Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-Alacaklının asıl dava yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE, 2-Alacaklının birleşen dava yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Asıl dava ve birleşen davada borçluların başvurusu, ödeme emri tebligatlarının usulsüzlüğüne ilişkin şikayet ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde borca itiraz, zaman aşımı itirazı, takibe konu senedin...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Borçlunun, itirazında, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiğini, Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/742 esas 2015/732 karar sayılı ilamında itirazın iptaline ve takibin devamına dair hüküm kurulmadığı, icra müdürünün kanuna aykırı olan kararından dönebileceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklısı bulundukları Gümüşhane İcra Dairesinin 2019/291 Esas sayılı dosyasında borçlunun borca ve yetkiye itiraz ettiğini, dosyada düzenlenen 10/04/2019 tarihli tensip tutanağında takibin öncelikle yetki yönünden durdurulmasına karar verildiğini, davalının itiraz dilekçesinde sadece yetki itirazında bulunduğunu ve hangi icra dairesinin yetkili olduğunu belirtmediğini, bu nedenle itirazın geçersiz olduğunu ve Gümüşhane İcra Dairesinin yetkili hale geldiğini beyan ederek 2019/291 esas sayılı dosyasında 10/04/2019 tarihli kararının kaldırılarak icra takibinin devamına karar verilmesini talep etmiştir....
Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlunun süresi içerisinde icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itirazı ile takip durduğundan borçlunun yetki itirazının mahkeme tarafından kaldırılması veya yetki itirazının alacaklı tarafından kabul edilerek dosyanın yetki itirazında belirtilen icra müdürlüğüne gönderilerek takibe devam edilmesi dışında duran takibe devam edilmesi yasaya uygun olmadığından icra müdürlüğü tarafından ve şikayet üzerine ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İİK'nın şikayet üzerine yapılacak yargılama usulünü belirleyen 18/son maddesinde, icra mahkemesinin aksine hüküm bulunmayan hallerde, duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir edeceği, duruşma yapılmasının uygun görülmesi halinde ilgilileri en yakın zamanda duruşmaya çağıracağı ve gelmeseler bile gereken kararı vereceği düzenlenmektedir. İİK'nın 169/a-1. maddesinin son cümlesine göre ise; icra mahkemesi hakimi, yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. Bu nedenle borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemez. Hal böyle olunca mahkemece, borçluların yetki itirazı ve şikayetlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu talepler hakkında da davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğünün 2009 /12995 sayılı dosyasında yapılmış, borçlu süresinde borca itiraz etmiş, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmemiştir. Davalı, 15.06.2009 gününde yapılan dava dilekçesi tebliğinden sonra 19.06.2009 tarihinde süresinde yetki itirazında bulunmuştur. İtirazın iptali davasında yetkili mahkeme davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemedir.(HUMKm..9) Akdi ilişkinin çekişmesiz olduğu durumlarda BK.'nun 73/b-1 hükmüne göre alacaklının ikametgahı mahkemesinde de itirazın iptali davası açılabilir. Akdi ilişkinin varlığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık varsa, bu durumda alacaklının kendi ikametgahı mahkemesinde açtığı itirazın iptali davası yetki itirazı ile karşılaşabilir. Borçlu takibe itirazında sadece borcum yoktur şeklinde itiraz etmişse alacaklı akdi ilişkinin varlığını ve bu ilişki nedeniyle takip konusu meblağ kadar alacaklı olduğunu kanıtlamalıdır. Somut olayda borçlu, borca, takibe ve imzaya itiraz etmiştir....
Uyuşmazlık; genel haciz yolu ile ilamsız takipte ödeme emri tebligat usulsüzlüğü ile icra müdürlüğü işlemine karşı şikayet niteliğindedir. Takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin 02/04/2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, borçlunun dosya borcuna 14/04/2009 tarihinde itiraz ettiği, borca itiraz süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün olduğundan Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 14/04/2009 tarihli kararı ile itiraz süresinde olmadığından takibin devamına karar verildiği, borçlu davacı yeniden 2. kez 14/11/2022 tarihinde iş bu borca itiraz ederek itiraz dilekçesi sunduğu ve icra müdürlüğünce de 14/11/2022 tarihinde süresinde olmadığından bahisle itirazı reddedilerek takibin devamına karar verilmiştir....
İmza itirazı mahiyeti itibariyle borca itirazdır. İİK'nın 169/a maddesi gereğince borca itiraz üzerine icra hakimi mutlaka duruşma açmak ve itirazı duruşmalı incelemek zorunda olup, imza itirazı icra mahkemesinde HMK'nın 150. maddesi kapsamında taraflarca takibi zorunlu dava türlerindendir. 6100 sayılı HMK'nun 150/1. maddesinde; "Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. " ayrıca "Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez." hükmü, aynı Kanun’un 320/4. maddesinde ise; "Basit yargılama usulüne tâbi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır" hükmü yer almaktadır. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanmalıdır....
Zira, ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, alacaklı İİK'nın 50/2. maddesi uyarınca, bu itirazın kaldırılmasını ancak, İcra Hukuk Mahkemesi'nden isteyebilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun'un 67/1.maddesi uyarınca icra hukuk mahkemesine başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, İcra Hukuk Mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır. Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir....
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava ....İcra Müdürlüğünün .... sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır. Borca itiraz nedeniyle davacı taraf eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf cevap dilekçelerinde mahkememizin yetkisine de itiraz etmiştir. Yetki itirazı ilk itirazlardan olduğundan ön inceleme duruşmasında herşeyden önce ilk itirazlar karara bağlanarak yargılamaya devam edilmesi gerekeceğinden davalı tarafın yetki itirazı üzerinde durulmuştur. HMK 17. Maddesinde; " Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır." denilmektedir. Taraflar arasında yetki sözleşmesi yaparak yetkili mahkemeyi belirlemişlerdir....