Ayrıca borçlu vasisi yetkiye ve borca itiraz etmiş olup yetkiye itirazda taraflar gelmese bile davaya devam edilerek karar verilmesi gerekir. O halde mahkemece borçlu vasisine duruşma günü tebliğ edilerek tarafların duruşmaya katılması halinde borca itiraz hususunda, yetki itirazı konusunda taraflar gelmese dahi olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlu vasisinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 05.04.2005 ve 21.04.2006 tarihli kredi sözleşmeleri imzalandığını, kredi borcunun zamanında ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek takibe geçildiğini, davalıların icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiğini, takip borçlusu ... ...’ın icra dairesinin yetkisine itirazı bulunmadığını, bu nedenle Kastamonu İcra Dairesi’nin yetkili hale geldiğini, borca itirazların haksız olduğunu ileri sürerek davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili cevabında, Kastamonu İcra Dairesi’nin takip yönünden yetkisiz olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece kredi sözleşmesinin Devrek Şubesi’nce imzalandığı, davalıların Devrek’te ikamet ettiği, yetki itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Aynı Kanun'un 297/2. maddesine göre ise hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, re'sen gözetilmesi yasa ile hakime yüklenmiş bir görevdir. Davacıların başvurusu yetki itirazı, borca itiraz ve şikayettir. Mahkemece yetki itirazının, borca itirazın ve şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yetki itirazı ve şikayet ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden sadece borca itirazın reddine karar verilmesi HMK 'nun 297. maddesine aykırı olup, ilk derece mahkemesi kararı bu yönüyle isabetsizdir....
Somut olayda, davacı yetkiye, borca ve imzaya itiraz etmiş, yetki itirazı değerlendirilmeden dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İİK'nun 169/a-1. maddesinin son cümlesine göre; icra mahkemesi hakimi, yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. Bu nedenle borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemez. O halde mahkemece, öncelikle borçlunun yetki itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yetki itirazı yönünden de davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Tüm bu nedenlerle eksik inceleme sonucu verilen karara yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK'nun 353/1- a(6) maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine iadesine karar verilmiştir....
(HMK. 10.md.) ve ayrıca İİK.nun 50/1. maddesi uyarınca bononun tanzim edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir. Takip dayanağı bononun tanzim yerinin Bursa olduğu, bu durumda bononun düzenlendiği yer olan Bursa İcra Dairesi de takipte yetkili olup, seçim hakkı da öncelikli olarak alacaklı tarafa aittir. Davacının yetki itirazı yerinde değildir....
Somut olayda ödeme emri borçluya 17.06.2009 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlu yasal 7 günlük süresi içinde 24.06.2009 tarihinde yetkiye ve borca itiraz etmiştir. Buna göre, icra mahkemesinin itirazın süresinde olmadığına dair kararı yerinde değildir. Öte yandan, borçlu borca itirazları yanında yetkiye de itiraz ettiğinden, borçlunun borca itirazından feragat etse dahi, geçerli ve sürede bir yetki itirazı olduğundan takip durmaya devam eder. İtiraz üzerine duran takipte takibin devamı alacaklının İİK 66 ve devamı maddeleri koşulunda icra mahkemesinde itirazın kaldırma kararı ile yapılabilir. Bu durumda mahkemece yapılacak işlem takibin devamına dair icra dairesi kararına yönelik şikayetin kabulü ile takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına karar vermekten ibarettir....
İcra Müdürlüğünün 2012/3808 esas sayılı takip dosyası ile 15.784,00 TL fatura alacağı için 935,47 TL gecikme zammı ve 168,38 TL gecikme zammı KDV’si olmak üzere toplam 16.887,85 TL bedel için takip başlatılmış, davalının süresinde borca ve yetkiye itirazı üzerine davacı yetkiye itirazı kabul ederek dosyanın, yetkili ... İcra Dairelerine gönderilmesini istemiş, dosya 04.07.2013 tarihinde yetkili icra dairelerine gönderilmiş ve ... 1.İcra Müdürlüğünün 2013/3576 esas sayılı takip numarasını almıştır. Davalı, 26.07.2012 tarihinde ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde yetkisiz ... 13. İcra Müdürlüğünün 2012/3808 esas sayılı takip dosyasına konu 15.784,00 TL bedelli fatura ile ilgili olarak borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talebine ilişkin menfi tespit davası açmış, davacı ise takip dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesi ve davalının borca itirazı üzerine yetkili ... 1.İcra Müdürlüğünün 2013/3576 esas sayılı takibine vaki itirazın iptali için iş bu davayı açmıştır....
Davacı vekili dava dilekçesinde, yetki itirazı ve borca itiraz yanında takibe dayanak senedin protesto edilmemesi nedeniyle alacaklının takip hakkına sahip olmadığı ve borçlu hakkında geçici mühlet kararı verilmesi nedeniyle takip yapılamayacağı iddiaları ile takibin iptalini istemiş olup, kararın gerekçesinde sadece yetki itirazı, borca itiraz ve senedin protesto edilmemesine ilişkin taleplerin değerlendirildiği, davacının geçici mühlet kararı nedeniyle hakkında takip yapılamayacağına ilişkin talebi hakkında kararın herhangi bir gerekçe içermediği anlaşılmıştır. Bu hali ile davacının tüm talepleri değerlendirilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/286 Esas sayılı dava dosyasında verilen geçici mühlet ve tedbir kararı değerlendirilerek, davacının bu talebi hakkında da hüküm kurulmasıdır....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Talep, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte yetki ve borca itirazına ilişkindir. Mahkememize yapılan yetki itirazı hakkında İİK'nın 18/3 ve HMK 320. Maddeleri gereğince duruşma açılmasına gerek görülmeksizin dosya üzerinden karar verilmesi gerekmiştir. Çeklere dayalı takip, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.) ve muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK. 10.md.) ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir. Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar, aranacak alacaklar niteliğinde olduğundan, bu alacaklar için BK'nun 89/1. maddesi uygulanmaz. Yani kambiyo senedi alacaklısı, kendi yerleşim yerinde takip yapamaz....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, İİK.67.maddesine dayanılarak açılmış, mahkemece davalının yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili Kars Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dava konusu olayda, Trabzon İcra Müdürlüğü’nün yetkisine ve takip konusu borca itiraz edilmesi üzerine Trabzon Ticaret Mahkemesinde itirazın iptâli ve takibin devamı istemi ile dava açılmıştır. Davalı cevabında, yetki itirazında bulunmuştur. Gerçekten de akdin Kars’ta ifa edilmesi ve davalının da aynı yerde ikamet etmesi nedeniyle Kars İcra Dairelerinin takip yetkisi bulunduğu, dolayısıyla Trabzon İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğu anlaşılmaktadır....