İİK'nun 170/a-2 maddesine göre; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Aynı Kanunun 18/3. maddesinde ise; “Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir” hükmü yer almaktadır. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, borçlunun, takip alacaklısının yetkili hamil olmadığına yönelik şikayeti yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemez....
Takip konusu senedin yasal unsurları içerdiği ve kambiyo vasfına haiz olduğu borçlunun, bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu yönündeki iddiası İİK'nun 169/a-1. maddesinde belirtilen nitelikte yazılı bir belge ile ispatlayamadığından davanın reddine ilişkin mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davacı İİK'nun 169- a/1. maddesinde belirtilen belgelerden biriyle borçlu olmadığını ispat edemediği gibi takip dayanağı bonoların kambiyo senedi niteliğinde olduğu da anlaşılmış olup, kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğu, senet harici ilişkiler bakımından dar yetkili icra mahkemesince değerlendirme yapılamayacağından davacının senet vasfına yönelik şikayeti yerinde bulunmamıştır. Davacının ayrıca faize yönelik itirazı açısından yapılan değerlendirmede, Trabzon Bölge Adliye mahkemesi 4. HD'nin 2021/1919 K. sayılı bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi görevlendirmesi yapılarak takip talebinde istenen avans faizinin miktarı tespit ettirilmiştir....
Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; takip dayanağı belgenin davalının eli ürünü olduğunu, imzanın davacıya ait olmayıp, davalıya da borcunun bulunmadığını, dosyaya ibraz edilen bir başka bilirkişi raporunda ve uzman görüşünde imzanın davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiğini ve bu çelişkinin de giderilmediğini, Polis Kriminal, Jandarma Kriminal veya ATK'dan rapor aldırılmasının gerektiğini, dosyada alınmış olan raporun kendi içerisinde çelişkiler barındırdığını, hükme esas alınmaya elverişli ve yeterli olmadığını, ceza ve menfi tespit davalarının bekletici mesele yapılmamasının adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğuracağını, takip dayanağı belgenin kambiyo vasfına haiz olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca, Uyuşmazlık bu hali ile, bonoya dayalı kambiyo takibinde, kambiyo vasfına yönelik şikayete, imzaya ve borca itiraza ilişkindir....
İcra Dairesinin 2021/1588 esas sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine kambiyo yolu ile icra takibi başlatıldığını ve müvekkilinin iş bu takipten 26/02/2021 tarihinde haberdar olduğunu, ancak söz konusu takipte Adana İcra Dairelerinin yetkisiz olduğunu, ödeme emrinde de belirtildiği üzere Nevşehir İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, tacir olmayanlar arasındaki yetki sözleşmesinin geçersiz olduğunu, takibe dayanak evrakın kambiyo vasfına haiz olmadığını, vade tarihinde "Sıfır bir sıfır bir" yazdığını, geçersiz vade tarihi nedeniyle bono vasfında olmadığını, aynı zamanda senet üzerinde bulunan imzanın da müvekkili eli ürünü olmadığını, gerekli bilirkişi incelemesi yapıldığında bu hususun ortaya çıkacağını, çıplak gözle dahi bakıldığında vekaletnamedeki imza ile bonodaki imzaların farklı olduğunun görüleceğini, Nevşehir İcra Hukuk Mahkemesi'ne talimat yazıldığında ıslak imza örneklerinin mahkemeye gönderileceğini belirterek takibin durdurulmasına ve iptaline, yetki itirazlarının kabulüne, davalının...
Somut olayda, çeke dayalı kambiyo takibinde, çekteki banka ibraz şerhinde tarih yoksa da, keşide tarihinin 24/08/2020 ve takip tarihinin 03/09/2020 olduğu, dolayısı ile çekin bankaya ibraz edildiği ve 1 aylık ibraz süresi içerisinde takip başlatıldığı, bu nedenle ibrazın süresinde olduğunun kabulü gerekeceği, takibe dayanak çek kambiyo vasfında olduğundan, ilk derece mahkemesince borçlunun ödeme emrinin iptali şikayeti ile yetki ve borca itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borca itiraz, senedin kambiyo vasfına ve ödeme emrine dayanak belge eklenmediğine yönelik şikayettir. İİK'nun 168/5. maddesi hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre geçirildikten sonra yapılan şikayet geçersiz olup hak düşürücü süre niteliğindeki bu süre mahkemece re'sen gözetilmelidir. Ödeme emri ekine takip dayanağı belgenin eklenmediği ile ilgili şikayetin ise 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerektiği sabittir....
İİK' nun 170/a-2. maddesine göre; ''İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı husularını re' sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.'' 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Somut olayda, takibe konu bonoda Sivas İcra Dairelerinin yetkili olduğunun yazılması yetki sözleşmesi niteliğinde olup, bononun taraflarının tacir olduğunu gösterir bir ibare bulunmadığı gibi, borçlu tarafından keşideci ve lehdarın tacir olduğuna ilişkin bir belge de sunulmadığı görülmektedir....
. ########## Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçluların şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptıkları başvuruda, takip dayanağı bononun keşideci ve lehtarının aynı kişi olduğunu, kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını belirterek takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece, bononun lehtarı ve keşidecisinin farkli kişiler olduğunu gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 778.maddesi 673. maddesine atıf yapmadığından, bir kimse poliçelerde olduğu gibi kendi emrine bono tanzim edemez, diğer bir anlatımla...
İcra Müdürlüğünün 2020/7583 Esas sayılı takip dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, davacı - borçlunun vekili aracılığıyla yetki itirazında bulunduğu, Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/658- 2021/3 E.K.sayılı 26/01/2021 kesinleşme tarihli ilamı ile yetki itirazının kabulüne, İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunun tespitine dair karar verildiği, ilamın icra takip dosyasına ibrazı üzerine icra dairesince dosyanın gönderildiği ve İstanbul Anadolu 6. İcra Dairesi'nin 2021/2212 Esas nosunu aldığı, davacı asile çıkartılan ödeme emri tebligatının 19/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davacı - borçlunun ilk başlatılan takibe yönelik olarak vekili aracılığıyla yetki itirazında bulunmuş olması nedeniyle TK'nun 11 ve Avukatlık Kanununun 41.maddesi uyarınca ödeme emri tebligatının vekile yapılmasının zorunlu olduğu sabittir....