Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İtirazın iptali davaları, yapılan takibe itiraz üzerine duran takibin devam etmesini sağlamak amacıyla açılan davalardır. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK'nın) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) hükümlerine göre yapılmaktadır. İİK’nın 50. maddesi; “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur....

    Mahkemece davalı tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yerinin ... olduğundan yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine kararın kesinleşmesi halinde dosyanın ...Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava 5510 sayılı yasa gereği davacı şirket tarafından verilen hizmetin karşılığı olarak davalı kurum tarafından haksız kesilen prim destek tutarlarının iadesi istemiyle yapılan icra takibine vaki yetki ve borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Yetkili bir icra dairesinde, geçerli bir icra takibinin yapılması itirazın iptali davasının yasal koşullarındandır....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket adına Pekdaş Tarım T3 ve Tic aleyhine Akşehir İcra Dairesinin 2019/4944 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, şirkte adına yetkilileri tarafından verilmiş dosyada herhangi bir itiraz evrağı bulunmadığını fakat şirkete hitaben yetkili belgesi olmaksızın Yalvaç İcra Müdürlüğüne verdiği bir dilekçe ile Emine Pekdaş'ın borca itiraz ettiğinin gözüktüğünü, icra takiplerinde itiraza yetkili kişilerin asıl borçlular olduğunu, borçlunun tüzel bir kişi olması halinde bu kişi adına ancak şirket yetkilileri yetki belgelerini sunarak borca ve ferilerine itiraz edebileceğini, bu durumun aksine yetki belgesi olmaksızın veya taraf sıfatı olmayan herhangi bir üçüncü kişinin itirazı kanun tarafından tanınmış geçerli bir itiraz olarak kabul edilemeyeceğini, dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde dosyadaki itiraz eden Emine Pekdaş isimli kişinin borçlu şirketin temsilcisi olduğunu gösteren hiçbir varakanın...

      İcra Müdürlüğü’nün 2004/17.843 sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçilmiş, davalı vekilinin yetki ve borca itirazı sonucu, davalının yetki itirazı davacı tarafça kabul edilip, aynı alacak için bu sefer dava konusu Gebze 2. İcra Müdürlüğü’nün 2005/541 sayılı dosyası ile yeniden ödeme emri çıkartılmış, davalının borca itirazı nedeni ile de bu dava açılmıştır. Başka bir anlatımla davanın konusunu Gebze 2. İcra Müdürlüğü'nün 2005/541 sayılı takip dosyası oluşturmaktadır. Buna rağmen mahkemece İstanbul 3. İcra Müdürlüğü’nün 2004/17.843 sayılı dosyası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İcra Müdürlüğü'nün 2017/12468 Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, borçlunun yetkiye itirazı ile birlikte ihtirazi kayıtla 43.200 TL ödemede bulunduğu ve ihtirazi kayıtla yatırılan miktar dışında dosyanın kalan tüm borcuna itiraz ettiği, alacaklının talebiyle dosyanın ... İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği, yetkili ... 14. İcra Müdürlüğü’nün 2017/8216 Esas sayılı dosyasından çıkarılan örnek 7 ödeme emrinin 14.08.2017 günü tebliğ edildiği, borçlunun süresinde bu kez tüm borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin 08.08.2017 tarihinde yetkisiz icra müdürlüğüne yatırılan 43.200 TL’nin ödenmesini talep ettiği, icra müdürlüğünün talebi reddettiği görülmektedir. Bu durumda; alacaklı tarafça başlatılan ilamsız takipte borçlu yetki itirazında bulunmuş olup dosya yetkili icra dairesine gönderilmiş olmakla, yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emri borçluya yeniden itiraz hakkı verir....

          yetki itirazı hükümden düşürülmediği halde icra dosyasının Bakırköy İcra Müdürlüğüne gönderilmesini istemiş ve orada yeniden ödeme emri çıkartılmasını sağladığını, icra müdürlüğünce icradaki yetki itirazı hükümden düşürülmediği halde, usulsüz olarak itiraz üzerine durmuş bir dosyadan işlem yapılması ve dosyanın Kahramanmaraş İcra Dairesi'ne gönderilmesi usulsüz olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....

          Somut olayda, borçlu, takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında, açıkça borca itirazını belirtmemiş, akdi ilişkiyi kabul ettiği yada reddettiği yönünde beyanda bulunmamış olup, bu hali ile borçlunun akdi ilişkiyi kabul ettiği sonucuna varılması mümkün olmadığından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin uygulanması imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda, HMK'nun 6. maddesi uyarınca borçlunun yerleşim yerinde takibin yapılması gerekip, borçlunun yerleşim yeri Kırklareli olduğuna göre Ankara İcra Müdürlüğü yetkisizdir." şeklinde verilen Yargıtay kararı doğrultusunda, davalının icra dosyasına yapmış olduğu yetki itirazı ile beraber davacının yetkisizlik kararının kaldırılması yönündeki talebinin reddine, yetkisizlik kararının kaldırılmağı için borca ve ferilerine yönelik itirazların incelenmediğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          nun 169/a-1. maddesinde "İcra mahkemesi hâkimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hâkimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir" hükmüne yer verilmiştir. Borçlunun iddiaları borca itiraz niteliğinde olduğundan, yukarıda açıklanan yasa hükmünde de belirtildiği üzere, İİK.'nun 169/a maddesi uyarınca duruşma açılıp, taraflara diyecekleri, varsa delilleri sorularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde yapılan inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....

            - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıya araç çekme hizmeti verdiğini, toplam 1.376.00 YTL alacağın tahsili için yapılan takibin davalının borca ve yetkiye itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin merkezinin ... İli ... İlçesinde bulunduğunu bu nedenle ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuş, aracının garanti süresi içerisinde onarılması nedeniyle davacının çekici ücreti talep edemeyeceğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalının icra takibine itirazında yetki itirazı ile birlikte takip konusu borca ve fer’ilerine açıkça itiraz ettiği, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığına ilişkin beyanda bulunmadığı, BK.nun 73 ve HUMK. 10.maddesinin olayda uygulama yerinin bulunmadığı, yetkili İcra Müdürlüğünün ......

              İtirazın iptali davası açılabilmesi için ödeme emrinin tebliği üzerine borca itiraz edilmesidir.Yetki itirazı ve alacaklı vekilinin talebi üzerine dosyanın geldiği İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü'nce davalı borçluya davadan önce ödeme emri çıkarılması talebinin red edildiği anlaşılmakta ise de ,yetkisiz icra dairesinde tebliğ edilen ödeme emrine borca itirazda bulunmanın bir hükmü bulunmamaktadır.Yetkili icra dairesinde ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine borca itiraz edilmesi gerekir. Davanın açıldığı aşamada iptaline karar verilecek bir itirazın da mevcut olmadığı anlaşılmaktadır.Borçlunun ,borca itiraz edip etmeyeceği belli olmayan bir evrede itirazın iptali davası açılması halinde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir.Zira ,borçlunun borca itiraz etmemesi de ihtimal olarak mevcuttur. Ancak geçerli bir itirazın varlığı halinde itirazın iptali istenebilir. Bu dava şartı sonradan tamamlanabilecek bir dava şartı değildir....

                UYAP Entegrasyonu