Mahkemece, davalı banka tarafından davacının hesabına konulan blokenin yargılama sürecinde kaldırıldığı, kaldı ki konulan blokenin de üye iş yeri sözleşmesine ve Uluslararası Kredi Kredi Kartı Kuruluşları kurallarına uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından da anlaşıldığı üzere, taraflar arasında, üye işyeri sözleşmesi, mail order sözleşmesi ve genel kredi sözleşmesi bulunmaktadır. Üye iş yeri sözleşmesinin 7.2. maddesine göre; banka, üye işyerinin rutin işleyişine ve normal harcama davranışlarına aykırı, riskli ve şüpheli veya hileli bir işlem tespit ettiği veya bu şekilde bir işlem kendisine bildirildiği veya herhangi bir nedenle gerekli gördüğü takdirde, üye işyeri hesabına bloke koyabilir...ve bu şüpheli işlemlerle ilgili herhangi bir sorun olmadığına kanaat getirinceye kadar bloke ile kapatma işlemini devam ettirebilir....
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasında yer alan “9000 gün şartı gerçekleştiğinden böylece davacının yaşlılık aylığına hak kazandığının da tespitine”, rakam ve sözcükleri silinerek yerine, “koşulları gerçekleştiğinden 29.9.2005 tarihli aylık başvurusunu takip eden aybaşı olan 1.10.2005 tarihinden itibaren davacının yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine”, tarih ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 10.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 02.04.2009 tarihinde Kurum’a başvurarak, yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin isteği, 55 yaşını doldurmadığı gerekçesiyle reddedilen davacı; dava dilekçesi ile, 02.04.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiş iken, ıslah dilekçesi ile talebini daraltarak, 01.05.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiş; Mahkemece, ilk defa sigortalı olarak tescil edildiği tarihte doğum tarihi 01.04.1955 olan davacının, 55 yaşını doldurduğu 01.04.2010 tarihini takip eden aybaşı olan, 01.05.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazanacağının tespitine karar verilmiş olup; Mahkemece, niteliği itibariyle, davanın kısmen reddine ilişkin olduğu anlaşılan karar...
Mahkemece, anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde, davacının 55 yaş ve 3600 gün primi ödenmiş sigortalılık şartlarını ikmal ettiği 03.05.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiş ise de; anılan Yasanın 62. maddesindeki “Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya bu isteğinden sonraki aybaşından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanır.” amir hüküm gözetilerek, tahsis şartlarının gerçekleştiği 03.05.2012 tarihini takip eden ay başından itibaren davacının yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : Hüküm fıkrasının 1....
Mahkemece, anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde, yasal şartları ikmal ettiği 06.02.2013 tarihinden itibaren davacıya yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiş ise de; anılan Yasanın 62. maddesindeki “Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya bu isteğinden sonraki aybaşından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanır.” amir hüküm gözetilerek, tahsis şartlarının gerçekleştiği 06.02.2013 tarihini takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının dava tarihine göre yaşlılık aylığına esas hizmet süresi ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının dava tarihi olan 04/05/2009 tarihinden sonra 08/12/2009 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine ve bu tarihi takip eden 01/01/2010 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmiştir. 1479 sayılı Yasa'nın Geçici 10.maddesinde, 23.5.2002 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı koşulları kademeli olarak düzenlenmiş olup Yasa'nın 37.maddesine göre yaşlılık aylığı, sigortalının, aylık bağlanması için Kurumda yazılı istekte bulunduğu tarihi takibeden aybaşından başlar....
kaldırılması yönündeki ihtiyati tedbir taleplerinin yerel mahkemece kabul görmediğini, bu konuda karar verilmediğini, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini, söz konusu kararın bu yönden de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının Yaşlılık aylığına ilişkin 2. bendinde bulunan “01/04/2014” tarihi silinerek yerine “01/05/2014” tarihinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 18/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece bozma ilamına uyularak istemin kabulüne karar verilmiştir. 1479 sayılı Yasa’nın 37. maddesi uyarınca, sigortalının yaşlılık aylığı için kuruma müracaat ettiği tarihi takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazanacağına ilişkin düzenleme karşısında, davacının emeklilik talep dilekçesini verdiği 22.02.2007 tarihini takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tesbiti gerekir. Mahkemece, davacının 31.12.1984-20.10.1988 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’ya tabi ... sigortalısı olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitine dair verilen karar yerindedir. Ancak tahsis talep tarihi olan 22.02.2007 tarihini takip eden ay başı olan 01.03.2007 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde 22.02.2007 tarihi itibariyle tahsise karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Davacının 4586 prim ödeme gün sayısına göre 506 sayılı Yasa'nın 81/C maddesine göre yaş ve süre koşulları yönünden kısmi yaşlılık aylığına hak kazandığı halde 506 sayılı Yasanın 60 ve 81/A maddesine göre yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K’nun 438/7.maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının 1. bendinin tamamen silinerek yerine “Davacının SSK hizmetleri ile yaşlılık aylığına 506 sayılı Yasa'nın 60 Maddesi ve 81/C maddesi gereğince hak kazanması nedeni ile davacıya 01.02.2007 tarihini takip eden ay başı olan 01.03.2007 tarihinden itibaren kısmi yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine ” tarih ve sözcüklerinin yazılmasına, kararın bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 08.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....