Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medenî Kanununun 411. maddesine göre, “Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir. “Aynı Kanunun 19/.... maddesi uyarınca “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.” TMK m. 412'de ise "Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilân olunur. " hükmü yer almaktadır. Kısıtlı, ... ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.06.2016 tarih ve 2015/352 Esas - 2016/794 Karar sayılı ilâmı ile vesayet altına alınmış ve vasinin talebi üzerine kısıtlının yerleşim yerini değiştirmesine izin verilmişse de ... İlçe Emniyet Müdürlüğünce yapılan araştırmaya göre kısıtlının “... Mah. ... Sok. No:9A .../...” adresinde ikamet ettiği tespit edildiğinden vesayet dosyasının takibinde ve vasinin talebi ile ilgili karar vermekte ... ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi yetkilidir....

    Türk Medenî Kanununun 411. maddesine göre, “Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir. “Aynı Kanunun 19/.... maddesi uyarınca “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.” TMK m.412'de ise "Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilân olunur. " hükmü yer almaktadır. Kısıtlının, ... .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.03.2017 tarih ve 2017/135 E. - 2017/375 K. sayılı ilâmı ile vesayet altına alındığı, vesayetin ... .... Sulh Hukuk Mahkemesince takip edildiği, kısıtlı ya da vasinin yerleşim yeri değişikliğine izin talebi olmadan ... .... Sulh Hukuk Mahkemesince kısıtlının adres değişikliğine izin verilmesine ve dosyanın ......

      Türk Medenî Kanununun 411. maddesine göre, "Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir." Aynı Kanunun 19/.... maddesi uyarınca "Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir." TMK'nın 412. Madesinde ise "Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilân olunur." hükmü yer almaktadır. Dosyanın incelenmesinden, kısıtlının yerleşim yeri değişikliğine izin verilmesine ilişkin vesayet makamı olan ... .... Sulh Hukuk Mahkemesince TMK'nın 412/.... maddesinde göre verilmiş bir izin kararı olmadığından vasinin talebi ile ilgili karar vermekte ... .... Sulh Hukuk Mahkemesi yetkilidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince ... .......

        Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, kısıtlı ve vasinin talebi olmaksızın verilen adres değişikliğine izin ve yetkisizlik kararının geçerli olmadığı, TMK'nın 412/2. maddesine göre vesayet makamının izni olmadan yapılan adres değişikliğinin vesayet makamının yetkisini değiştirmeyeceği bu nedenle Bandırma Sulh Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 411. maddesine göre, vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir. Aynı Kanun’un 19/1. maddesi uyarınca yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. TMK’nın 412. maddesinde ise "Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi halinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilan olunur." hükmü yer almaktadır. Kısıtlının, Pendik 2....

          Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, kısıtlı ve vasinin talebi olmaksızın verilen adres değişikliğine izin ve yetkisizlik kararının geçerli olmadığı, TMK'nın 412/2. maddesine göre vesayet makamının izni olmadan yapılan adres değişikliğinin vesayet makamının yetkisini değiştirmeyeceği bu nedenle Bakırköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 411. maddesine göre, vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir. Aynı Kanun’un 19/1. maddesi uyarınca yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. TMK’nın 412. maddesinde ise "Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi halinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilan olunur." hükmü yer almaktadır. Kısıtlının, Kırıkkale 1....

            Mahkemece eksik inceleme ile yetki ve görev yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Davalı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine yeniden yapılan incelemede; davalının temyiz talebi yalnızca lehine vekalet ücreti verilmemesine yöneliktir....

              İcra Müdürlüğü'nün 2006/2405 sayılı dosyasında haczin 07.04.2006 tarihinde konduğu, 04.04.2008 tarihinde alacaklı vekilince diğer işlemlerin masraflarının yanında ayrıca 1.800,00 TL satış avansı yatırılarak yasal süre içinde satış talebinde bulunulduğu, alacaklı vekilinin talebi doğrultusunda, İcra Müdürlüğünün isteğiyle ... 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 06.04.2010 gün 495/457 sayılı kararıyla müşterek mülkiyete konu taşınmazın ortaklığının satış yoluyla giderilmesi için dava açma konusunda alacaklı vekiline yetki verildiği, 23.03.2010 tarihinde haciz devam ederken alacaklı vekilince masraf önceden yatırılıp satış yapılmadığından yasal süre içinde satış talebinin yenilendiği, 04.05.2010 tarihinde verilen yetki doğrultusunda ... 14. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, davanın karar aşamasına geldiği sırada şikayetçi vekilince açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu dava konusu taşımazın ... 4....

                a ait taşınmaza 07.04.2006 tarihinde haciz konulduğunu, 04.04.2008 tarihinde açık bir satış talebi olmaksızın, imar durumunun celbi, kıymet takdiri ve satış avansının depo edilmesi talebinin yapıldığını, bu talep geçerli bir satış talebi olmadığından İİK'nın 106. ve 110. maddeleri gereğince haczin düştüğünü, yine borçlu ...'...

                  Bölge Adliye Mahkemesi tarafından tespit konusu işyerlerinin “Avcılık, balıkçılık, tarım ve ormancılık” işkolunda yer aldığı gerekçesiyle yetki tespitinin iptaline karar verilmiş ise de ulaşılan sonuç isabetli olmamıştır. 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre “Yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.” Hükmün madde gerekçesinde de “...İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacaktır. Bu hüküm ile işkolu itirazlarının toplu sözleşme yapma sürecini gereksiz şekilde uzatması ve zaman zaman bu itirazların toplu sözleşme sürecini kilitlemek için kötüye kullanılması önlenmek istenmiştir.” hususları ifade edilmiştir....

                  Davacı, kesin yetki kuralının bulunmadığı bir davayı yetkisiz bir mahkemede açmışsa, seçme hakkı itiraz eden davalıya geçer, davalının bildirdiği yetkili mahkemede davanın görülmesi gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazını "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; "İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü içermektedir. Son olarak; "Cevap dilekçesini verme süresi" başlıklı 127/1. maddesi ise; "Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır....

                    UYAP Entegrasyonu