WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/11/2021 NUMARASI : 2019/676 ESAS - 2021/2133 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı asil dava dilekçesinde özetle; aleyhine takip başlatıldığını, yetkiye, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, yetkili mahkemenin Gebze mahkemeleri olduğunu, söyleyerek takibin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

Davacının usulsüz ödeme emri şikayet tarihi 10/12/2018 tarihi olup, icra müdürlüğüne itiraz dilekçesini sunduğu tarih 12/11/2018 dir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürme şikayeti, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur. Davacı vekilinin ödeme emrinin usulsüz olduğunu öğrenme tarihi 12/11/2018 tarihi olduğu anlaşıldığından şikayetin 7 günlük süre içerisinde yapılmadığı" gerekçesi ile davacının davasının süre yönünden reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

Borçlu, icra takibinin şekline göre İİK’nun 168. maddesi uyarınca her türlü itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine bildirmeye mecburdur. Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra mahkemesine bildirmelidir. Ancak somut olayda boçluların ödeme emri tebliğ tarihlerine göre yasal süre içerisinde işlemiş faiz miktarına ya da işleyecek faiz oranına bir itirazı olmadığı görülmektedir. Bu nedenle mahkemece, şikayet dilekçesinde talep olmadığı halde takipte kesinleşen işlemiş faiz oranı ve miktarına yönelik bilirkişi raporu aldırılması yerinde değildir....

    Somut olayda genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlu kendisine gönderilen örnek 7 ödeme emrine karşı icra dairesine verdiği 22.09.2014 tarihli dilekçede kendisine gönderilen ödeme emri ile dosya içerisinde bulunan ödeme emrinin farklı olması nedeniyle ödeme emrinin iptalini talep etmiştir. Ödeme emrinin iptali şikayet yolu ile icra mahkemesinden talep edilebilir. İcra müdürlüğüne yapılan bu başvuru hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı gibi borca itiraz olarak da yorumlanamaz. Borçlunun ödeme emrine karşı yaptığı geçerli bir itiraz olmadığı halde icra müdürünün 22.09.2014 tarihli takibin durdurulması kararı isabetsiz olup alacaklının bu husustaki şikayetinin kabulü ile anılan icra kararının iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İcra Müdürlüğü’nce kendisine gönderilmiş bir ödeme emri bulunmadığını, yine yetkili İcra Müdürlüğünün verdiği takibin durdurulmasına yönelik bir karar olmadan eldeki davanın açılmasının doğru bulunmadığını, davacı ile arasında kira ilişkisi olmadığını, davacının ancak payı oranında ecrimisil talep edebileceğini, taşınmaza yaptığı faydalı masrafların dikkate alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, borçlu davalının yetkili icra müdürlüğünün gönderdiği ödeme emrine bir itirazı olmadığı, yetkisiz icra dairesinin gönderdiği ödeme emrine itirazın da yeni ödeme emrine itiraz olarak kabul edilemeyeceği, alacaklının itirazın iptali ve takibin devamını istemekte hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi...........................’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi....

        Somut olayda, davacı vekilinin usulsüz tebligata ilişkin şikayet dilekçesinin incelenmesinde, ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayet sebeplerine yer verildiği, 103 davetiyesine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin bulunmadığı, icra dosyasının yapılan incelemesinde, şikayetçiye 13.11.2019 tarihinde 103 davetiyesinin T.K.'...

        İcra Müdürlüğü'nün 2017/3886 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 17.07.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 24.07.2019 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak yetkiye, borca, faize ve ferilerine itirazda bulunduğu, aynı zamanda 24.07.2019 tarihinde icra mahkemesine başvurarak icra müdürlüğüne yaptığı itirazlarla birlikte takip dayanağı belgelerin ödeme emrine eklenmediği ve kendisini vekil ile temsil ettirmesine rağmen ödeme emrinin vekiline tebliğ edilmediği şikayetinde bulunduğu, Uyap ortamından yapılan incelemede davalı/alacaklı vekilinin 21.07.2020 tarihinde borçlunun yetki itirazını kabul ederek takip dosyasının İstanbul Anadolu icra müdürlüğüne gönderilmesi talebinde bulunduğu, icra müdürlüğünce 14.08.2020 tarihinde takip dosyasının İstanbul Anadolu icra müdürlüğüne gönderilmesi müzekkeresi düzenlendiği, yetkili icra müdürlüğü tarafından borçluya yeniden ödeme emri tebliği üzerine borçlunun süresi içerisinde...

        Maddesinde söz konusu kanun maddesinde ödeme emrine itiraz hususunun düzenlendiğini, borçlunun ödeme emrine itiraz edebilmesinin mümkün olmadığını, takip yıllar önce kesinleştiğini, davacı borçlunun dava dilekçesi incelendiğinde davanın bir menfi tespit davası mahiyetinde olduğu görüleceğini, ancak menfi tespit davasının icra hukuk mahkemesinin olmadığını, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, icra takibinin ilk alacaklısı HSBC bankası olduğunu, davalı bankanın o dönem borçlu açısından hesapladığı borç miktarı 2.904,02- TL tutarında bulunduğunu, ancak geçen zaman içerisinde borçlunun borcuna faiz ve dosya masrafları eklendiğini, davanın ödeme emrine itiraz süresi kaçılmış olmasından reddine karar verilmesini, aksi kanaat oluşursa mahkemenin ödeme emrine itiraz mercii olmaması sebebiyle görevsizliğine karar verilmesini talep etmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Artvin İcra Müdürlüğünün 2017/1007 esas sayılı ilamsız takipte ödeme emrine karşı davacı borçlunun süresi içerisinde 14/08/2017 tarihinde derdestlik itirazı ve zamanaşımı defiinde bulunduğu, Artvin İcra Dairesi Müdürlüğünün 2017/1007 esas sayılı dosyasının 14/08/2017 tarihli tensip zaptında ''Müdürlüğümüzün sadece borca ve yetkiye itirazı değerlendirme yetkisinin bulunduğu, Müdürlüğümüzün derdestlik ve zamanaşımı itirazını değerlendirme yetkisinin bulunmaması sebebiyle talebin reddine'' karar verildiği görülmüş, davacı şikayet dilekçesi şikayet konusu icra müdürlüğünün kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

        İtirazın iptali davası açılabilmesi için ödeme emrinin tebliği üzerine borca itiraz edilmesidir.Yetki itirazı ve alacaklı vekilinin talebi üzerine dosyanın geldiği İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü'nce davalı borçluya davadan önce ödeme emri çıkarılması talebinin red edildiği anlaşılmakta ise de ,yetkisiz icra dairesinde tebliğ edilen ödeme emrine borca itirazda bulunmanın bir hükmü bulunmamaktadır.Yetkili icra dairesinde ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine borca itiraz edilmesi gerekir. Davanın açıldığı aşamada iptaline karar verilecek bir itirazın da mevcut olmadığı anlaşılmaktadır.Borçlunun ,borca itiraz edip etmeyeceği belli olmayan bir evrede itirazın iptali davası açılması halinde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir.Zira ,borçlunun borca itiraz etmemesi de ihtimal olarak mevcuttur. Ancak geçerli bir itirazın varlığı halinde itirazın iptali istenebilir. Bu dava şartı sonradan tamamlanabilecek bir dava şartı değildir....

          UYAP Entegrasyonu