BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI C.1.Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlu tarafça itiraz dilekçesinde icra müdürlüğünün yetkisine itirazda bulunulduğu, ayrıca imzaya itirazda ve ödeme emrine yönelik şikayette bulunulduğu , mahkemece davacı tarafın talebi doğrultusunda yetki itirazı kabul edilmiş olmakla diğer itirazlar yönünden alacaklı tarafından talep halinde yetkili icra dairesine dosyanın gönderilmesi talebi halinde yetkili icra dairesi tarafından gönderilecek ödeme emrinden sonra itiraz ve şikayette bulunulabileceği, bu nedenle davacının itiraz ve şikayete yönelik istinaf talebinde hukuki yararı bulunmadığı, yetki itirazının kabulü ile AAÜT uyarınca tarifede yer alan vekalet ücretine hükmedilmiş olduğu anlaşıldığından, vekalet ücretine yönelik istinaf talebi de yerinde olmadığından, istinaf talebinin reddine, kötü niyetli istinaf talebi nedeni ile davacı vekilinin 5.000TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2020/1181 ESAS 2021/216 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılar aleyhine İstanbul 5....
San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin de borçlu olduğunu ve ticaret sicil kayıtlarında da diğer borçlunun adresinin Sultangazi/İstanbul olduğunu, bu suretle takipte de Gaziosmanpaşa İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davacı borçlu aleyhine yapılan kambiyo senetlerine özgü takipte, borçlunun yetkiye ve imzaya itiraz ettiği, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı alacaklı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Her ne kadar mahkemece, davacı tarafından açılan davanın niteliği itibariyle istirdat davası olduğu, bu davanın ön şartı olan cebri icra tehdidi altında ödeme yapılmış olma koşulunun gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; Davacı tarafından davalı aleyhine haksız olarak tahsil edildiği iddiası ile itirazi kayıtla ödenen 581.724.40.TL' nın iadesi istendiği dosya kapsamı ile sabittir. Davacı kendisinden talep edilen parayı itirazi kayıtla ... olduğundan bu paranın iadesini istemesi için ayrıca icra tehdidi altında ödeme yapma koşulu aranmaz. O halde mahkemece, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçe ile 2012/2739-21245 davanın reddine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 26.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın kanuna aykırı olduğunu, davacı tarafça keşide edilerek müvekkiline verilen bonoların tamamında ihtilaf vukunda Kayseri Mahkemelerinin yetkili olduğunun yazıldığını, yetkili mahkeme ve icra müdürlüğünün belirlendiğini, davacının bağkur'a bağlı olarak çalıştığını ve kaydını 29/11/2021 tarihinde kapattırdığını, bonoların incelenmesinde düzenleme tarihlerinin 02/03/2021, 05/01/2021 ve 01/05/2021 olduğunun görüleceğini, bonoların düzenlendiğinde borçlunun tacir sıfatının bulunduğunu ve davacının bağkur'a bağlı olduğu dönemde keşide edildiğinden yetki sözleşmesinin geçerli olacağını, ayrıca gerekçeli kararda bonolardan bir tanesinde yetkili mercin tayin edilmediğinden bahsedildiğini, takibin bölünmezliği ve usul ekonomisi gereğince tüm bonoların birlikte takibe konulduğunu, yetki itirazını kabul etmediklerini, mahkemece yalnızca yetki belirtilmemiş olan 2.600 TL bedelli bono hakkında karar verilmesinin gerektiğini...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo takibinde yetki ve imzaya itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, duruşma açılmadan ve davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmeden evrak üzerinden inceleme yapılarak yetki itirazının kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 27. maddesinde; “hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasa'nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen ve hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır....
İcra Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca İtiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı vekili tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine adı geçenin yasal sürede icra mahkemesine başvurarak, Ümraniye İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirterek İstanbul İcra Dairesinin yetkisine, imzaya ve faize itiraz ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda Mahkemece öncelikle borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazı hakkında bir karar verilmesi, yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde diğer itiraz nedenleri değerlendirilmesi gerekirken, yetki itirazı konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmeksizin yargılamanın sürdürülerek, sonuçlandırılması ve yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İCRA HUKUK TARİHİ : 14/11/2019 NUMARASI : 2019/391 ESAS - 2019/1086 KARAR DAVA KONUSU : Yetki ve imzaya itiraz, şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi taraflarca talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi yapıldığını, takip dayanağı senede tanzim yerinin, tanzim tarihinin ve ödeme tarihinin sonradan yazıldığını, yetki icra dairesinin Mersin İcra Dairesi olduğunu, davalıdan nakden 10.000 USD almadığını, senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, başka bir senetten montaj yapıldığını, döviz borcunun icraya konulamayacağını, dolar ile borçlanmanın yasaklandığını, tedavül tarihindeki dolar kurunun da geçersiz olduğunu, komisyon ve faizlere de itiraz...
İcra Dairesi'nin 2019/11197 E sayılı dosyasından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte yetkili icra dairesinin Gaziantep İcra Dairesi olduğunu, zira davacı borçlunun ikametgahının Gaziantep ili olduğunu, bu nedenle yetkiye itiraz ettiklerini ayrıca bonodaki keşideci imzasının davacının eli ürünü olmadığını bu nedenle imzaya da itiraz ettiklerini beyan etmiş, yetki ve imzaya itirazı kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğ edilmemiş, tensiben karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; davacının ikametinin Gaziantep ili olduğu, bononun düzenleme yerinin de Gaziantep ili olduğu, yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu, bu nedenlerle yetkili icra dairesinin Gaziantep İcra dairesi olduğu gerekçesiyle yetki itirazının kabulüne takip dosyasının davacı yönünden tefrik edilerek yetkili Gaziantep İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine karar verilmiştir....
İcra Dairesi'nin 2021/1674 E sayılı dosyasından çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, davacı borçlunun İskenderun ilçesinde ikamet etmesi sebebiyle yetkili icra dairesinin İskenderun İcra Dairesi olduğunu, Adana İcra Dairesinin yetkisiz olduğunu, takibe konu çekteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığını, çek nedeniyle davalıya karşı bir borcun bulunmadığını beyan etmiş, öncelikle yetki itirazının kabulüne, aksi durumda imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmemiş, tensiben karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; genel yetkili icra dairesinin davacı borçlunun bulunduğu yer olan İskenderun İcra Dairesi olduğu, borçlunun seçimlik hakkını bu yerden yana kullandığı gerekçesiyle, yetki itirazının kabulüne, yetki itirazı kabul edildiğinden borca ve imzaya itirazlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....