Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HMK'nın 17. maddesinde düzenlenen yetki kuralının kesin yetki değil, münhasır yetki olduğunu, kesin yetki hallerinin, HMK'da açıkça düzenlenmiş olup, hukukun temel prensibi gereği kısıtlayıcı hükümlerde kıyas yapılamayacağını, Yargıtay'ın pek çok kararında belirtildiği üzere, aksi kararlaştırılabilen bir durumun kamu düzeninden olamayacağını, bu nedenle, Yargıtay'ın da yerleşik içtihadına göre yetki itirazında bulunulmadığı takdirde resen nazara alınmasının mümkün olmadığını, aynı şekilde, borçlu/davalı yetki itirazında yetki sözleşmesine dayanmamışsa yine yetki sözleşmesinin dikkate alınmayacağını, geçerli bir yetki itirazının bulunmadığını, sözleşmedeki yetki itirazının resen nazara alınmasının mümkün olmadığını, borçlu/davalının ortada bir yetki sözleşmesi olduğunu bilmesine rağmen icra müdürlüğüne yaptığı yetki itirazında, ikametgahının Beykoz/İstanbul olduğunu söyleyerek, icra takibinde İstanbul Anadolu İcra...

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2020/549 ESAS, 2021/211 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtirazın Kaldırılması KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine ilamsız takip başlattıklarını, davalının İstanbul Anadolu 14. İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğini, yetki itirazının haksız olduğunu söyleyerek davalının yetkiye yönelik itirazının kaldırılmasını istemiştir....

Mahkemeleri yetkili olduğundan bahisle muterizlerin yetki itirazının reddine karar verilmiştir. 6100 s. HMK'nın 17. maddesi uyarınca yalnız tacirler ve kamu tüzel kişileri tarafından yetki sözleşmesi yapılabilir. İstemin dayanağı sözleşmede, asıl borçlu ... A.Ş. tacir olup, bu bakımdan yapılan yetki sözleşmesi HMK 'nın 17. maddesine göre geçerli ise de, ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) kefil ...'ın tacir olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamadığına göre, mahkemece adı geçen yönünden yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken; talep dayanağı sözleşmedeki yetki şartına istinaden bu kişi yönünden de yetki nedeniyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ihtiyati hacze itiraz edenlerin (borçlular) ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) ......

    -TL'sini 18.05.2021 tarihinde, 15.000.TL'sini ise 25.05.2021 tarihinde müvekkilin banka hesabına ödendiğini, ödeme sonrasında davalı vekili tarafından sunulan 26.05.2021 tarihli dilekçe ile icra müdürlüğünün yetkisine ve borcun tamamına itiraz edildiğini, yetkiye ve borca yönelik itirazının kaldırılması için itirazın kaldırılması davası açıldığını, mahkeme tarafından yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddi kararının HMK'nın 10....

    itirazının yerinde görülerek davanın yetkisizlik sebebi ile reddini aksi takdirde delillerin toplanarak likit alacağın belirlenmesi gerektiğinden icra itirazının kesin olarak kaldırılması şartları oluşmadığından reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    in ise tacir sıfatının bulunmadığı, kredi sözleşmesindeki yetki şartının bu borçlu yönünden geçersiz olduğu, ikamet adresinin Düzce olduğu, bu nedenle anılan borçlu yönünden yetkili icra dairesinin de Düzce İcra Daireleri olduğu gerekçesiyle yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği görülmektedir. Somut olayda; alacaklı tarafından ... 8....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması, iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalı-yüklenici arasında akdolunan 26.06.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, zamanında inşaatı bitirmeyen yüklenici-davalıya Belediye Encümeni tarafından verilen 54.900,00 TL gecikme cezasının tahsili için icra takibi yaptıklarını, davalının takibe itiraz etmemesi ve mal varlığı bulunamaması üzerine takip yolunu iflas yolu ile takibe çevirdiklerini, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının ödeme emrine itirazının kaldırılması ile iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK'nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir....

          İcra Müdürlüğüne gönderilmesine dair kararın, alacaklının istinaf talebi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, yetki itirazının reddi ve borçluların borca itirazlarının incelenmesi gerektiğinden bahisle kaldırılması sonucunda, borca itirazın esasının incelenmesi maksadıyla bilirkişi raporu alınarak rapor doğrultusunda, istemin kısmen kabulü ile ödeme emrinde yazılı işlemiş faiz kısmının 48.416,77 TL'lik kısmının iptaline, bakiye alacak yönünden takibin devamına ve yetki itirazının reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde muteriz borçlular istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. B....

            davalının yetki itirazının kaldırılması gerektiğini, davalının itirazında sadece yükün teslim edilmediğinden bahisle alacağın tartışmalı olduğunu iddia ettiğini yani, taşıma işinin varlığına yönelik bir itirazının bulunmadığını, o halde temel ilişkinin varlığı noktasında bir ihtilaf bulunmadığından yetkiye itirazın da yasal bir dayanağının bulunmadığını ileri sürerek, davalının yetki ve borca itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesine göre işletilecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve davalının alacağın %40'ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu