WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Akdî ilişkinin varlığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık varsa, bu durumda alacaklının kendi yerleşim yeri mahkemesinde açtığı itirazın iptali davası yetki itirazı ile karşılaşabilir. Borçlu, takibe itirazında sadece alacağın varlığını ve bu ilişki nedeniyle takip konusu meblağ kadar alacaklı olduğunu kanıtlamalıdır. Somut olayda; borçlu, borca, takibe ve imzaya itiraz etmiştir. Bu durumda, akdî ilişkinin çekişmesiz olduğu kabul edilemeyeceğinden, TBK'nın 89/1. (eski 73.) maddesi uygulanmaz. Davalının ikametgâhı "..." davacının ikametgâhı ise "...." dadır. Davalı yetki itirazında kendi ikametgâhına göre yetkili mahkemenin "..." adresi olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu bildirmiştir. Bu durumda; uyuşmazlığın, süresinde yapılan yetki itirazı üzerine, verilen yetkisizlik kararının da temyiz edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmakla, ... 36. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

    Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda; icra takibinin Gölhisar İcra Müdürlüğünde başlatıldığı, muteriz borçlular vekilinin icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde, borca, takibe, faize ve yetkiye itirazda bulunulduğu, ancak, yetkili icra dairesinin HMK'nun 19/2 maddesi gereğince itiraz dilekçesinde açıkça belirtilmediği görülmekle, icra müdürlüğünce borçluların yetki itirazlarının dikkate alınmaması gerekmektedir. O halde, mahkemece, borçluların itiraz dilekçesinde ileri sürdükleri diğer itirazlarının alacaklı tarafça kaldırılması isteminin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İİK'nun 169/a-1. maddesinde; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi, yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince, mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması (yetki itirazının incelenmesi hariç) gerekir....

        Davacı alacaklı tarafından süresinde ibraz edilmemiş çeke dayalı olarak yapılan ilamsız takipte borçlu davalı tarafından borca ve yetkiye itiraz edilmiş, itiraz üzerine alacaklı tarafından itirazın iptali isteminde bulunulmuş, cevap dilekçesinde davalı borçlu tarafından ... Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu itirazında bulunulmuştur. Yargıtay 19. H.D.nin 28/10/2003 gün ve 2003/8854 E. 2003/10647 K. sayılı emsal içtihatında ''...borçlunun yetki ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da mahkemede itirazın iptali davası açması halinde mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi gerekir...'' şeklinde belirtilmiştir. Antalya ...İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasında, takibe dayanak süresinde ibraz edilmeyen çekte keşide yerinin ... olduğu, muhatap bankanın ...Bank ......

          ın borca ve imzaya itiraz davasının kabulü ile takibin durdurulmasına, birleşen davada borçlu ...'ın borca itiraz davasının reddine karar verildiği, borçlu ... ve alacaklının istinaf yoluna başvurduğu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince Birleşen davadaki borçlu ...’ın istinaf talebinin esastan reddine, alacaklının istinaf talebinin kabulü ile; HMK'nın 353/1-b-2. bendi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, asıl dava yönünden; borçlu ...’ın borca itiraz davasının reddi ile asıl alacağın % 20 oranında tazminat ödenmesine, birleşen dava dosyası yönünden borçlu ...’ın borca itiraz davasının reddine karar verildiği görülmüştür. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502/1. maddesinde "Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir." hükmü düzenlenmiştir....

            Borca itiraz yönünden ise davacı tarafça takibe konu borcun ödendiğinin yazılı bir delil ile ispatlanamadığı, yine faize ve ferilerine yönelik itirazın da faizin yasaya uygun talep edilmiş olması nedeniyle yerinde olmadığı, yine ödeme emri ekinde takibe dayanak bononun tebliğ edilmediği iddiası ile ödeme emrine yönelik şikayette bulunulmuş ise de, ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçası incelendiğinde, tebligat mazbatası üzerinde "bu zarfda örnek 10 ödeme emri ve kıymetli evrak sureti vardır" şerhi mevcut olup buna göre açıkça ödeme emri ile birlikte takibe dayanak senet suretinin de davacılara tebliğ edildiğinin anlaşılması sebebiyle bu şikayetin de yerinde olmadığı, bu sebeple ilk derece mahkemesince davacıların borca ve faize itirazı ile ödeme emrine yönelik şikayetinin ayrı ayrı reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla, davacı borçlu şirket yönünden istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1....

            nın şahsı ile ilgili borca itiraz nedenleri üzerinde durulmayıp yetki itirazı hususunda inceleme yapıldığı ve yetki itirazının süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlu tarafından yapılan itiraz HMK anlamında bir dava olmadığından dava dilekçesine ait şekli unsurları içerir HMK'nun 119. maddesinin itiraz dilekçesi için sıkı bir şekilde uygulanması mümkün olmamakla; itirazın takip dosyası ile birlikte değerlendirilmesi suretiyle sonuca gidilmesi gerekmektedir. Somut olayda, itiraz dilekçesi ile takip dosyası bir bütün olarak degerlendirildiğinde borçlu H.. S..'nın şahsı adına itirazda bulunmadığının kabulü aşırı şekilcilik anlamına gelir ve hak kaybına neden olur. O halde, borçlu H.. S..'nın borca itirazlarının incelenerek işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

              Somut olayda; borçlunun icra müdürlüğüne ibraz ettiği 26/09/2019 tarihli dilekçesinde husumet ve yetkiye itiraz edildiği, husumet itirazı içeriğine göre genel olarak itiraz iradesinin çıkarılabildiği, gerçek maksat ve isteğinin borca itiraz iradesini taşıdığı , bunun geçerli bir itiraz olarak kabul edilmesi gerektiği, kaldı ki borçlu tarafından Kocaeli İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğuna yönelik yetki itirazında bulunulduğu geçerli bir yetki itirazı söz konusu iken yetki itirazı kaldırılmadan takibe devam edilmesinin İİK 66/1 maddesine aykırılık teşkil edeceği dolayısıyla itiraz nedeniyle durdurulmuş takip nedeniyle takibe devam edilerek haciz istenmesine yasal olanak bulunmadığı, tüm bu sebeplerle şikayetin reddine karar vermek sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın Reddine" karar verildiği görülmüştür....

              iken borca, imzaya, faize ve borcun sair tüm ferilerine itiraz hakları saklı kalmak kaydı ile yetki itirazlarının kabulü ile, takibe konu alacak için Küçükçekmece İcra Müdürlükleri’nin yetkili olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir....

              kuruduğu tarihten önce olduğunu, senetteki keşideci imzasının da davacı şirketin yetkilisine ait olmadığını, adi ortaklığın diğer tarafı olan şirketin yetkili temsilcisinin imzası olduğunu bu nedenle davacı şirketin senetten sorumluluğunun bulunmadığını, borca da itiraz ettiklerini işlemin ve işletilecek faiz miktarına itiraz ettiklerini beyan etmiş, takibin iptaline ve %40 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu