Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yetki itirazını kabul etmediklerini, taraflar arasında yetki sözleşmesinin yapıldığını ve senet üzerindeki imzanın davacıya ait olduğundan bahisle davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,Dosya kapsamı itibariyle takip dayanağı bono üzerindeki keşideci imzasının Davacı-Borçlunun el ürünü olmadığı sabit olmakla imza itirazının kabulüne, Davalı-Alacaklının bonoda lehtar olmadığı ve bonoyu lehtardan ciro yoluyla devraldığı, bu durumda keşidecinin imzasını denetleme imkan ve yükümlülüğünün bulunmadığı, dosya kapsamında kötüniyetli hareket ettiğine dair somut delil bulunmadığı anlaşılmış ve neticede imza itirazının kabulüne, kötüniyet tazminatı ve para cezası belirlenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davacı-Borçlunun İstanbul 27....
No:2/A Avcılar/İstanbul olup yetkili icra dairelerinin Küçükçekmece İcra Daireleri olduğunu, takibe dayanak çekte ciranta olarak görünen müvekkili şirket adına yapılan kaşe ve imzanın sahte olup, müvekillinin cirosunun bulunmadığını, imzaya itiraz ettiklerini, ciranta olan müvekililden çek tazminatı ve çek komisyonu istenemeyeceğini, açıklanan nedenlerle öncelikle ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasına, yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili Küçükçekemece İcra Dairelerine gönderilmesine, imzaya, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, haksız icra takibinden dolayı takibe konu alacağın %20'sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, sahte ciroya dayalı takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlu şirkete henüz ödeme emri tebliğ edilmediğini, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, takip dayanağı senette İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını, yetki şartının geçerli olduğunu, takibin yetkili icra dairesinde başlatıldığını, takibe dayanak bononun borçlular tarafından müvekkili bankaya olan borçlarına karşılık verildiğini, imzaya itirazın haksız ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda takip dayanağı 28.07.2011 tanzim tarihli bonoda, tanzim yerinin Yozgat olduğu, itiraz eden avaliste Yozgat adresinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, senedi tanzim eden şirketin ve lehtar bankanın tacir sıfatını haiz oldukları anlaşılmaktadır. HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesi lehtar ile tanzim eden borçlu arasında geçerlidir. İtiraz eden avalist tacir olmadığından HMK'nun 17. maddesi uyarınca yapılan yetki sözleşmesi kendisini bağlamaz. O halde, mahkemece, borçlunun yetki itirazının reddi ile imzaya itirazının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
kaldırılmasına, imzaya itirazın kabulü ile takibin davacı borçlu yönünden durdurulmasına, davalı aleyhine kötü niyet tazminatı ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
mahsus haciz yoluyla icra takibine girişildiğini, müvekkilinin yerleşim yerinin ve senetteki ödeme yerinin Düzce olduğunu, takipte Düzce İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu, ayrıca senette tahrifat yapıldığını ve senedin kambiyo vasfını yitirdiğini, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek yetkiye, borca ve imzaya itiraz etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ; Mahkemesince; davacının yetki itirazının kabulü ile, davacı/borçlular T1 ve Emre Türk yönünden Kocaeli İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı/borçlular T1 ve Emre Türk yönünden icra dosyasının yetkili Ankara İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, HMK 20. maddesi gereğince, takip dosyasının yetkisizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde yetkili icra dairesince gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi takdirde takibin açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına, davacıların yetki itirazı kabul edildiğinden ve yetkisizlik kararı verildiğinden sair imzaya, borca, faiz ve ferilerine yapılan sair itirazlar ile tazminat taleplerine yönelik bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/06/2020 NUMARASI : 2019/443 ESAS 2020/227 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|Yetki İtirazı KARAR : Adana 3....
Takip konusu senetlerde dava dışı lehtar ile keşidecinin tacir olduğu, bu nedenle senetlerdeki yetki kaydının HMK 17. maddesi gereğince tarafları bağlar. TTK'nın 702/1. maddesi hükmü dikkate alındığında anılan yetki kaydı tacir olan lehtar ve keşidecinin yanı sıra, tacir olmayan gerçek kişi avalisti de bağlayacağından yetki itirazının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
Şti. arasında imzalanan 04/01/2020 tarihli protokole dayandığını, imzalanan protokolden kaynaklı taraflar arasında doğabilecek muhtemel ihtilaflar bakımından yetki sözleşmesi tesis edildiğini, Bursa mahkemeleri ve Bursa icra dairelerinin yetkili kılındığını, yerel mahkemenin yetki konusunda hatalı karar verdiğini, beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, davacı borçlu ve dava dışı borçlu aleyhine çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, yetkiye, imzaya itiraza ilişkindir. İİK'nun 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK'nun 447/2. maddesi atfıyla HMK'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takip dayanağı akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir....