Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıya araç çekme hizmeti verdiğini, toplam 1.376.00 YTL alacağın tahsili için yapılan takibin davalının borca ve yetkiye itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin merkezinin ... İli ... İlçesinde bulunduğunu bu nedenle ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuş, aracının garanti süresi içerisinde onarılması nedeniyle davacının çekici ücreti talep edemeyeceğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalının icra takibine itirazında yetki itirazı ile birlikte takip konusu borca ve fer’ilerine açıkça itiraz ettiği, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığına ilişkin beyanda bulunmadığı, BK.nun 73 ve HUMK. 10.maddesinin olayda uygulama yerinin bulunmadığı, yetkili İcra Müdürlüğünün ......

    Davalı cevap dilekçesinde özetle; hem takibe konu kambiyo senedinde hem de ilişkili sözleşmede yetkinin Edremit İcra dairesinde olduğu açıkça belli iken yetki itirazının reddine, borca itiraz için geçerli bir sebep olmadığından, geçersiz ve imzasız bir sözleşmeye dayanan borca itiraz talebinin reddine, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, Davacının İcra Müdürlüğüne yönelik yetki itirazının reddine, borca itirazının reddine dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacılar vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....

    İtirazın iptali davası açılabilmesi için ödeme emrinin tebliği üzerine borca itiraz edilmesidir.Yetki itirazı ve alacaklı vekilinin talebi üzerine dosyanın geldiği İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü'nce davalı borçluya davadan önce ödeme emri çıkarılması talebinin red edildiği anlaşılmakta ise de ,yetkisiz icra dairesinde tebliğ edilen ödeme emrine borca itirazda bulunmanın bir hükmü bulunmamaktadır.Yetkili icra dairesinde ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine borca itiraz edilmesi gerekir. Davanın açıldığı aşamada iptaline karar verilecek bir itirazın da mevcut olmadığı anlaşılmaktadır.Borçlunun ,borca itiraz edip etmeyeceği belli olmayan bir evrede itirazın iptali davası açılması halinde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir.Zira ,borçlunun borca itiraz etmemesi de ihtimal olarak mevcuttur. Ancak geçerli bir itirazın varlığı halinde itirazın iptali istenebilir. Bu dava şartı sonradan tamamlanabilecek bir dava şartı değildir....

      Borçlu vekili sözleşmeye itiraz etmemiş, borca karşı çıkmıştır. İİK. 63. maddesine göre itiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Sözleşmeye, imzasına, şartlarına cevap dilekçesi ile yapılan itiraz bu nedenle dikkate alınmamıştır. Borcun olmadığına dair bir belge de ibraz edilmediğinden" şeklindeki gerekçe ile "Davanın kabulü ile yetkiye ve borca itirazın kaldırılmasına, Asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," karar verilmiştir. Davalı borçlu vekili istinaf başvurusunda; yetki ve göreve ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, davanın esasına ilişkin itirazlarının incelenmediğini, İİK. 68. maddesine dayalı bir belge sunulmadığını, mahkemenin hiçbir delil toplamadan karar verdiğini, sözleşmeye ve imzaya itirazının incelenmediğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Ankara 18....

      İcra Müdürlüğü'nün 2013/17050 sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatmış, davalının yetkiye ve borca itiraz etmesi üzerine takip durmuş ve davacı işbu itirazın iptali davasını açmıştır. Kolluk görevlilerince tutulan 11.12.2008 tarihli kaza tespit tutanağına göre trafik kazası ... merkezde meydana gelmiştir. Davalı sigortalının yerleşim yeri adresi Kağıthane/İstanbul'dur. Davalı yetki ve borca itiraz etmiş, itirazın iptali davasına verdiği cevap dilekçesinde de borca itirazını ve yetki itirazını yineleyerek davacı ve davalının yerleşim yerleri olan İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür. Yetkili mahkemenin, takip tarihi ve dava tarihine göre belirlenmesi gerekir. Davalının yerleşim yeri ve zarar görenin yerleşim yeri ile ilgili yetki kuralları kesin yetki kurallarından değildir. Bu durumda mahkemece, takip tarihi ve dava tarihi itibariyle .......

        Sayfa -2- KARŞI OY YAZISI Davalı borçlu, icra dairesinin yetkilisi ve borca itiraz ettikten sonra açılan itirazın iptali davasına bakan mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş, ancak sayın çoğunluk mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisini incelemesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Bu durumda mahkeme önündeki uyuşmazlığın yargılama yetkisinin kendisinde mevcut olup olmadığı araştırılmalıdır. Kendisini yetkili görmesi halinde yetki itirazı reddederek icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemeye bağlamalıdır. Mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi isabetli olduğundan kararın onanması gerektiği görüşündeyim. Bu nedenle sayın çoğunluğun bozmaya ilişkin görüşüne iştirak edemiyorum....

          İlk derece mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; "davalı alacaklı tarafından borçlu hakkında cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacak nedeniyle ilamsız takip başlatılmış, borçlu itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında açıkça borca itirazını belirtmemiştir. Akdi ilişkiyi kabul ettiği yada reddettiği yönünde beyanda bulunmamış olup, takibe ve ödeme emrine ilişkin itirazlarını saklı tutmuştur. Bu hali ile borçlunun akdi ilişkiyi kabul ettiği sonucuna varılması mümkün olmadığından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin uygulanması imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda, HMK'nun 6. maddesi uyarınca takibin borçlunun yerleşim yerinde yapılması gerekmekte olup, borçlunun yerleşim yeri ve ödeme emri tebliğinin yapıldığı yerin Akyurt olması nedeniyle, yetki itirazının yerinde olduğu" gerekçesi ile, davacının açtığı davanın reddine karar verilmiştir....

          Davalının gerek icra dosyasındaki, gerek cevap dilekçesindeki borca itirazı, açıkça takip talebinde istenen miktara ilişkin bir itiraz olup, istenen miktarda borcun olmadığına dair bir borca itirazdır. Bu itirazdan, davacı alacaklı ile aralarında akdi bir ilişki olmadığı, kumaş alım satımı yapılmadığına dair itiraz olduğu değil, talep edilen alacağın fazla talep edildiğine dair itiraz olduğu anlaşılmaktadır. Özel Dairenin bozma ilamında da , “icra takibine yapılan itirazda akdi ilişkinin inkâr edildiğine dair açık bir beyan bulunmamaktadır” denerek icra takibinde borca itirazın akdi ilişkiye ilişkin olmadığı kabul edilmiş, ancak akdi ilişkinin ispatı aranarak hadise şeklinde delillerin de incelenmesi gerektiği ve sonucuna göre, ispatı hâlinde TBK 89/1 ve HMK 10. maddesi uyarınca Bursa İcra Daireleri yetkili bulunarak esasa girilebileceği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir....

            İcra Müdürlüğü'nün 2018/7050 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiği, davalı/borçlu Belediye Başkanlığı tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin 10/01/2019 tarihinde alacaklı ya tebliğ edildiği, davacı/alacaklı vekili tarafından 11/11/2019 tarihinde yetki itirazı kabul edilerek dosyanın yetkili Çameli İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesini talep ettiği, takip dosyasının davacı/alacaklı vekilinin talebi üzerine Çameli İcra Müdürlüğüne gönderildiği, yetkili icra müdürlüğü tarafından borçluya ödeme emri çıkarıldığı, davalı/borçlu vekili tarafından borca itirazda bulunulduğu anlaşılmaktadır....

            Esas sırasına kaydedildiği, davalı borçlu tarafından ödeme emrine karşı borca itirazı ile birlikte takibin yetkisiz olan Bakırköy İcra Müdürlüğünde başlatıldığından ve müvekkilinin adresinin Ankara olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu anlaşılmakla Bursa .... İcra Müdürlüğünün ......

              UYAP Entegrasyonu