Esas sırasına kaydedildiği, davalı borçlu tarafından ödeme emrine karşı borca itirazı ile birlikte takibin yetkisiz olan Bakırköy İcra Müdürlüğünde başlatıldığından ve müvekkilinin adresinin Ankara olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu anlaşılmakla Bursa .... İcra Müdürlüğünün ......
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda, davalı borçlunun ödeme emrine verdiği itiraz dilekçesinde yetki ve borça itiraz ettiği, takibin faturaya dayalı olarak yapıldığı ayrıca yazılı bir sözleşme sunulmadığı, fatura düzenlenmesinin akdi ilişkinin ve alacağın varlığını katınlanmaya yeterli olmadığı, bu nedenle TBK'nın 89/1. maddesinin davada uygulama imkanınn bulunmadığı, genel yetki kurallarına göre İİK'nın 50 ve HMK'nın 6. maddesi uyarınca yetki, icra dairesinin davalı şirketin ikametgahı olan İstanbul İcra Dairelerinin olduğu, yetkili icra dairesinde takip yapılmasına itiraz iptali davaların koşullarından olduğu, bu nedenle yetkili icra dairesinde takip yapılmaması nedeniyle dava şartı noksanlığına dayalı davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili, icra dairesi ve mahkemenin yetkisine itiraz ederek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, taahhütname uyarınca yetkili kılınan ... veya davalının ikametgahının bulunduğu ... İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu ve yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip bulunmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Borçlu yetki itirazını kendisine tebliğ edilen ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine bildirir. Bu itirazında yetkili icra dairesini de doğru olarak göstermek zorundadır....
-K A R A R- Davacılar vekili, davalı aleyhine alacağın tahsili için iflas yoluyla adi takip yaptıklarını, ödeme emrine mesnetsiz ve kötüniyetle itiraz eden davalı şirketin hileli davranışlar içerisine girerek borcunu ödemediğini ileri sürerek, İİK'nın 177/.... maddesince davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın husumetten reddini, ... ... Müdürlüğü'nün yetkili olduğu halde yetkisiz ... müdürlüğünde takip yapıldığından yetki itirazları bulunduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, ilam olmaksızın ve adi takibe dayalı olarak İİK'nın 177/.... maddesince iflas istenemeyeceğini, müvekkilinin mal kaçırma gibi hileli davranışlara girmediğinden İİK'nın 177/.... maddesince de iflasının istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, davalı şirketin depo emrine uyması nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 01.02.2011 tarihli kararın temyizi üzerine, Dairemizin 27.09.2011 tarih, 2011/390 Esas ve 2011/641 Karar sayılı ilamıyla davalı tarafın yetki itirazı hakkında karar verilmeden işin esasına girilmesinin doğru olmadığı gibi, faiz istemi olmadığı halde depo emrinde faize yer verilmesininde hatalı olduğu gerekçeleriyle bozulmuştur. Mahkemece uyulan bozma ilamı, dosya kapsamı, benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davalının sicil kaydına göre muamele merkezinin mahkemenin yetki alanında kaldığından yetki itirazının reddine, yatan depo tutarından 45.220,13 USD karşılığı 64.501,99 TL'nin davacılara ödenerek artan miktarın davalıya iadesine, bu nedenle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, Dairemizin 05.03.2013 tarih ve 2012/136 Esas, 2013/1277 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır....
Davalı borçlu İzmir İcra Dairesi’nce çıkarılan ödeme emrine karşı itiraz dilekçesinde takip konusu cari hesap alacağı olduğu yetkili icra dairesinin davalı şirketin merkezinin bulunduğu yer icra daireleri olması gerektiğini bildirerek yetki itirazında bulunmuştur. Bu itirazın dışında başka itiraz ileri sürmemiştir. Davacının satım sözleşmesi iddiasının aksi davalı tarafça ileri sürülmemiş olması karşısında B.K.nun 73/1.maddesine uygun olarak takibin yetkili İcra Müdürlüğünde yapıldığı ve davanın da yetkili mahkemede açılmış olduğunun kabulü ile işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu nedenle, borçlu tarafından örnek 12 numaralı ödeme emrine süresinde icra dairesinde itiraz edildikten sonra, icra müdürlüğünce borçluya kendiliğinden örnek 10 numaralı ödeme emri gönderilmesi işlemi usulsüz olup, anılan ödeme emrinin ve buna dayalı olarak yapılan işlemlerin iptali gerekir. O halde mahkemece, şikayetin kabulü ile örnek 10 numaralı ödeme emrinin ve bu ödeme emrine dayalı olarak yapılan işlemlerin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine karşı borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmiş ve alacaklı İcra Mahkemesine başvurmadan İİK.nun 67.maddesi gereğince itirazın iptali davası açmışsa, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisinin araştırılması ve şayet buna ilişkin itiraz yerinde değilse borcun esasına karşı itirazın incelenmesine geçilerek hüküm kurulması gerekir. Şayet icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varılıyor ise, o zaman mahkemece borcun esasına ilişkin itiraza geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle, davanın bu yönden reddine karar verilmelidir. ../.. (2) Somut olayda, borçlu Malatya İcra Dairesince çıkartılan ödeme emrine karşı, yetkili icra dairesinin Kiğı İcra Dairesi olduğu yolunda yetki itirazında bulunmuş, ayrıca borcun esasına da itiraz etmiş bulunmaktadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki şartının tacir olmayan müvekkili açısından bağlayıcı olmadığını, genel yetki kuralı dikkate alındığında davacının adresinin Kadıköy, diğer borçluların adreslerinin Ataşehir ve Sancaktepe olduğunu, yetkili dairenin İstanbul Anadolu İcra Daireleri olduğunu, senedin ödeme emrine eklenmediği iddiasını kabul etmediklerini, borca itiraza ilişkin belge sunulmadığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
-K A R A R- Davacı vekili, davalı aleyhine başlatılan haciz yoluyla takibe itiraz edildiğini, açılan itirazın iptali davasının davacı lehine sonuçlandığını, takip yolunun iflasa çevrildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın kaldırılması ve iflasa karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının haciz yoluyla takibi iflasa çevirdiğinden önceki karardan yararlanamayacağını, icra inkar tazminatı ile ilamdaki yargılama giderlerinin depo emrine dahil edilemeyeceğini, müvekkilinin tacir olmadığını, yetkili icra dairesinin faaliyet merkezi olan Kaynarca İcra Dairesi, mahkemenin Kaynarca Ticaret Mahkemesi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, tacir olan davalının depo emrine konu alacağı ödemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı şirketin iflasına karar verilmiştir....