Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada mahkemece ara kararlarda verilen yetkisizlik itirazının reddi ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılması isteminin reddi kararlarına karşı davalı dernek vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince 05.10.2020 tarihli kararda bu başvurunun reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin yetki ve geçici hukuki koruma ile ilgili kararları kesin olup temyiz yoluna başvurulamadığından temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere yetkiyle ilgili Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz yoluna başvurulamayacağından temyiz dilekçesinin REDDİNE, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine, 01.12.2020 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....

    Dosya kapsamına göre; davalı taraf, usulünce yetki itirazında bulunmuştur. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m.116/1- a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m.117/3) düzenlemiştir. Ön sorunun incelenme yöntemi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilmiştir. Davalının yetki itirazı mahkemece hadise şeklinde incelenmeden karara bağlanmıştır. Bu nedenle, mahkemece yetki itirazının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınıp, gösterildiği takdirde toplanarak; gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmayıp bu nedenle kararın kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince: "Davacı alacaklı, borçlunun yetki itirazının ve borca itirazının kaldırılmasını talep etmiştir. İİK.nun 50/1. maddesine göre; HMK'nın yetkiye ilişkin hükümleri, para ve teminat alacaklarına dayalı takiplerde kıyas yolu ile uygulanır. Konusu mal varlığı olan borçlar hukukuna ilişkin sözleşmelerden doğan davalarda yetki, HMK.nun 10. maddesinde belirtilen kurallara göre çözümlenir. Anılan madde, sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin yetkili olacağı yönünde özel yetki kuralı koymuştur. Davacı da cari hesap alacağından kaynaklanan para alacağı için TBK.nun 89/1. maddesine göre alacaklının ikametgahının bulunduğu yer icra dairesinin yetkili olduğunu ileri sürmektedir....

    Dava, yazılı taahhüde dayalı olarak başlatılan tahliye istekli icra takibine vaki itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacının, esas sayılı dosyasında başlatmış olduğu yazılı taahhüde dayalı ve tahliye istekli icra takibi sebebiyle düzenlenen tahliye emrinin, davalıya tebliğ edilmesi üzerine; davalı kiracı tarafından yetki itirazında bulunulmuş ve yetki itirazının davacı tarafından kabul edilmesi üzerine, dosya yetkili gönderilmiş ve yetkili icra müdürlüğünce yeniden düzenlenen 02/02/2015 günlü tahliye istekli Örnek 14 nolu tahliye emri ekli tebligat, davalı kiracıya tebliğ edilmeden davalı vekili tarafından icra takibine itiraz edilmiştir. Tahliye emri davalıya tebliğ edilmeden tahliye emrinde İİK.nun 272 ve 273.maddeleri gereğince verilen süreler işlemeye başlamaz....

      Dava, yeni malikin davalı kiracı ile önceki malik kiralayan arasında yapılan kira sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti ile tapudaki şerhin kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davalının yetki itirazının kabulü ile kiralanan taşınmazın ... ilçesi sınırları içinde olduğundan yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının önceki malik ile yapılan 16.8.2000 tarihli kira sözleşmesi ile ... ilçesi ... ada ... parselde bulunan ... Blok ... nolu bağımsız bölümde kiracı olduğunu, sözleşmede kiralananın sadece konut amacıyla kullanılacağının belirtildiğini ancak ......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağı ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun borca ve yetkiye itirazı üzerine davacı icra mahkemesinden yetki itirazının kaldırılması isteminde bulunmuş mahkemece dosya üzerinden davanın kabulüne, yetki itirazının kaldırılmasına, takibin devamına karar verilmiş, karar davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nun 320/1. maddesi karşısında tarafların duruşmaya davet edilmeksizin dosya üzerinden karar verilip verilmeyeceği noktasındadır....

          de Cevizli/Kartal olduğunu beyanla; davalı tarafın yetki itirazının kaldırılmasına, takibin devamına karar verilmesini talep etmişlerdir....

          Sayılı kararının kaldırılması ve takibi uzatmak için kötüniyetli hareket ederek, yetkiye ve çek tazminatına itiraz eden borçlunun davasının reddi ile % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Alacaklı davalı tarafından davacı lehtar ciranta hakkında 30.03.2021 keşide ve ibraz tarihli 0030535 seri numaralı çeke dayalı olarak icra takibine başlanıldığı, ödeme emrinin borçlu davacıya 05.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği, Borçlu davacı tarafından yetkili icra dairesinin Bakırköy olduğundan bahisle yetki itirazında bulunulduğu, mahkemece yapılan yargılama sonunda yetki itirazının kabulüne karar verildiği, davalı tarafça taraflar arasındaki yetki şartı sebebi ile yetki itirazının reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....

          DAVA KONUSU : İCRA TAKİBİNE İTİRAZIN KALDIRILMASI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun borca ve yetkiye itiraz ettiğini, yetki itirazının geçerli olabilmesi için yetki itirazında yetkili icra dairesinin belirtilmesi gerektiğini, belirtilmediği için geçerli bir yetki itirazının bulunmadığını, borçlu tarafından borca itiraz edilmiş ise de çekte yer alan imzaya itiraz edilmediğini, imzası ikrar edilmiş İİK 68/a anlamında belge olduğunu belirterek itirazın kaldırılmasına, %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          itirazının yasal süresinde olmadığı anlaşılmakla yetki itirazının reddine' şeklinde hüküm altına alındığını, ancak bu ara karara rağmen mahkemece son celse davalı tarafın yetki itirazının kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, kabul manasına gelmemekle birlikte bir an için yetki itirazının süresinde ileri sürülmüş olduğu kabul edilse dahi, mahkeme tarafından dosyanın esastan incelemeye geçilmesinin akabinde 4. celsede yetkisizlik kararı verilmiş olmasının açıkça hak ve hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

            UYAP Entegrasyonu