Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır.Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....

Şöyle ki; dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olup, uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir....

Yörede 2005 yılında yenileme kadastrosu yapılmış bu çalışmada 518 parsel yüzölçümü 16.857,88 m2 olarak tespit edilerek yenileme tutanağı düzenlenmiş, davacı tarafından süresi içinde yenileme kadastrosuna itiraz davası açılmıştır. Mahkemece kesin hüküm olduğu belirtilen kadastro mahkemesinin 2005/125 E.- 2006/186 K. sayılı dosyanın incelenmesinden davacının Hazineye karşı, 20.000 m2 yüzölçümlü 518 parselin, yenileme kadastrosunda 16.857,88 m2'ye düşürülmesi sebebiyle açtığı yenileme kadastrosuna itiraz davası olduğu, yargılama sonucu davanın reddine karar verildiği ve hükmün 20/04/2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 303. maddesinde düzenlendiği üzere tarafları, konusu ve dava sebebi aynı olan önceki hüküm sonraki hüküm bakımından ‘kesin hüküm’ teşkil eder....

    Nohutçu ve Hazine adına tespit edildiği, tespitin itiraz edilmemesi nedeniyle 21/08/1954 tarihinde kesinleştiği; yörede 2014 yılında yapılan uygulama (yenileme) kadastrosu sırasında yeni 102 ada 7 parsel numarası altında 3.280,18 m² yüzölçümü ile tespit edilerek, askı ilanı süresi sonunda itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleşen yeni yüzölçümü ile tapuya tescil işleminin yapıldığı; tapuda halen 10/32 payının davalı Hazine, 22/32 payının davalı T5 adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. 4- Yörede 1954 yılında yapılan arazi kadastrosu, 23/01/2003 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2014 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2- a maddesi uyarınca yapılan uygulama (yenileme) kadastrosu bulunmaktadır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece " davanın yenileme kadastrosuna itiraz talebi olduğu, dava konusu Samsun İli 19 Mayıs İlçesi Tepeköy Mahallesi 131 ada 25, 26 ve 34 parsel sayılı taşınmazlarda Kadastro Kanunu 22/a maddesi uyarınca yenileme kadastrosu çalışmalarının tamamlanıp askı ilanının 11/07/2019 ila 15/08/2019 tarihleri arasında yapıldığı, davacının Kadastro Kanunun 22/a maddesi uyarınca yenileme kadastrosuna ilişkin davasının 30 günlük askı ilan süresinde açıldığı, davacının mahkememize vermiş olduğu 03/12/2021 havale tarihli dilekçesindeki içeriği ile açmış olduğu davadan feragat ettiği anlaşılmakla; davacının açmış olduğu davanın üzerinde serbestçe tasarruf edilebilen davalardan olduğu anlaşıldığından, davanın feragat nedeniyle reddine " karar verilmiştir....

    Davacı T1 istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, kendisine ait 541 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki yapıların 1990 yılındaki tesis kadastrosuna göre inşa edildiğini, yenileme kadastrosu çalışmaları sırasında teknik verilere bağlı kalınmaksızın sınırların değiştirildiğini, davalılara ait 549 ada 4 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kendi parseline tecavüz ettiğini, dolayısıyla da Anayasa ve AİHS ile güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece yenileme çalışmalarındaki ölçümlerin dikkate alındığını ve bu ölçümlere göre de rapor hazırlandığını, yenileme çalışmalarına itiraz niteliğindeki eldeki davada sadece yenileme kadastrosu verilerine göre rapor tanzim edilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda şahsına ait binanın geçmişte yapıldığının belirtildiğini, 1990'lı yıllarda yapılan tesis kadastrosu sınırları dikkat alınarak evini yukarıdan 90 cm ve aşağıdan 70...

    Uygulama kadastrosunun açıklanan bu niteliği itibariyle, uygulama kadastrosuna itiraz şeklinde açılacak davalarda, mülkiyet uyuşmazlıklarına girilmeden, ilk tesis kadastrosuyla oluşturulan haritanın zemin ile uyumsuzluğunun neler olduğu, bu uyumsuzluğun hangi nedenlerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sırasında nasıl bir tespit yapıldığı, uygulama kadastrosunun zemin ile harita arasında görülen uyumsuzluğu giderip gidermediği, uygulama kadastrosu da isabetsiz ise bu isabetsizliğin nereden kaynaklandığı gibi hususların aydınlatılması zorunludur....

    İmaret Mahallesine 2011 yılında yapılan uygulama kadastrosuna 104 ada 17 parsel numarası almış, 2019 yılında son yapılan uygulama kadastrosu sırasında ise Esenyurt (İmaret) Mahallesi 6387 ada 5 parsel numarası almış ve yüzölçümü 7.276,30 m2 olarak düzeltilmiştir. 22- A uygulama kadastrosunun amacı Teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi amacıyla ilk kez 23.06.1983 tarih ve 2859 sayılı Yasa uyarınca yenileme çalışmaları (yenileme kadastrosu) yapılmış; bu yasa ihtiyaca cevap vermeyince, 22.02.2005 tarih ve 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi ile bu madde uyarınca çıkarılan ve 29.11.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilindeki Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uygulanacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik...

    İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçelerinde; ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde sınırın tam olarak tespit edilemediğinin, sabit sınır olmadığının ve yenileme kadastrosuna itiraz davasında mülkiyet ihtilafının tartışılamayacağının belirtildiğini, öncelikle taraflar arasındaki sınırın ırmak olduğunu, bu durumun keşifte alınan beyanlar ile sabit olduğunu, ırmak sabit sınır olup müvekkilinin arazisinin yamaç olması nedeniyle zaten ırmağın hat değiştirmesinin mümkün olmadığını, yenileme kadastrosunda hata yapılmış olup sabit sınırın dikkate alınmadığını, mahkemece hava fotoğrafları dosyaya celp edilmiş ise de hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılması için haritacı bilirkişiden rapor aldırılmadığını, hava fotoğrafları incelendiğinde ırmağın yıllar içerisindeki akış durumunun tespit edilebileceğini, 0f Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/256 Esas sayılı dosyası celp edilmediğini, o dosyanın davacısı ...'...

      Mahkemece, yenileme kadastrosunun usûlüne uygun olarak yapıldığı anlaşıldığından, yenileme kadastrosuna itiraz davasının reddine, taşınmazın tesbit gibi tesciline; davacının tapu iptali ve tescil davası yönünden, mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın ...Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 16/12/2013 gününde oy birliği ile karar verildi....

        UYAP Entegrasyonu