Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

konu senetten doğan bir borcu olmadığını, bu nedenle ödeme emrine konu borca da itiraz ettiklerini belirtmiş, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, yetki itirazlarının kabulüne, dosyanın yetkili Alanya İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine, borca itirazımızın kabulüne, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; davalının davacılar aleyhine bonolara dayanarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığı, süresinde açılan davada davacıların yetkiye ve borca itiraz ettikleri, Mahkemece yetki itirazının reddine karar verildiği, ancak davacılar tarafından yetki itirazının reddine ilişkin mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, bu nedenle Mahkemenin yetki itirazının reddine ilişkin kararının istinaf incelemesi dışında tutulduğu, davacıların, takip tarihi itibariyle muaccel hale gelmeyen bonolar yönünden borca itiraz ettikleri, ancak davalının icra dosyasına sunduğu ve davacılar tarafından imzasına itiraz edilmeyen "Taahhütname" başlıklı belgede takibe konu bonolar hakkında açıkça muacceliyet şartı getirildiği, bu nedenle davacıların muacceliyete ilişkin borca itirazlarının reddi gerektiği, takibe konu bonoların finansal kiralama sözleşmesi kapsamında düzenlendiklerinin tarafların kabulünde...

Alacaklı takibe borçlulardan birinin ikametgahı icra dairesinde takibe girişmiş, borçlu da takibe itiraz etmemiş ise; diğeri yönünden icra takibi kesinleşecektir. Ne var ki bu kuralın uygulanabilmesi için borçlulardan en az birinin doğru ikamet adresinde takibin yapılması gereklidir. Aksi halde yetki konusunda tercih hakkını doğru kullanmayan alacaklının bu hakkının karşı tarafa geçeceği ve onun yetki itirazının göz önünde bulundurulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2008/12- 543 Esas, 2008/522 Karar) Tüm dosya kapsamının incelenmesinden; davacı alacaklı tarafından T8 T6 aleyhine İstanbul 20. İcra Dairesi'nin 2021/24710 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, borçlulardan T8 tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, borçlu Bora Mert'in yetki itirazının bulunmadığı, takibe, borca, faize, tüm ferilerine itiraz edildiği görülmüştür....

İcra Müdürlüğü'nün 2018/17086 takip sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, işbu ilamsız takibe ilişkin ödeme emrinin davalı borçluya 17.05.2018 tarihinde tebliğ olduğunu, borçlunun 17.05.2018 tarihinde borca ve yetkiye itirazda bulunduğunu ve takibin durdurulduğunu, borçlunun yetki ve borca itirazının yerinde olmadığını, borçlunun yetki itirazının geçerli olabilmesi için icra dairesine sunduğu yetki itirazında yetkili icra dairesini de açıkça belirtilmesi gerektiğini, ancak borçlunun yetki itirazında sadece yetkiye itiraz ettiğini belirttiği ancak yetkili icra dairesini açıkça göstermediğini bu nedenle usulüne uygun bir yetki itirazının söz konusu olmadığını, borçlunun borca itiraz ettiğini ancak bonolarda yer alan imzalarına itiraz etmediğini yani imzalarını ikrar ettiğini, borçlu tarafından imzalara yönelik itirazda bulunulmadığından icra takibinin dayanağı olan bonoların İİK 68/a maddesinde belirtilen imzası ikrar edilmiş belgelerden sayıldığını, bu sebeplerle davanın...

Somut olayda, davacının borca itirazını ispata yarar anılan maddedeki belgelerden sunmadığı, borca itirazın ispatı için mahkemece belge araştırmasına gidilemeyeceği, davacı borçlunun İİK'nın 169/a-1. maddesinde belirtilen belgeleri itiraz dilekçesi ekinde sunması gerektiği anlaşılmakla, borca itirazın reddi kararı da usul ve yasaya uygundur....

Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Dava konusu borç abonelik sözleşmesinden kaynaklanan para alacağına ilişkin olup 7155 sayılı kanun ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan yönetmelik gereğince takibin Merkezi Takip Sistemi üzerinden yapıldığını, ilgili yönetmeliğin 11.maddesinde borca itiraz durumunda 2004 sayılı İİK hükümlerinin uygulanacağı , yetkiye itiraz halinde sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçe- neğinin seçileceği belirtilmiş iken, hem borca hem yetkiye itiraz halinde izlenecek yolun belirtil- mediğini, ayrıca borca ve yetkile birlikte itiraz olunması halinde MTS portalından yetki itirazının kabulüne yönelik bir seçenek veya buton bulunmadığını ,kaldı ki yetki itirazında bilirtilen yerde dava açıldığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 maddesine dayalı olup, telefon aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle MTS üzerinden başlatılan...

    ili ... ilçesi olduğundan ve aynı alacak için mükerrer takip yapıdığından bahisle icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiğini, nafaka alacaklarının tahsili için açılan davaların Türkiye'nin her yerinde açılabileceğinden davalının yetkiye ve borca itirazlarının iptali ile % 40 icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsilini istemiştir.Davalı, mahkeme ilamının icraya konu edilemediği için ilamsız takibe konu edildiğini İİK'nun 50. maddesi uyarınca yerleşim yeri icra dairesi olan ......

      Akdî ilişkinin varlığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık varsa, bu durumda alacaklının kendi yerleşim yeri mahkemesinde açtığı itirazın iptali davası yetki itirazı ile karşılaşabilir. Borçlu, takibe itirazında sadece alacağın varlığını ve bu ilişki nedeniyle takip konusu meblağ kadar alacaklı olduğunu kanıtlamalıdır. Somut olayda; borçlu, borca ve yetkiye itiraz etmiştir. Bu durumda, akdî ilişkinin çekişmesiz olduğu kabul edilemeyeceğinden, TBK'nın 89/1. (eski 73.) maddesi uygulanmaz. Davalının dava tarihindeki ikametgâhı ".../..."dır. Davalı yetki itirazında yetkili mahkemeyi bildirmemiştir. Bu durumda; uyuşmazlığın, ... Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22/11/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        Somut olayda, borçluların öncelikle yetkiye itiraz ettiği, ancak mahkemece borçlulara ödeme emrinin hangi tarihte tebliğ edildiği ve bu tebliğ tarihine göre borca itiraz davasının süresinde açılıp açılmadığının denetlenmeksizin eksik incelemeyle Muş İcra Dairesinin yetkisizliğine dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemece itiraz eden borçluların itirazının süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre yetki itirazı ile itiraz dilekçesindeki diğer hususlar hakkında değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ile verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; davalı takip alacaklısı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1- a.6 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararının kısmen kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        Alacaklının yapmış olduğu takibe karşı borçlu süresinde ve usule uygun olarak itiraz etmiş olmakla İİK'nun 66. maddesi gereğince anılan takip duracağından, icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına ilişkin kararı bildirici nitelikte olup, icra dairesince, “icra takibinin yetki yönünden durdurulmasına, borca itirazın yetkili icra dairesince değerlendirilmesine” karar verilmiş olmasının bir önemi yoktur, takip hem yetki yönünden hem de asıl borç yönünden durmuş olacaktır. İİK'nun 67. maddesi gereğince de takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir....

          UYAP Entegrasyonu