak müvekkile fatura düzenlemiş ve takibe geçtiğini, Dava konusu faturalarda müvekkile tebliğ edilmediğini...

    İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinden başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Somut olayda; ... 9. İcra Dairesinin 2019/ 16961 Esas sayılı dosyasının davacılar aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, davacıların takibinin hem yetki hem de borca yönünden iptalini talep ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı bulunduğu ... 6. İcra Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 6.İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun, yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda; takip yapılan icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz ettiği, mahkemece; "mahkememizin yetkisizliğine, ... İcra Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğunun tespitine, talep halinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine" hükmedildiği anlaşılmaktadır....

        Şubesi'nden Alman Yapı Tasarrufu Kredisi kullandığını ve borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle takibin devamına ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebligat yapılmış, cevap da vermemiştir. Mahkemece, davalı borçlunun icra dairesine yaptığı yetkiye ve borca itiraz üzerine takibin icra dairesinin yetkisi yönünden de durduğu yetki itirazı icra mahkemesinde kaldırılmadan itirazın iptali davası açılamayacağı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir....

          Şubesi'nden Alman Yapı Tasarrufu Kredisi kullandığını ve borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle takibin devamına ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebligat yapılmış, cevap da vermemiştir. Mahkemece, davalı borçlunun icra dairesine yaptığı yetkiye ve borca itiraz üzerine takibin icra dairesinin yetkisi yönünden de durduğu yetki itirazı icra mahkemesinde kaldırılmadan itirazın iptali davası açılamayacağı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir....

            Davalı, ödeme emrinin tebliği üzerine icra dosyasına 19.09.2014 havale tarihli dilekçesiyle borca ve yetkiye itirazda bulunmuştur. İtiraz dilekçesinde yetki yönünden “... .., ...” ve “... İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu bildirmiş olup, iki ayrı yerin yetkili olarak bildirilmesi nedeniyle usulüne uygun bir yetki itirazının bulunduğundan söz edilemez. Bu durumda icra takibine yapılan yetki itirazının geçersiz olması nedeniyle mahkemece kendi yetkisine yapılan itirazın değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu