Dava konusu somut olayda; davalı/borçlu takip dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde borca da açıkça itirazda bulunduğundan davacı/alacaklı ile arasındaki akdi ilişkiyi de dolayı olarak reddetmektedir, borca itirazda davalının açıkça akdi veya hukuki ilişkiyi reddetmesini aramak gerekli olmayıp, borca itiraz tek başına davacı ile arada hukuki veya akdi bir ilişkinin olmadığı şekilde yorumlanmalıdır, dolayısı ile somut olayda BK 89 madde hükmü uygulanmaz, bu itibarla yetkili icra dairesinde usulüne uygun şekilde başlatılmış bir icra takibi bulunmadığından, itirazın iptali davasının dava şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından ve ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlendiğinden;somut olayda; davacının dayandığı iş takip hesap formunda imzası bulunan davalıların tacir olmadıkları ve kaldi ki anılan belgedeki imzayı da inkar ettikleri ve...
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazında bulunduklarını, icra takibine verdikleri itiraz dilekçesinde uyuşmazlıkta yetkili mahkeme ve İcra Müdürlüğünün istanbul(merkez) mahkemeleri ve İcra Müdürlüğü olduğunu, taraflar arasında imzalanna ... tarihli faktoring sözleşmesi'nin 23. Maddesinde sözleşmeden doğan ihtilaflarda ... (...) mahkemeleri ve ... (...) İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunun kabul edildiğini, ayrıca müvekili şirketin ... Şubesi'nin tüzel kişiliğinin bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz açılan davanın ve icra inkar tazminatının reddi ile %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, ilamsız takipte borçlu davalı tarafından yetki ve borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı borçlu tarafından İcra Müdürlüğü'ne verilen itiraz dilekçesinde; İcra Müdürlüğü'nün yetkisine itiraz edilmiş, ... (...)...
Somut olayda, dosyada bulunan kooperatif ana sözleşmesinin 46. maddesinde kooperatifin temsil ve ilzamının çift imza ile olacağının düzenlendiği görülmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 4/8.maddesi uyarınca kooperatifin temsiline ilişkin hükümlerin ana sözleşmede bulunması zorunlu olup, ana sözleşmeyi değiştirme yetkisi de kooperatif genel kuruluna aittir ve aynı kanunun 42/1. maddesine göre genel kurul, ana sözleşmeyi değiştirmek yetkisini devir ve terk edemez. Bu durumda, bononun düzenlenme tarihi itibari ile kooperatif çift imza ile temsil ve ilzam ediliyor ise borçlunun tek imza ile imzalamış olması durumunda şahsen sorumlu olacağının kabulü gerekir. O halde mahkemece, duruşma açılarak, tarafların iddia ve savunmaları alınmak suretiyle, bononun düzenlenme tarihinde kooperatifi temsile yetkili kişiler ve kooperatifin temsil durumu araştırılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İ.İ.K'nun 168/5 ve 169/a maddesine dayalı yetki itirazıdır. 6100 sayılı HMK'nun 19/2 maddesine göre yetki itirazında bulunan tarafın yetki itirazında yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği yetkili mahkemeyi göstermesi gerektiği, aksi takdirde yetki itirazının dikkate alınamayacağı, davacı borçlunun yetki itirazında yetkili icra dairesini bildirmediği, yetki itirazının 6100 sy. HMK'nun 19/2 maddesine göre geçersiz olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. İmzaya İtiraz Yönünden: İstek,2004 sayılı İİK.'nun 168/4 ve 170. Maddesine dayalı imzaya itirazdır. 6098 sy. TBK'nun 504/3. maddesinde; "Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz" hükmüne yer verilmiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, usul ve yasaya aykırı olduğunu, takip dayanağı çekin keşide yerinin Mersin olduğunu, takipte Mersin İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu, davacının borca itiraz etmekle zaten imzayı kabul etmekte olduğunu, davacının itirazlarının haksız ve geçersiz olduğunu, davacının imzaya ve borca itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu beyan ederek, davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, ayrıca % 20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ve % 10 para cezasının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından davaya konu icra takibine dayanak olan bono üzerinde hiçbir imza olmadığından bahisle senedin kambiyo vasfını taşımadığını bu sebeple davanın kabulü ile icra takibinin iptaline karar verildiğini, bono üzerinde imza bulunmadığı tespitinin maddi gerçeğe aykırı olduğunu, takibe konu bono üzerinde bir imza mevcut olduğunu, davanın konusunun imzaya ve borca itiraz olduğu, davacı borçlu tarafın dahi bono üzerinde bir imza olduğunu kabul ettiğini kararın yerinde olmadığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
Tekstil Limited Şirketi’nin kurulmasından sonra çeklerin sanık ... tarafından mağdur ...’ye alınan mal karşılığında verildiği, çekin bankaya ibrazında karşılıksız çıktığı, çekte keşideci şirket yetkilisi olan sanık ...’ın imzaya ve borca itiraz ettiği, böylece sanıkların farklı bir imza atarak ya da başkasına attırarak suça konu çekleri mağdura verip ödeme yapmayarak ve imzaya ve borca da itiraz etmek suretiyle resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda, Sanık ... aşamalarda değişmeyen ifadesinde suçlamaları kabul etmeyerek şirketin resmi olarak kendi adına olduğunu; fakat şirketle ilgili tüm işlemlerin diğer sanık tarafından yürütüldüğünü, suça konu çekle ilgili olarak bir işlem yapmadığını ve çeki alıp mal veren mağduru tanımadığını belirttiği, mağdurun da sanık ...’ı tanımadığını, kendisinin sanık ... ile muhatap olduğunu ve bu sanıkla aralarındaki cari hesap ilişkisi gereğince biriken borca karşılık olarak çek verildiğini belirttiği...
İcra Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca İtiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı vekili tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine adı geçenin yasal sürede icra mahkemesine başvurarak, Ümraniye İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirterek İstanbul İcra Dairesinin yetkisine, imzaya ve faize itiraz ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda Mahkemece öncelikle borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazı hakkında bir karar verilmesi, yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde diğer itiraz nedenleri değerlendirilmesi gerekirken, yetki itirazı konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmeksizin yargılamanın sürdürülerek, sonuçlandırılması ve yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
HMK'nın 33. maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime ait olup mahkemece davacının imzaya açık itirazı gözetilerek dava doğru şekilde imzaya ve itiraz olarak nitelendirilmiştir. Davalının, davacının sadece borca itiraz ettiği yolundaki istinaf sebep ve gerekçesi dava dilekçesi içeriğine göre yerinde değildir. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz, İİK'nın 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerekmektedir. İmza itirazında, imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, takibe başlayarak imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir. (HGK'nun 26.04.2006 tarih ve 2006/12- 259 E., 2006/231 K. sayılı kararı)....
DEĞERLENDİRME : Dava, İİK'nın 169. maddesi uyarınca yetki ve borca itiraza ilişkindir. Davacı vekilince dayanak takibin yetkisiz icra müdürlüğünde yapıldığı, senette idari birim bulunmadığı, boş olarak verildiği, sonradan doldurulduğu iddialarıyla yetki ve borca itiraz edilmiştir. Bonoya dayalı takip, genel yetkili yer alan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK'nın 6. maddesi), bonoda öngörülen ödeme yerinde, ödeme yeri gösterilmemişse düzenleme yeri (HMK'nın 10. maddesi) ve ayrıca İİK'nın 50/1. maddesi uyarınca bononun düzenlendiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir. Somut olayda, takibe konu 12/12/2019 düzenleme, 19/12/2019 vade tarihli senette düzenleme yeri olarak açıkça Kuşadası olarak gösterildiğinden yetki itirazı yerinde değildir. İİK'nın 169/a-1 maddesi gereğince borçlu borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği takdirde icra mahkemesince itirazın kabulüne karar verilir....