Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyiz Sebepleri 1-İstinaf taleplerine ilişkin ret sebeplerinin açıklanmamasının HMK'nın 359/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğini, 2-Takibe dayanak çekler karşılıksızdır işlemi gördüğünden borcun niteliği değişmiş olup; borcun artık "götürülecek borç" haline dönüştüğünü, bu nedenle alacaklının yerleşim yeri icra müdürlüğünün de yetkili hale geldiğini, 3-İİK'nın 169/a maddesi gereğince borca itiraz isteminin "duruşmalı" olarak incelenmesi gerekmesine karşın taraf teşkili sağlanmadan dosya üzeri karar verilmesinin hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması olduğunu, üzerine bir de müvekkili aleyhinde avukatlık ücretine hükmedildiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senedine özgü takipte yetki, borca itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 6, 7, 10, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 ve 477/2. maddeleri, İİK'nın 50/1 ve 168. maddeleri. 3....

    nın 355. maddesine göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, davacı borçlu tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde yetki itirazı ile birlikte imzaya ve borca itiraz nedeniyle mahkemeye başvurulduğu, yetki itirazının öncelikle çözümlenmesi gereken itiraz olup yetki itirazının kabulüne karar veren icra mahkemesinin bu kararında alacaklı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedemeyeceği, zira icra mahkemesinin esasa ilişkin bir karar vermediği, borca ve imzaya itirazın yetkili icra müdürlüğünde ödeme emri tebliğinden sonra ileri sürülmesi halinde yetkili icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde değerlendirilebileceği, imzaya ve borca itirazın değerlendirilmesi sonucunda yukarda belirtilen koşulları taşıyorsa davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebileceği, icra mahkemesinde takip edilen dava ve duruşmasız işlerde maktu vekalet ücretine hükmedileceği öngörülmüş olup mahkemece takdir edilen vekalet ücreti...

    İlk derece mahkemesi kararında; senedin düzenleme yerinin Mersin ili olması sebebiyle yetki itirazının yerinde olmadığı, ödeme iddiasına ilişkin İİK'nın 169/a maddesindeki belgelerin sunulamadığı, bu iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle yetkiye ve borca itirazın reddine asıl alacağın yüzde yirmisi oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetki itirazının kabulünün gerektiğini, borca itiraz yönünden ise savcılık dosyasının beklenmesi gerektiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte icra dairesinin yetkili olup olmadığı ve takibe konu bononun ödenmiş olup olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. Takibe konu bononun zorunlu unsurları barındırdığı, davanın da süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte yetkiye, imzaya ve borca itiraz niteliğindedir. 6100 sayılı HMK'nın "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü mevcuttur. HMK'nun 19/2. maddesi uyarınca birden fazla yetkili icra dairesi varsa, borçlu yetki itirazında seçtiği icra dairesini bildirmelidir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. HGK'nun 22/09/1976 gün ve 10/1957- 2554 sayılı ve 25/12/1987 tarih ve 1987/506- 1103 sayılı kararlarında da benimsendiği gibi, anılan hükümde, yetki itirazında bulunana, birden fazla yetkili mahkemeyi (icra dairesini) gösterme olanağı yasaklanmamıştır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacılar aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı tarafın yetkiye itiraz ettiği, aynı zamanda davacı gerçek kişilerin bonodaki imzalarının borçlu şirketleri temsilen atıldığı iddiasıyla borca itiraz ettikleri, takibe konu bono fotokopisinin incelenmesinde alacaklı tarafın lehtar borçlu tarafın ise keşideci şirket ve avalist olarak imzalarının bulunduğu, takibe konu bonoda İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığı, HMK 17.md kapsamında yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin avalistleri de bağladığı, İİK 169/a maddesi kapsamında davacı gerçek kişilerin borca itirazla ilgili herhangi bir delil sunmadıkları, takip dayanağı bono üzerinde şirket kaşeleri dışına atılan imzaların davacıları sorumlu kıldığı anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Genel İcra Dairesi'nin 2021/97507 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını,takibe konu bonoda adresinin ... olarak yazılı olduğunu, ayrıca senette ... Mahkemelerinin yetkili kılındığına dair bir kaydın da bulunmadığını, kambiyo senetlerinde yetkili mahkemelerin, borçlunun ikametgahı, tanzim yeri, ödeme yeri ve tarafların tacir olması halinde yetki sözleşmesinde belirtilen yer icra dairesi olduğunu, tarafların tacir sıfatı olmadığından yetki sözleşmesinin geçerli olmasının mümkün olmadığını, takibe konu senetteki imzanın da tarafına ait olmadığını, bonoların sahte olarak oluşturulduğunu ileri sürerek yetkiye,borca ve imzaya ilişkin itirazların kabulü ile takibin iptali ile davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. II....

      İcra Müdürlüğünün 2016/29260 Esas sayılı dosyasıyla borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine ve borcun muaccel olmadığını dile getirerek borca itiraz ettiğini, itirazlarının yerinde olmadığını, takip konusu sözleşmede davalı borçlunun vade tarihlerinde ödemesi gereken tutarların açıkça yazıldığı olduğunu, yetki şartının sözleşmede belirlendiğini, davalı ile davacı arasında aynı sözleşmeden kaynaklanan 2012 yılında yapılan bir icra takibinin mevcut olduğu, ilgili takibe itiraz sonucunda mahkemece takibe itirazın kaldırılmasına dair karar verildiğini, borçlunun sözleşmedeki imzasına itiraz etmeyerek imzasını ikrar ettiğini, takip hukuku yönünden geçerli bir sözleşme belgesi sunamayan borçulunun itirazının kaldırılması ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      , borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini belirterek itirazlarının kabulüne ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....

      Davacı, kambiyo takibinde yetki itirazının yanı sıra takip dayanağı çeklerde borçlu şirket adına atılı imzanın müvekkili şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığını ve çeklerdeki imzanın düzenlendiği tarihteki şirket yetkilisi tarafından atılmadığını ileri sürerek imzaya ve borca itiraz etmiştir. Davalı ise çeklerin üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ileri tarihli olarak düzenlendiğini, düzenleme tarihi itibarıyla yetkili olan şirket yetkilisince imzalandığını savunmuştur. Davacı yetki itirazında bulunmuş ise de, yetkili icra dairesinin Bolu veya Ankara icra dairesi olduğunu beyan ederek seçtiği yetkili icra dairesini bildirmediğinden HMK'nın 19/2. maddesine göre usulüne uygun olmayan yetki itirazının dikkate alınmasına olanak yoktur....

      Davacı bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus takipte, borca itirazlarının yanısıra icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiş, Mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmiştir. Bonoya dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi (HMK. 6. md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde (6102 Sayılı TTK'nın 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yeri olarak tanzim yeri kabul edilir) (HMK. 10. md.) ve ayrıca İİK'nın 50/1. maddesi uyarınca bononun tanzim edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir. Takibe konu senette düzenleme yeri Çorlu olduğundan, Çorlu'da takip yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu durumda Mahkemece, davacının yetki itirazının reddi ile borca itirazları hakkında karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

      UYAP Entegrasyonu